Pandeminin hem siyasi hem de ekonomik anlamda ciddi zararlar oluşturduğunu belirten Binzet, “Pandemi süreci içinde ne yaptık? Bir kere biz çok yeni seçilmiş bir yönetimdik. Ayın yirmi beşinde biz mazbata süreci itirazlarla birlikte ayın yirmi beşinde başlayıp ayın 11’ine kadar geçen bir süre içinde çalışabildik. Aktif siyaset anlamında söylüyorum bunu. Daha sonrasında işte pandemi sürecinin hemen arkasından bizim büyükşehir belediye başkanlarımızın, büyükşehir belediyelerimizin yardımıyla Adıyaman’da yaklaşık yüz binin üzerinde maske dağıtma imkanımız oldu. 2000-2500 ailenin erzak ihtiyacını karşılama şansını yakaladık ki çok mudur, yani evet, Adıyaman için çok fazla sayılmayabilir ama elimizden gelen. Çünkü biliyorsunuz siyasi partilerin bütçesi yok yani aldığımız yardımlarla bunu gerçekleştirebildik.” dedi.

Bu süreçte Hükümetin çıkardığı bir kararla CHP’li belediyelerin yardım dağıtmasının önüne blokaj koyduğunu kaydeden Binzet, bunun Adıyaman’da dağıtılan yardımları da olumsuz etkilediğini belirtti. 

Aksi durumda Adıyaman’da daha fazla yardım dağıtma imkanlarının olacağını anlatan Binzet, şöyle devam etti:

“Eğer öyle olmasaydı biz Adıyaman da öyle zannediyorum yirmi bin tane ihtiyacı olan aileye dokunma şansımız olurdu çünkü belediyelerimiz bu anlamda gerçekten bizi çok desteklediler. Bu arada bütün Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanlarımıza da Adıyaman’a verdikleri destekten dolayı çok teşekkür ediyoruz. Milletvekilimizin de araya girmesi sonucu  arz ettiğim gibi yüz bin e yakın maske dağıtımı Adıyaman genelinde. Onun dışında tabi klasik anlamda siyasetimiz devam ediyor. Adıyaman’da yapılanlar, yapılmayanlar, yapılacaklar. Pandemi süreci şu an hafiflemeye başladı.  Tabi partiyi falan da o dönemde kapalı tutmuştuk ama şimdi açtık. Vatandaşımıza hizmet vermeye devam ediyoruz. Siyasi partilerin sadece fikir üretmekle kalmayıp, hizmet vermesi anlamında çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çok iyi bir ekibimiz var hem il olarak hem ülkelerimiz olarak tamamen bir bütünlük içindeyiz milletvekilimiz ile. İl başkanımız, il örgütümüz, ilçe başkanlarımızın hepsiyle tabi bu da Adıyaman’da çalışmalarda bir soluk getiriyor, bir performans yükselmesine neden oluyor. Önümüzdeki dönemde de bunu böyle yürütmeye çalışacağız. Daha yüz yüze görüşme şansımız olmadı ama ilerde mutlaka ki olacak çünkü bir tane Adıyaman var hepimiz Adıyaman da yaşıyoruz.”

“Ana muhalefet demek her şeyi eleştirmek demek değildir”

Binzet, ana muhalefet partisi önemli bir görevler üslendiğini ifade etti.

Ana muhalefetin her şeyi eleştirmek olmadığını vurgulayan Binzet, “Amuhalefet partisi olmak demek her şeyi eleştirmek anlamı taşımamalı. Hükümetin eksik bıraktığı şeyleri ya da yapmamak, yapmak konusunda tereddüt yaşadığı şeyleri yeri gelirse desteklemek de lazım. Biz bu bütün açıklamaları yaparken şunları yaptınız, bunları yapmadınız şeklinde değil Adıyaman’ın bunlara ihtiyacı var mıdır, vardır. Bunların yapılması gerekir mi, evet. Niye yapılmadıyı sormaya çalışıyoruz. Ya da niye yapmıyorsunuz, bunları yapın anlamında. Birçok konu var buna benzer. Seçim vaadi olarak eğer bu vatandaşa bir vaade bununmuşsa bunu iktidar olursam ya da önümüzdeki dönemde bunları bunları yapacağım diye bir söz verilmişse ana muhalefet olarak bizim en doğal hakkımız tabi ki bu verilen sözlerin peşine düşmek. Neden peşine düşeceğiz? Çünkü orda verdiğiniz her vaad sandıkta oy olarak size yansıyor. Bunun anlamı şu, eğer yalan vaad veriyorsanız, bu da sandığa size oy olarak yansıyorsa benim oyumdan çalmış oluyorsunuz.  Yani yanlış vaad, kötü vaad benim de seçmenim diyor ki evet yani bunlar yapılacaksa tamam ben oy veriyorum ama bunların bir karşılığını henüz Adıyaman alamadı.” diye konuştu.

