AK Parti Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın, AK Parti Merkez İlçe Başkanı Mustafa Alkayış ile teşkilat mensubu üyeleriyle birlikte Yaman Medya Grup bünyesinde bulunan Perre Haber Ajansı Müdürü Mahir Alan'ı ziyaret etti.

Ziyarette Aydın, Mahir Alan'ın yönelttiği sorular ile Perre Haber Ajansı'na tütüne ilişkin açıklamada bulundu.

Aydın, Adıyaman'ın en önemli gelir kaynağı olan çiftçinin el emeği alın teriyle yetiştirdiği, kazandığı, geçmiş ve gündem de bir takım kısıtlamalara yasaklara maruz bırakılan tütün konusuna değindi.

Tütünün üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmadığını savunan Aydın, "Adıyaman’ın hakikaten el emeği göz nuru ve her birimizin çocukluğumuzdan beri bir şekilde doğrudan ya da dolaylı iştigal ettiğimiz bir alan ama maalesef vatandaşın el emeği, çiftçinin el emeği üzerinden, alın teri üzerinden birileri hep siyaset yaptı."dedi.

"Bizim temennimiz, siyasetten öte, çiftçinin mağdur olmaması"

Aydın, bu güne kadar çiftçinin mağdur olmaması yönünde çok emek verdiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi:

"Bizim temennimiz siyasetten öte, çiftçinin mağdur olmaması. Çünkü, küçük üretici bir buçuk dönümde iki dönümde ailesinin nafakasını, bir yıllık nafakasını temin ediyor ve biz bunun için ilk günden itibaren ben şahsen bütün Türkiye'de bilir tütün konusunda en çok emek verenin kim olduğunu ilk andan itibaren hep emek verdim ama şunu herkesin bilmesi lazım bir defa bu tütün neredeydi nereye geldi. Şimdi iki çeşit tütün var malum birisi sözleşmeli yapılıyor 'ova' tütünü sözleşmeli üretim. Öteki de 'kıyılmış sarmalık' tütün."

"CHP zihniyeti, 2001 yılında tütünü, tekeli, özelleştirme kapsamına aldı"

Tütünle ilgili ilk yasal düzenlemenin 1969 tarihinde yapıldığını anımsatan Aydın,  "1177 sayılı yasa ile geliyor ve orada üretim merkezleri belli, belirtilen üretim merkezleri dışında üretim yapmak, nakletmek yasak. Sonra bu kanuna bağlı bir tüzük yayınlanıyor ve bu tüzüğün 36.maddesi de şunu diyor;  tütün kıymak devletin tekelindedir. Devletin tekeli dışında tütün kıymak yasaktır. Dolayısıyla yasak olan bir ürün bu o zamanlardan beri, sonra bizim Adıyaman tütünü meşhurdu, ova tütünü de çok meşhurdu, tekel vardı.1995-1996'lı yıllarda kotaya bağlanmaya başlanıyor tütünle ilgili. Asıl tütünü bitiren, asıl tütüne ihanetse bunu yapan aslında 2001 yılında tekelin özelleştirilme kapsamına alınması. 2001 yılında Başbakan rahmetli Ecevit, bu işin başında da mimarı Kemal Derviş, daha sonra da gene CHP’nin milletvekili oldu ve malum CHP zihniyeti 2001 yılında tütünü, tekeli özelleştirme kapsamına alıyor. Daha sonra 2002’nin başında daha seçimden önce 4733 sayılı yasayı çıkarıyor, gene Kemal Derviş döneminde gene rahmetli Ecevit’in başbakanlığında. 4733 sayılı yasayla birlikte de tekel tabii özelleştirme kapsamına alınıyor. Tütün kotaya bağlanıyor. Tütüne verilen destekler vardı, o destekler kaldırılıyor ve 4733 sayılı yasayla da bu kıyılmış tütünle ilgili, diğer şeylerle ilgili de ağır cezalar ön görülüyor, bu, daha bu zamana kadar Ak Parti yok ortada. Ak Parti’nin tütünün kotaya bağlanması, yasaklanması, kıyımının yasaklanması bu geçmişte olan bir şey. Yani, öyle bir algı oluşturulmaya çalışılıyor ki, maalesef sanki bu tütün baştan itibaren serbestmiş de Ak Parti yasaklıyormuş gibi bunu eskiler çok iyi bilir, bırakın satmak için tütün bulundurmak dahi yasaktı, kıyılmış tütün bulundurmak yasaktı."şeklinde kaydetti.

