Aydın, yaptığı açıklamada, "Sağlıklı denetim yapalım, Cumhurbaşkanı da hem meclise hesap versin,  hem yargıya hesap versin  hem de her beş yılda bir gelsin yine millete hesap versin. Böyle hesap verilebilir bir sistem ne güzel işte. Yapmaya çalıştığımız bu bizim. Koalisyonlarda hatırlayın millet vekili pazarlıklarını, hatırlayın krizleri, hatırlayın kuyrukları, hatırlayın sıkıntıları acıları, terörü. Koalisyonlar, o Güneş Motel olaylarını olaylarını hatırlayın. Siyaseti, siyasetçiyi ne kadar itibarsızlaştırırdı onlar" dedi.

- 2002'DEN ÖNCE SİYASETE GÜVEN KALMAMIŞTI

2002'den önce siyasete güven kalmadığına dikkat çeken Aydın, şöyle devam etti:

"Siyasete güven kalmamıştı 2002’den önce maalesef. Siyasetçiye hiç güven kalmamıştı. Ama hamdolsun halkın güvenini kazanan, insan sıradan bir gün değil. 16 Nisan’da önümüze gelen sandık, öyle 4 yılda 3 yılda bir önümüze gelen sandıklardan biri değil. Herhangi biri değil. Çünkü değerli kardeşim, bu ülke belki yaklaşık 150 yıldır, bu sistemin sancılarını yaşadı. Öncesinden başladı, oradan bu tarihe kadar, buradan bu sistemden kaynaklanan sıkıntılardan dolayı, ülke olarak çok  çektik. Millet olarak enerjimizi kaybettik, zamanımızı heba ettik. İnsanlar aya uzaya adam gönderirken, biz burada bu sistemin sıkıntılarından, bu sistemin yol açmış oldu arızalardan dolayı, maalesef birbirimizle uğraştık. Ufak tefek polemiklerle zaman harcadık. İçerden düşmanlar ürettik. Sağcı oldu, solcu oldu, alevi oldu, Sünni oldu, Kürt oldu, Türk oldu, Zaza oldu, Arap oldu, şu oldu bu oldu. Şucu bucu oldu. Darbeler oldu her 10 yılda bir. Her daim faiz canavarları, enflasyon canavarları, zam canavarlarıyla, hep böyle sorunları canavarlaştıran bir sistem ile hep birbirimiz ile mücadele ettik, onlar ile mücadele edildi. İçeriden düşman, dışarıdan düşman, hani  diyor ya işte Türkiye’yi tarif ederken, 4 tarafı düşmanlar ile üç tarafı denizlerle çevrili ülkü. Herkes düşman. Sıkıntılar yarattık. Seçilmişlerimizi, halkın büyük bir ekseriyetle iş başına getirdiği yöneticilerimizi darağacına astık"