Adıyaman’ın sorunlarının hemen hemen herkes tarafından bilindiğini kaydeden Binzet, bazı sorunları şöyle sıraladı:

“Barajlarımız dört beş tane hala yapılıyor, yapılacak işte ihale ettik, ihale ediyoruz dediğimiz beş altı tane barajımız var. Bunu hep ben tekrar tekrar söylüyorum çünkü benim ağrıma gittiği için söylüyorum. 1989 yılında Türkiye’de GAP eylem planı adı altında bir plan açıklandı. Bu planda Adıyaman’da sulanabilir arazilerin envanteri çıkarıldığı zaman yüz bin hektarın üzerinde yüz elli bin hektarın üzerinde yüz yetmiş bin hektar. Aynı  GAP projesi  2008 yılında Diyarbakır’da o zamanki Başbakan şimdiki sayın Cumhurbaşkanı tarafından revize edildi ve Adıyaman’da sulanabilir alanlar on bin yedi yüz hektara düştü. Şimdi bu aradaki farkı bu insanlara nasıl izah edecekler bunu bilemiyorum. Yani biliyorsunuz işte Samsat’ın ikinci sulaması iptal edildi, Besni barajımız iptal edildi. Gömükan Barajı’nın durumu hala ortada. Koçali Barajı şantiye şeklinde hiçbir şey yapılmıyor. Şimdi Atatürk Barajı gibi elimizde Türkiye’nin en büyük su rezervini bulunduran bir alana sahibiz biz. Sorduğunuz zaman yok kodlarla ilgili işte araziler yukarıda kalıyor su aşağıda kalıyor, yani biz eğer Mardin’e 320 kilometre öteye ya da 300 kilometre öteye ye yakın mesafe eğer trapez kesit ki trapez kesitler pahalı kesitlerdir. Trapez kesitle su götürebiliyorsak Gerger’deki kodumuz bizim çok yüksek. Gerger’den suyu alalım buraya ulaştıralım, burada da sulama yapalım 60 kilometre. Şimdi bu noktalarda biz Hükümetin umarsızlık içinde olduğunu düşünüyoruz Adıyaman adına.” dedi.

Yıllardan beri Adıyaman’a Panorama Müzesi sözünün verildiğini anımsatan CHP İl Başkanı Binzet, son seçim döneminde de yapılacak denilmesine rağmen yapılmadığını vurguladı.

