CHPli Fatma Uubey, ülkede birlik ve beraberliğe çok ihtiyaç olduğunu söyledi.

Ulubey, yaptığı açıklamada, basın camiasından birisi olarak, demokrasiyi savunan biri olarak Cumhuriyet Gazetesine yapılan saldırıyı, operasyonu, basın üzerindeki sansürün kalkmasını  gerektiğini ifaed etti.

Saldırıyı kınadığını ve sansürün kalkması gerektiğini belirten Ulubey, Basın hürdür sansür edilemez. Ülkemizde basın üzerinde ciddi bir siyaset eli olduğunu düşünüyorum ki öyle görünüyor. Birilerinin keyfi uygulamaları ile bu ülke adım adım karanlığa sürüklenmek isteniyor. 15 Temmuz darbe girişimine biliyorsunuz TBMM çatısı altındaki tüm siyasi partiler bir direniş gösterdiler, bir sergileniş gösterdiler, hatta günlerce alanlarda demokrasi söylemlerini, demokrasi türkülerini çaldık. Birliğimiz, beraberliğimiz açısından çok çok önemliydi. Ama bugünkü süreçte baktığınızda bugün HDP açısından düşünürsek seçilmiş bir siyasi partinin liderlerinin bu şekilde göz altına alınması, tutuklanmasını ben ileri demokrasi ile bağdaştıramıyorum. Evet bizler her ne kadar siyasi görüşüne katılmaz isek te seçilmiş insanlara ben saygı duyulmasını gerektiğine inanıyorum, zaten iktidarın sürekli dillerinden düşürmedikleri milli irade ile tamamen ters olduğunu düşünüyorum dedi.

- YENİKAPI RUHUNU İKTİDAR PARTİSİ BOZDU

Yenikapı ruhunu iktidar partisinin bozduğunu savunan Ulubey, şöyle devam etti:

Cumhuriyet Halk Partisi adalet hak ve hukuktan yana, herkesin bu ülkede insanca yaşamasından yana. Yenikapı ruhunu bozan mevcut iktidardır. Bu anlamda doğru değildir, bugün ileri demokrasiyi savunanların ülkeyi getirdiği karanlık nokta ortadadır. Benim anlamakta zorluk çektiğim nokta, bugün ülkeyi 14 yıldır mevcut iktidar yönetmektedir. Bugün ülkenin kötüye gidişatını muhalefet partilerine yüklemenin bir kaçış olduğunu düşünüyorum, doğru olmadığını düşünüyorum ve ülkeyi  tek başına yöneten iktidar mevcuttur. Dünyanın hangi ülkesine bakarsanız bakın, mevcut hükümetler ülkenin iyi yada kötü oldğunun hesabını verirler ama bizde ne acıdır ki sanki bunların hepsini Cumhuriyet Halk Partisi yapmış gibi yüklenme var, bunu doğru bulmuyorum. Ülkeyi bu duruma getirenler siyasi sorumluluk taşımak zorundalar, bu halka hesap vermek zorundalar. Hatta mevcut iktidar diyordu ki ülkemizde hiçbir anne ağlamayacak . Bugün bakıyorsunuz Türk-Kürt ülkemizde kanayan bir yara vardır, 30 yıldır çözülmesi gereken bir sorun var, bu bizim ülkemizin sorunu, bunu birileri uzaydan gelip çözmezler, bu ülkenin Kürt vatandaşı da askerliğini yapıyor, Türkü de, Alevisi de. Türkü, Kürdü hepimiz bu coğrafyada et tırnak olmuşuz, bizler birbirimizden ayrılamayız

- BARIŞI VE DEMOKRASİYİ SAVUNUYORUZ

CHP olarak barışı ve demokrasiyi savunduklarını vurgulayan Ulubey, Biz bu anlamda iç barışı, demokrasiyi, özgürlükleri, insan haklarına kadar savunuyoruz ama birileri nedense barış kelimesinden bile rahatsızlık duymaya başladılar. Ben bunu sosyal medyada da paylaştım, biz barış istiyoruz, bizim amacımız bizim evlatlarımız barış içerisinde yaşasınlar. Biz bu coğrafyada yüzyıllarca beraber yaşadık ama bugün ayrışmış durumdayız. Siyasilerin özellikle ülkeyi yönetenlerin usluplarını değiştirmeleri gerekiyor. Etkin bir barış için daha iyi bir üslüp kullanılması gerekiyor. Bu anlamda ben buradan bir çağrı yapıyorum siyasi partilere; bugün ayrışma zamanımız değil, bilakis birleşmemiz gerekiyor. Nasıl ki biz 15 Temmuz’da tüm partiler tek yürek olduysa, bana göre bugünde aynı durumu yaşamamız gerekiyor. Ne demek bugün bu ülkenin aydınları, yazarları işte Cumhuriyet Gazetesini biliyorsunuz, Cumhuriyet  Gazetesi bugün FETÖ ile mücadele etmiş biri, yani yazarlarına, çizerlerine, karikatüristlerine bu baskının demokrasi ile bağdaşmayacağını belirtmek isterim dedi.

