AK Parti Adıyaman Milletvekili Dr.M.Murtaza Yetiş, Çatı Aday konusunda yaptığı açıklamaya karşı tepki açıklaması yapan Saadet Partisi Adıyaman merkez İlçe başkanı Haşim Asnuk’un  yaptığı açıklamayı okuyamadığını, kimsenin din anlayışını sorgulamak gibi bir niyetlerinin  olmadığını belirtti.

Yetiş, “Çatı Aday” konusunda AK Parti Haziran ayı il danışma meclisinde yaptığı açıklamada Saadet Partisi’ne direk bir eleştiride bulunmadığını, yedi yamalı bohça olarak ifade ettiği İhsanoğlu’nun Saadet ve BBP dindarlığı kadar dindar, CHP kadar Kemalist, MHP kadar ülkücü, İşçi Partisi kadar ulusalcı olması durumunda tabanlardan oy alabileceğini belirtmeye çalıştığını ifade etti. Açıklamasına karşılık, bir ilçe başkanının açıklamasını okuyamayarak yakışıksız ifadeler kullanmasının kabul edilemez olduğunu söyleyen Yetiş, cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili yaptığı ve yanlış anlaşılan açıklamaya karşılık ilçe başkanının aklına geleni sıralamış olmasına sert tepki göstererek şunları söyledi.
“Saadet Partisi Genel Başkanı sayın Kamalak ve genel Başkan yardımcısı Şerafettin Kılıç, ihsanoğlu’nun adaylığında açık kapı bıraktıklarını belirten beyanatlar vermişlerdir. Haşim beye kendi genel başkanı ve başkan yardımcısının açıklamalarını yazılı olarak da iletebiliriz. Bu ismin açıklanmasından sonra “Türkiye ve milletimiz açısından sevindiricidir” diyen kendi genel başkanlarıdır. Önceki açıklamamızda çatı değil bohça aday dediğimiz ve yedi yamalı olarak ifade ettiğimiz İhsanoğlu’nun Saadet ve BBP dindarlığı kadar dindar, CHP kadar Kemalist, MHP kadar ülkücü, İşçi Partisi kadar ulusalcı olması durumunda tabanlardan oy alabileceğini belirtmeye çalıştık. Kastettiğimiz şey “bohça aday” olarak İhsanoğlu’nun Tayyip Erdoğan karşıtı cephenin tamamının oyunu alma hesabı yaptığı ancak bunun mümkün olmadığıdır. Bu açıklamamızı çarpıtarak Saadet Partisi’nin din anlayışını sorguladığımızı ifade eden, bunun da vicdansızlık olduğunu belirten partinin Adıyaman İlçe başkanının açıklamamızı yanlış anladığını ifade etmeliyim. Bizim kimsenin din anlayışını sorgulamak gibi bir ahlakımız yoktur. Bunu bizi yakinen tanıyan herkes bilir. Tersine yıllardır siyasi anlayışını din kisvesi altında sunan, farklı anlayışları dini mülahazalarla dışlayan anlayışların hep karşısında olduk. Sayın Başbakan’ın One Minute çıkışı, İsrail’e karşı uygulanan izzetli politikalar BOP eşbaşkanlığı yakıştırmalarının masal olduğunu ispatlamış olmasına, İsrail zulmüne karşı Abdülhamit’ten bu yana net ve en cesur tavrı gösteren bir lider olarak İslam coğrafyasında umut olarak işaret edilmesine rağmen, hala Saadet Partisi’nin bir ilçe başkanı tarafından ulusalcıların diliyle eleştirilmesi manidardır. Bu dil kardeşlik dili değildir. Yaptığı okumayı yanlış anlayarak bilinç altını ele veren “BOP eşbaşkanının partisinin müntesibi, Müslümanların kanı elinde kurumamışken” kabul edilemez ifadelerini kullanan ilçe başkanına tavsiyemiz, bir şeyi beyan etmeden önce açıklama sahibine ne demek istediğini en azından bir telefonla sormasıdır. Aynı açıklamada Mavi Marmara konusunda attığımız tweet mesajı da çarpıtılmıştır. Paralel bir yargının varlığı kesinkes ortadadır. Bunu son dönem verilen yargı kararlarından anlamak oldukça kolaydır. Başbakanın ofisine kadar girerek dinleme yapmış bir ekibe takipsizlik kararı verilebiliyor. Deliller ortada iken bu kararların verilmesi yargı konusunda verilen kararlarda artık çok daha kuşkucu yaklaşımlara yol açıyor. Mavi Marmara ve Filistin, özgür Kudüs davalarında duruşumuz nettir. Hayatımız boyunca özgür Filistin, özgür Kudüs için mücadele ettik etmeye de devam edeceğiz. Mavi Marmara davası ile ilgili hükümet iradesi de ortadayken, başbakanımız milli bir dava olarak sahiplenmişken uzun bir süre kararın çıkmaması ve 17 Aralık darbe girişiminden sonra bu kararın bir anda verilmesinin sadece zamanlamasına dikkat çekmek amacıyla attığım tweet bile bu açıklamada haksızca ve çarpıtılarak yerini almıştır. Filistin ve Gazze konusunda savaşın ortasında bölgeye gidip mazlum Filistin halkının yanında durmayı sözde değil pratikte gösteren biri olarak şahsıma yönelik yakışıksız, gerçek dışı ifadelerle dil uzatmanın da kul hakkına girdiğini belirtmek isterim.  Ayrıca Saadet Partisi Genel Başkanı sayın Kamalak “Düşünün neredeyse Allah kelamına, hatta Lafza-i Celal`e bile karşı çıkan bir zihniyet neticede, İslam İşbirliği Teşkilatının Genel Sekreterliğini yapmış olan bir ismi ortak aday olarak sunabiliyor. Bu kanaatimce hem Türkiye bakımından hem milletimiz açısından hem de Cumhuriyet Halk Partimiz bakımından sevindirici bir durum" diye açıklama yapıyor ne yazık ki kendi ilçe başkanlarından biri kendi genel başkanının yaptığı açıklamayı bile tam okumadan savunma havasına giriyor. Cumhurbaşkanlığı konusunda kendi genel başkanının açıklamasını bile tam okumamış bir ilçe başkanının benim yaptığım açıklamayı yanlış anlamasını da normal karşılıyorum. Herkes gibi bu arkadaşlarımızı da Yeni Türkiye yolunda AK Parti ile hareket etmeye çağıyorum. Tarihi sorumluluğumuz bunu gerektirmektedir. ”
Editör: Adıyaman Haber