Binzet, Adıyaman’da 35 bine yakın arkeolojik eser bulunduğunu kaydederek, şöyle devam etti:
“Bu eserler şu an Adıyaman müzesinin depolarında. Adıyaman Müzesi  bunların şu an işte fiziki yapı olarak sadece bin sekiz yüz tanesini sergilemeye müsait. Bu kadar büyük bir zenginliği yani depolarda saklamak ne kadar doğru? Şimdi birde olaya şöyle bakmak lazım. Çevre illerimize hepimiz gidiyoruz komşuluklarımız var akrabalıklarımız var. Adıyaman ile Gaziantep bu maratona beraber başladı. Şu an Adıyaman’da bir müzemiz yok ya da eski bir müzemiz var. Buna karşılık olarak Gaziantep’te yedi tane müze var. Yine Urfa ile başladık. Mozaik müzesiyle birlikte yedi zannediyorum rakamlar beni yanıltmasın, keza Urfa ile beraber aşladık biz bu maratona. Urfa’da mutlaka müzeyi görmüştürsünüz, müzeleri görmüştürsünüz. Şimdi iktidara her dönemde üç tane dört tane hatta üç hiç vermedik değil mi, hep dört ve beş olarak verdik, evet dört beş millet vekili verilmiş. Biz eğer yatırımların hiçbirinden, sulamalardan faydalanamıyorsak, turizm anlamında dediğimiz sıkıntıları yaşıyorsak, tarımda bir IPARD 2 uygulaması eğer bizim etrafımızdaki bütün şehirlerde oluyorsa ve Adıyaman’da olmuyorsa bunları oturup bir düşünmek lazım. Nedenlerini düşünmek lazım, niye başarısız olduğumuzu düşünmek lazım. Biraz herhalde biat kültürünün gereği bizim milletvekillerimiz bu anlamda emek sarf etmek istemiyorlar. İşte şayet parti liderimiz ya da işte Cumhurbaşkanımız ne derse onla gidelim de bu işte biraz eli masaya vurmak gerektiğini düşünüyorum. Bunun örneğini bir tarihte Urfa verdi. AKP’ye ders vermek için bağımsız bir belediye başkan adayını belediye başkanı yaptı. Bakın ben eğer istersem oyumu vermem. Bu bu yatırımları gerçekleştirmeniz lazım diye. Adıyaman da inşallah önümüzdeki dönemlerde bu siyasi bilinç yerine oturur, Adıyaman hak ettiği yaşam seviyesine çok hızlı olarak ulaşabilir. Çünkü çok yüksek bir potansiyelimiz var. Ovalarımızı biliyorsunuz avuç içi gibi yerlerimiz var. Turizm konusunda Türkiye’nin, bırakın Türkiye’yi artık Nemrut Dağı’nı dünyada tanımayan insan yok. Ama bütün bunların karşılığı bu olmamalı Adıyaman için. Yani biz derken tabi biz kendimizi bu işin dışında tutalım biz yaptırım gücü olan insanlar değiliz ama yapılması gereken çok şey var. Büyükçay Barajı ile ilgili bir incelemede bulunmuştum. Büyükçay Barajı Malatya’nın önünü kesmesiyle yapılamayan bir baraj çünkü Büyükçay Barajı yapılmış olsaydı Malatya’nın Nemrut’a çıkan yolu kesilmiş olacaktı. Ama bize çok büyük faydaları olacak bir barajdı. Tamamen siyasi nedenlerden dolayı Büyükçay Barajı yapılmadı.”

Binzet, Malatya ile Adıyaman arasında Nemrut Dağı problemini hatırlatarak geçmiş yıllarda milletvekillerinin savunmasıyla ören yerinin Adıyaman’a ait olmasının kanunla belirlendiğini söyledi.