- ÇİFT BAŞLILIKTA ÇOK SIKINTILAR ÇEKTİK

Çift başlılıkta çok sıkıntılar çekildiğini ileri süren Aydın, "Maalesef gerek yasama yürütme yargı arasındaki problemler, iç içe geçmeler, gerek ise yürütmenin başındaki çift başlılık, iki başlı sistemden kaynaklanan ciddi sıkıntılar yaşadık. Bakın şunu çok net bir şekilde söyleyeyim. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile İsmet İnönü’den başlayarak günümüze kadar Cumhurbaşkanları ile Başbakanlar arasında çok büyük sıkıntılar yaşandı. En yakın tarihimize geçersek de rahmetli Demirel ile Özal. Demirel ile Çiller arasında. Ahmet Necdet Sezer ile işte rahmetli Ecevit… Ne yaptı rahmetli Ecevit, onu seçtirtti, seçtirttiği Cumhurbaşkanının yüzüne kitapçığı fırlattı, gecelik faizler 7500’lere fırlattı bankalar battı, hükümet dağıldı. Bu gün 65 hükümet kurmuşuz. Bu 65 hükümetin ortalama ömrü 1,5 yıl bile değil. 34 tanesi 1 yıldan az ömürlü olmuş. 51. Doğruyol Partisi hükümeti 25 gün sürmüş. 25 günlük, 3 aylık, 6 aylık 1 yıllık, 2 yıllık, hükümetler… Dünyanın en büyük projelerini planlayabilir mi ? 2023 hedefe koyabilir mi? 2071’den bahsedebilir mi ? Avrasya’yı yapabilir mi ? Marmaray’yı yapabilir mi ? Önünün görmeyen hükümetler, yarının ne olduğu  meçhul  olan hükümetler. Hele ki bu hükümetlerden, farklı partilerden bir araya gelip koalisyon hükümeti olmuş ise böylesine işte Kahta’da yaptığımız yatırımlara… Bakın bu kültür merkezi değerli kardeşlerim. 15-16 sene, 2002 de geldiğimizde temel kazılmıştı,, temeller çürümüştü ya. Hiçbir şey. Koca bir hiç. Önünü gören, 5 yıl boyunca iktidarda kalacağını bilen, yasama ile problem yaşamayan, çift başlılıktan dolayı, başbakanının olmadığı, dolayısı ile başbakan ile de hükümet ile de problem olmayacak olan, cumhurbaşkanı arasında problem olmayacak olan bir sistem olsun diyoruz. Demokrasilerde var bu. Dünyada en çok uygulanan sistemlerdir. Yarı başkanlık, başkanlık, cumhurbaşkanlık. Birbirine yakın sistemler. G20 ülkelerine bakıyorsun, çoğunluk yine bunlarda. Ve farklı farklı uygulamalar da olsa, ama Türkiye’ye özgü bir sistemi burada çok güzel bir şekil ile biz oturttuk. Gerçekten taşlar yerli yerine oturdu. Bakın meclis başkan vekili olarak söylüyorum. Mecliste 10 senedir naçizane oradayız, sayın bakanımız, kıdemlimi, ağabeyimiz, 15 senedir orada. Bu mecliste milletvekili arkadaşlarımız biliyorlar, bu mecliste iktidar kim olursa olsun önemli değil. İster koalisyon ister tek başına iktidar. Bu sistemde meclis iktidardan habersiz bir adım dahi atamaz. Hani diyor ya yasamayı, meclisi yok ediyorlar. Tam tersi, meclis zaten şu anda hükümetin dediğini yapıyor. Başka bir şeyi yapmıyor ki, bir tane kanun teklifi geçmiş hükümetten habersiz. Bir tane denetim yapamaz. Eğer istikrar olmazsa her 3 ayda 4 ayda hükümet değişirse problem olur. Eğer istikrar olmazsa, eğer güven olmazsa, eğer huzur olmazsa hiçbir şey yapamazsınız. Ancak birbirimiz ile cebelleşiriz. Birbirimiz ile kavga ederiz. Ve Küçültürüz" ifadelerini kullandı.

- HAYIR DİYENLERE BİR BAKIN

Hayır diyenlere bakılması gerektiğini anlatan Aydın, şunları kaydetti:

"Düşünün bir defa bu hayır diyenler bizim gerçekten dostumuz mu. Bu ülkenin dostu mu ? Kimler hayır diyor bakın yaa Allah aşkına. Siyasi partilere saygı duyarım. Kanaatlerini  açıklayabilir. Herf fikir bizim için saygıdır. Katılsak da katılmasak da . Ama eğer PKK terör örgütü de hayır diyorsa, eğer FETÖ hayır diyorsa, eğer DEAŞ hayır diyorsa, eğer bu milletin kanını emen, tüm terör örgütleri, DHKP-C’si  ve diğerleri hayır diyorsa, eğer Türkiye’nin karşısına dikilen terör örgütlerine kucak aşan Avrupa hayır diyorsa, bilin ki evet doğrusudur, gittiğimiz yol doğru bir yoldur. Bu rotayı aşmamamız lazım. Türkiye karşıtlarının duruşunu göreceğiz, kendi pozisyonumuzu alacağız. Başka hiçbir şey demeye gerek. Yok. 18 yaş gençler bakın. Hani asımın nesli diyoruz ya, hani Fatih’in İstanbul’u fethettiği yaştasınız diyoruz ya, hani gençler bizim teminatımız, hani gençler bizim geleceğimiz diyoruz, her kes bunu diyor, ama kimisi sözde diyormuş. Biz özde diyoruz. Biz gençliğimize güveniyoruz. Biz gençler ile birlikte yol almak için buradayız. 30 yaşı nasıl ki 25’e düşürdük, şimdi 18 yaşa düşürüyoruz. Güveniyoruz, gel diyoruz, yöneticileri seç, tercihi yap diyoruz. Ama sen seçilemezsin kusura bakma yok öyle yağma. Gençler de seçilecek, kıdemli ağabeylerimiz de, yaşlılarımız da, kadınlar da seçilecek, erkekler de seçilecek, engelliler de seçilecek. Bu 80 milyon içerisinde her sosyal katmandan, her meslek grubundan, her yaş grubundan temsilin olmasını sağlıyoruz, işte güçlü temsiliyet budur, olması gereken budur, yaptığımız bu. Bakın gençler, Avrupa Birliği ülkelerinin % 73’ün de 18 yaş hem seçme yaşıdır, hem de seçilme yaşıdır. Avrupa gençlerine güveniyor, benim gençlerim avrupanın gençlerinden daha mı geri. Katılmıyorum… Bizim gençlerimiz o avrupanın gençlerinden çok daha öndedir, çok daha iyisini de hak ediyor. Almanya’dan Fransa’ya Avusturya’dan İsviçre’ye. Her tarafta 18 Yaş. Değerli kardeşlerim, bakın şunu söyleyeyim. Millet vekili 600’e çıkıyor diyorlar, bunu da eleştiriyorlar. Avrupa’da milletvekilinin temsil ettiği nüfusa da baktığında seçmene de baktığında şu sistemde sonuncu sıradayız. 12. Hükümet 13. Hükümet… O senatonun olduğu dönemlerde Türkiye’ nüfusu 35-40 milyonlarda. 634-638 vekilimiz varmış. Bu gün İspanya’nın 46 milyon nüfusu var, 616 milletvekili var. İngiltere de senato ile birlikte 65 milyon nüfus var. 1449 tane milletvekili var. Fransa’da yine keza 925, İtalya’da 952 nüfusları da 65-66 milyon civarında oraların. Güçlü temsiliyet istiyoruz. Temsil de adalet istiyoruz. Doğru olan ne ise ben kendi insanıma niye uygulamayayım. Benim milletim daha iyisini hak etmiyor mu. Avrupa dünyanın en büyük havalananını yapan bir Türkiye ister mi? İstemez ! Avrupa, Avrasya yapan bir Türkiye ister mi ? Terör örgütleri böyle güçlü bir Türkiye, istikrar içerisinde yürüyen güvenli bir Türkiye ister mi? İstemez ! Terör örgütleri güçlü bir Türkiye istemez. Çünkü Türkiye güçlendikçe onların hepsinin evelallah kökünü kurutur. Onun farkında. Onun için değerli kardeşlerim buradan Kahta’dan 16 Nisan’da atacağını her bir oy, o terör örgütlerine de  birer Osmanlı tokadı olarak inecektir. Bunu böyle bilip böyle çalışmamız gerekecektir.  Çok değerli hemşerilerim, yolumuz bakın az kaldı. Bir oyun kıymetli olduğu referandum. Dedik ya 3 ayda 4 ayda 3 yılda 5 yılda önümüze gelecek bir sandık değil bu. Bakın belki 150 yıldan beri gelen en önemli sandıklardan bir tanesidir. Taa Meclis-i Mebusandan beri. Yani bunun ne kadar önemli olduğunu, bu sürecin ne kadar değerli bir süreç olduğunu çok iyi bilmemiz lazım. Artık burada bu millet ile ilgili kararı, o terör örgütleri o batı dediğimiz zulüm içerisindeki Avrupa vermeyecektir. Kendi kararımızı kendimiz vereceğiz, kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz ve hep birlikte güçlü Türkiye olarak yola devam edeceğiz diyorum, hepinize teşekkür ediyorum. 16 Nisan’a kadar inşallah durmak yok, yola devam  diyoruz. Ve Kahta’dan rekor bekliyoruz değerli kardeşlerim. Çok teşekkür ediyorum, Allah razı olsun, Allah’a emanet olun"  

Kaynak : PHA

Kaynak: pha