- KİMSE GÜVENDE DEĞİL

Ülkede bir güvenlik sorunu olduğunu vurgulayan Ulubey, şunları söyledi:

Cumhuriyet Halk Partisi temelinde ülkenin tüm vatandaşlarının partisidir. Evet ne yazık ki genel başkanımıza suikast hazırlandı, akabinde genel başkan yardımcımız Bülent Tezcan’a, akabinde il başkanımıza, belediye başkanımıza, yani bir kere Türkiye nereye gidiyor sorusunu sormak istiyoruz. Şurada bir şeye dikkatinizi çekmenizi isterim, bakın artık bu ülkenin seçilmişleri, bu ülkenin yöneticileri bile güvende değil, bir güvenlik sorunu yaşıyoruz, bu çok acıdır. Oysa güvenliğimizi kim korur, oysa bir vatandaş neden kendini güvende hissetmez, ben şunud a sormak istiyorum, ben bir genel başkanın can güvenliği tehlikedeyse bu ülkede ki vatandaş kendini nasıl güvende hissetsin? Bu soruyu ben halkımıza, vatandaşlarımıza sormak istiyorum. Çok acı bir durum, çok çok zor bir süreçte çok akli selim davranmamız gerektiğini düşünüyorum. Siyasi düşüncelerimiz farklı olabilir, inançlarımızda farklı olabilir ve bu demokrasinin gereğidir zaten. Yüce Allah’ta buyuruyor; ben isteseydim tek bir ümmet yaratırdım ama farklı farklı yarattım bunların ben inançla ilgileri olduğunu da düşünmüyorum. Yüce Allah’ın yarattığı her eser değerlidir bizim nezlimizde, biz böyle düşünüyoruz. Bu coğrafyada Yunuslar, Mevlanalar, Hacı Bektaşi Veliler, Anadolu erenleri barışı, sevgiyi, hoşgörüyü yaydılar ama bugün bakın islam coğrafyasına. kan, şiddet, işkence bunları sorgulamamız gerekiyor

- BİZİM MESELEMİZ BAŞKANLIK OLMAMALI

Başkanlık sisteminin gündeme getirilmesini de eleştiren Ulubey, Efendim bizim meselemiz asla başkanlık olmamalıdır. Bu ülkenin kanayan sorunları var, biz önce demokrasiyi yerleştirebildik mi, bir bakın eğitim sistemine, bir gizli kriz var, gerçekten ekonomik yönden çöküntü durumda, çökmüş durumda ama seslerini çıkaramıyorlar. Çünkü şöyle artık insanlar diyorki artık biz mutlu rahat yaşamayı bir yana bıraktık ve ben kendimi güvende hisstmek istiyorm.  Bunun için ekonomik patlama henüz olmadıysa şükür kültürümüz var. Bugün ben yaşıyorum ya, bugün bana bir şey olmadı ya, ben artık ekonomiyi düşünemiyorum, ben çocuğumu dışarıya bıraktığımda artık rahatça eve gelebilecek mi? Biz güvenlik sorunu yaşıyoruz, bana göre kimsenin umrunda da değil, ben sağ selim evime döneyim diyorum ama büyük bir ekonomik krizde yaşanıyor.  Eğitim sistemine bakıyoruz çökmüş, sosyal güvencesi yok, kimse kendisini güvende hissetmiyor, sağlık sistemi keza ortada, paranız varsa kendinizi idame ettirirsiniz, yaşamınızı devam ettirebilirsiniz ama bu ülkenin yoksul tabakası daha da yoksullaştı. Daha da kötüye gitti. Üzgünüm ben burada güzel bir ülke tablosunu çizmek isterdim ama karikatüristlerin bile güvende olmadığı bir ülkeyi düşünün, bir karikatürist ne yapar, mizah yoluyla mesajını verir, tüm dünya ülkerinde böyledir. Bir ressam resmini çizer, bir yazar yazısını yazar, iktidarlara yaranmak için yazmaz, artık hepimiz öyle bir duruma geldik ki neredeyse kendi adıma söyleyeyim oto sansür kullanma haline geldim. Oysa savunduğum tek şey barış, demokrasi, özgürlükler, bunları savunan bir insanın korkusu olabilir mi ? ama artık bu toplum onları konuşamıyor, konuşamaz hale geldi. Neredeyse barışın suç olduğu bir ortamı yaşıyoruz ve bu çok riskli, çok tehlikeli bir durum şeklinde konuştu.

Kaynak : PHA
Editör: Adıyaman Haber