- Turizmde konaklama sorunu

Adıyaman’da turizm alanında yatak sayısının 2000’li yıllarda 550 civarında olduğunu bu gün ise 4 bin rakamının konuşulduğunu aktaran Binzet, “Şimdi bir 2002 de cep telefonunu hiçbirimiz bilmiyorduk. Bugünlerde işte biliyorsunuz çocuklarımızın elinde bile cep telefonu var. Şimdi 2000  i baz alarak ya da 2002‘yi baz alarak biz bunları yaptık mantığı…. bunlar zaten sosyal devletin yapması gereken şeyler. Yani geçmiş dönemde eksik bırakıldı diye genelde işte burada şey mantığı ortaya çıkıyor ‘o CHP var ya’. Yani CHP ile alakası olamayan şeyler 2002 den evvel Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidar dönemi değildi, yine sağ iktidarlar bugünkü hükümetin içinde yer alan insanların yüzde otuzu yüzde kırkı eski iktidarların içindeydi zaten. Şimdi birde nüfusla yatak oranına baktığınız zaman yani öyle çok aşırı dört bin tane yatağın abartılmış bir şey olduğunu görüyorsunuz. Adıyaman’ın nüfusu 2000’li yıllarda işte şuymuş beş yüz tane yatağı varmış, atıyorum kişi başına yatak başına düşen insan sayısı atıyorum beş yüzmüş.  Bugün dört bin yatak olduğu halde yine bu rakamların çok çok üzerinde değil çünkü 2000’den bu yana Adıyaman’da nüfus artışı var. Bütün bunları mesela nasıl konuşabiliriz. Adıyaman’daki yatak sayısının işte bin kişiye düşen yatak sayısının eğer üçten yirmiye çıktıysa bunları konuşmamız lazım. Ama üçten dörde çıktıysa bu hükümetin yapması gereken şey zaten siz sosyal devlet içinde yol yapacaksınız, bana sağlık hizmeti vereceksiniz ve eğitimimi sağlayacaksınız. Devletin esas işi bu. Yani bunlar ekstra olarak verilmiş şeyler değil sonuçta biz de Adıyaman’da bölgenin en namuslu vergi ödeyen, en namuslu banka borçlarını ödeyen işte kaçak elektrikte sıfırlara yakın kaçak elektrik kullanımı olan, kooperatif kredilerinde hiç problem çıkartmayan bir memleketin çocuklarıyız. Bunları biz zaten hak ediyoruz. Yani bunları bize lütfen bir bağış olarak vermesinler.” İfadelerini kullandı.
Sabah kalktıklarında gazete manşetlerinde Ahmet Aydın’ın hızlı tren müjdesi gibi gazete manyetleriyle karşılaştıklarını anlatan Binzet, bu manşetleri gördüklerinde bu müjdelerin gerçekleşmesi temennisinde bulunduklarını ifade etti.

Bundan 3 ay önce de Ahmet Aydın’ın hızlı tren müjdesini verdiğini anımsatan CHP İl Başkanı Binzet, “Bende çok merak ettiğim için oturdum Adıyaman’ın bütçesine baktım bu seneki ayrılan 2020 bütçesine. Etüt proje çalışmaları da bir masraftır ve bunlarda bütçelerin içinde yer alır ki sondaj yapacaksınız, plan proje yapacaksınız, arabanıza mazot koyacaksınız, geleceksiniz buraya gezeceksiniz bunlar devlette kalem kalem kalem hepsi. Sıfır bütçe yani Adıyaman’da hızlı trene bu sene için ayrılan para sıfır. Keza hastane için işte yine müjdeli haberler alıyoruz şöyle yapıcaz, böyle yapıcaz diye. 2020 bütçesine bakıyorsunuz hiç para yok, sıfırlanmış bir bütçe. Yani bunlar hep hayal ürünü olarak kalıyor ve biz buna üzülüyoruz. Yani yaptığımız muhalefette bu yönde yoksa biz Adıyama ‘a hastane yapılmasını yani hangi mantıkla kabul etmeyiz, biz hızlı trenin Adıyaman’a gelmesinden nasıl mutlu olmayız. Şimdi bir an için ben gazeteci olayım sizde benim yerime geçin. Size bir soru sormak istiyorum. Siz bir siyasisiniz ve iktidarsınız Erk gücü sizde Gölbaşı’ndan Kahta’ya bizim günlük taşınan insan sayımız herhalde üç yüz civarı falandır. Adana ile Mersin arasında taşınan insan sayısı nedir sizce? Peki orda altmış yıllıkta yetmiş yıllıkta Cumhuriyetten beri kullanılan bir demir yolu hattı var mıdır? Peki o hat niye altmış yetmiş yıllık kullanılan ve insan yoğunluğu bu kadar fazla hat üzerinde hızlı tren çalışması yokta yani Kahta ile Gölbaşı arasında niye böyle bir tren çalışması var ben merak ediyorum. Yani bunlar biliyorsunuz maliyet ve fayda yani hepimiz iyi kötü ekonomi biliyoruz. Bu maliyetin size getirdiği faydayla hesaplanır. Siz burada üç yüz kişiyi taşımak için bir trilyon liralık bir katrilyon liralık bir lokomotif koyacaksınız ama böyle bir projeyi Mersin ile Adana için düşünmeyeceksiniz. Yani bunları oturup bir sormak lazım insanlara. Yani aşaması biliyorsunuz, hepimiz izliyoruz, kanunlaştı artık cezalarımız kanunlaştı. Şu anda sayın Adıyaman valisinin iyi niyetleriyle hala ufak tefek satışlarımız var ama insanlar tabi büyük bir tereddüt içindeler çünkü nerde ne zaman neyi yakalayacakları belli değil.” şeklinde konuştu.

Tütün sorunu

Tütün sorununa da değinen Binzet, son yasada tütünün ikiye bölündüğünü belirtti.

Tütünün önündeki iki sorun hakkında bilgi veren Binzet, şöyle devam etti:
“İşin üretim tarafı var iki makarona sarılı satılma tarafı var. Şimdi üretim tarafıyla nakliye tarafında sadece tütüne el koyma ve cezalarla ilgili yani parasal cezalarla ilgili kısım var. Onun bir yıl daha böyle işte sürttürerek eğer yakalanmadan götürebilirlerse ya da yakalanıp da ceza öderlerse ya da tütünü teslim ederse o kısmı sadece parasal cezalarla ilgili devam edecek ama ayın biri itibariyle eğer bir paket bakarona sarılmış sigarayı gidip yandaki bakkaldan satın alırsanız o bakkala üç yılla altı yıl arasında hapis cezası ön görülüyor. Şu ana kadar biraz yumuşamış olarak dediğim gibi öyle çok büyük cezalar olması ama kanunen uygulanması gereken prosedür var. Bugün yarın onlar olamaya başlarsa tabi Adıyaman’da çok ciddi bir ekonomik kaybımız var. Şimdi çok talihsiz bir açıklama yapıldı geçenlerde hepimizde es geçtik farkına varmadık. Uluslar arası sigaralarının içindeki Türk tütünü oranı daha doğrusu uluslar arası sigaralar, Amerikan menşeli sigaralar ya da uluslararası şirketlere ait sigaralar yüzde on oranındaki tütün oranını yüzde otuz oranına çıkaracağız diye çok talihsiz bir açıklamadır.  Bu bakın sizin kendi ülkenizde kendinize ait dünyanı en iyi tütünlerini ekerken, dünyanın en kaliteli ürünlerini ekerken, kendi ülkenizde sigara üreten firmalar yüzde ondan yüzde otuza çıkaracaklarını söylüyorlar Türk tütün oranını. Bunu da bize bir hediyeymiş gibi bahşediyorlar. Ben şöyle bir açıklama beklerim bu konuda ‘Amerikan tütünü oranını yüzde ona düşürüyoruz’. Yani olması gereken budur. Şimdi trilyonlarca parayı götürüp Amerika’ya sırf Amerika’nın elindeki tütün stokunu eritebilmek adına gidip satın alıyorsanız ve siz Türk tütüncüsüne, bizim köylümüze tütün ektirmiyorsanız bu oturulup hakikaten ciddi olarak düşünülmesi gereken bir konu. Ama emperyalizmin yapısı bu, yani o dev şirketler Amerika ile olan ilişkimizin gereği hani. Bunun böyle olması gerekiyor demek ki. Hükümet nezdinde böyle olması gerektiğine inanılıyor. Şimdi uluslar arası konjüktürde Türkiye’nin pozisyonu nedir?  Valla ben size söyleyeyim yani biz, Irak ile kavgalı mıyız, Suriye ile kavgalı mıyız, Rusya ile dövüşlü müyüz, Yunanistan ile birbirimizi yiyor muyuz yani bütün komşularımız ile çok büyük sıkıntı yaşıyoruz. Yani bir addiaya göre dünya lideri olduğundan bahsediyor birileri ama dünya da bizim barışık olduğumuz bir tek ülke yok. İsrail hariç özür dilerim İsrail ile ilişkiler iyi. Her şeye rağmen İsrail’e karşı olduğunu söyleyen işte siyolizme karşı olduğunu söyleyen bir yapı var ama ne kadar ilginçtir ki en iyi ilişki içinde olduğumuz ülke de İsrail.”

Gündem meşgul ediliyor

Binzet, Türkiye’de gündemin sürekli değiştirilerek halkın suni gündemle meşgul edildiğini savundu.
Örnek olarak İzmir’de cami hoparlörlerinden çalınan bir şarkıyı anımsatan Binzet,  “Bütün bunlar bu bella çav olayı da İzmir’de okunan Türkiye pandemi öncesinde zaten çok sıkışmıştı ekonomiye,  pandemi sonrasında ekonomiyi sıfırladı artık, biz negatiflerdeyiz. Gündem değiştirmek için yapılan yani gündemi alayım oraya taşıyayım, biliyorsunuz o bella çav olayında bizi birkaç gün meşgul ettiler. Arkasından kalktılar Ayasofya olayı. Ayasofya’nın açılması için İYİ parti tarafından verilen bir önerge var. Önergeyi reddeden AKP ile MHP yani Cumhur İttifakı şimdi burada hangisine inanalım biz de şaşırıyoruz. Yani şöyle bitti mi? Sizi ben alsam Amerika’ya götürsem otuz yıl da Amerika’da kalsanız, Amerika ile Türkiye’nin maçı olsa içinizden hangi takımı tutarsınız? Yani öyle fetö şu tarihte bittiyle bitmez. Çünkü Fetullah Gülen Harekatı dinsel bir siyasal harekat. Şimdi bunu diş çeker gibi bana bunu anlatmasınlar. En temiz parti Ak partiydi ya da bizi anlatmasınlar bana derken kişisel olarak söylemiyorum. En temiz parti Ak partiydi bu konuda yok efendim işte bitirdik, şu tarih itibariyle sondu bu tarih öyle bir şey olmaz. Eğer sizin bu adamlara inancınız varsa bir şekilde bu sizin aklınızın bir köşesinde beyninizin bir köşesinde yerleşmiş. Biliyorsunuz İçişleri bakanı dahil olmak üzere sayın Bekir Bozdağ… Yani bu Fetullah’ın festivallerinde, şeylerinde çıkıp övgüler yazan insanlar. Yani nasıl oldu da bir gün içinde, bir günde insanların fikri bir gün içinde değişir mi? Bu psikolojiye aykırı, bu insan aklına aykırı yani siz ilaçlarınızı bir günde değiştirme şansına sahip misiniz, böyle bir şey olabilir mi?  Ama deniliyor ki şu tarihe kadar biz inanıyorduk, bu tarih sınır bu tarihten sonra inanmıyoruz. Peki yani burada doğru olan burada yanlış olan neydi? Ya da yanlış sadece sizin iktidarınıza uzatıldığı zaman mı yanlış? Mesela aynı şeyi televizyondaki hanımlara hakarette de gördük. Şimdi ben Esra Hanımın o kadar ciddi bir hakaret almasına çok üzüldüm. Yani bu çok ayıp bir şey. Bir kadın, bir anne siyasi fikri ya da kimin kızı o kadar önemli değil ama aynı hakaretler bir dönemde Dilek hanıma da yapıldı, Başak Hanıma da yapıldı. Aynı insanlar o zaman göbeklerini böyle kaşıyarak gevrek gevrek gülerek haha hihi diyorlardı. Şimdi sadece ayağınıza basıldığında acıyan can sizin acınız mı, herkesin canı var, herkesin canı yanıyor.” diye konuştu.

Son il teşkilatı hakkında bilgiler veren Binzet, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Adıyaman’da Cumhuriyet Halk Partisi son derece iyi bir ekip ruhuna sahip. Bu son zaman da zaten bizim politik anlamda ciddi çıkışlarımızı basında izliyor, biz de bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bu tabi bütünlükten ve tek yumruk olmaktan kaynaklı bir olay. Umarım her şeyin güzel olacağı günler başlayacak. Biz inanıyoruz ki iktidar olduğumuz zaman başta insan hakları ve insan hakkı ihlalleri olmak gazetecilik olmak üzere gazetecilik hakları olmak üzere hukuku ve adaleti temsil eden insanların hakları da dahil olmak üzere hiç taraf gözetmeden sadece insana yönelik insan eksenli çözümler yaratacağımızı çok iyi biliyorum. İktidarın tek adayı Cumhuriyet Halk Partisi. Bu önümüzdeki dönem de bunu gösterecek.”

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :

Kaynak: pha