"1-2 kilo tütün kaçırmak isteyenler katır sırtında öldürüldü"

Ak Parti dönemi öncesinde cebinde tütün tabakası taşıyanlara ağır cezalar verildiğinin altını çizen Aydın, şöyle devam etti:

"İnsanlar içmek için  tütün tabakasını cebinde taşıyamıyordu, yakalandığı zaman jandarmanın, inzibatın, kolcuların o tabaka sahibine ne zulümler yaptığını hepimiz çok iyi biliyoruz ve katır sırtında 1 kilo, 2  kilo tütün kaçırmak için, katır sırtında vurulanlar oldu, öldürülenler oldu. Kaçakçı diye tabir edilirlerdi. Bir kilo, iki kilo, üç kilo, bilemedin bir küçük torba beş kilo tütün bir şekilde bir yerden götürüp satmak için ne kadar ağır cezalar vardı, ne kadar insanlar öldü, öldürüldü bunun için. Hep kaçaktı."

"Kartellere teslim eden onlardı(CHP)"

2002’de biz iktidar olduklarında il başkanlığı görevinde olduğunu hatırlatan Aydın, "İlk andan itibaren, ben il başkanıydım o zaman, ne yapabiliriz diye çözümler geliştirmeye çalıştık. Daha sonra 2007’de milletvekili seçildim. İlk bunun önünü açan da 2008’de benim verdiğim önergedir. Ya bu tütün, bu yerli ve milli bir ürün arkadaş ve bizi maalesef Kemal Derviş yasalarıyla geçmişte tamamen hani diyorlar ya Ak Parti iktidarlığı işte yerli üreticiyi kartellere teslim etti. Kartellere teslim eden onlardı. Kusura bakmasınlar, o yasaları hepimiz çok çok iyi biliyor ve Türkiye’yi uluslararası arenada bağladılar onlar, o geçmişte yapılan yasalarla."dedi.

"2008 yılında verdiğimiz önergeyle kaçak ürün ilk defa her tarafta görülmeye başladı"

Aydın, 2008 yılında verdiği önerge ile ilk kez 50 kg. tütün bulundurma konusuna onay verildiğini açıklayarak, şunları dile getirdi:

"Sayın Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakan, grubumuz, o zamanki ilgili bakanlığımız, bunların hepsinin tek tek çalışarak, onayını alarak vermiş olduğumuz önergeyle birlikte ilk defa 50 kilograma kadar bu işi bulundurma, bu işi serbest hale getirdik. Bir gramı dahi bulundurmak,  satış değil, bulundurmak bile yasaktı o zaman. Biz 50 kiloya kadar bunun önünü açtık. Sonra tütünün önü açıldı. Allah için, her tarafta görünmeye başladı kaçak olan ürün.

 Artık öyle bir noktaya geldi ki, biz 2011’de yine ben bir önerge verdim ve o zaman da şöyleydi; bir gram satışı ile bin kilo satışı arasında hiçbir fark yoktu. Tek bir cezaydı ve o gün itibariyle 5 bin liraydı ama bu şu anda herhalde 20 bin, 30 bini geçmiştir bir gram dahi olsa çok daha maliyeti yükselmiştir. Biz dedik bu adaletli değil, kademelendirerek cezayı da düşürdük. Daha sonra 2014’te maalesef, özellikle makaronla ilgili bir düzenleme ile de birlikte bu tütün çok çok daha yayıldı ve tonlarca tütün, onlarca ton tütün gitmeye çalıştı, satıldı; tabii nereden geliyor, başka tütünler geldi."

Eski yıllarda Adıyaman tütününün  kıymetli oluşuna dikkat çeken Aydın, "Satılırdı belki ama dışarıdan Gürcistan’dan, İran’dan, Adıyaman’a farklı başka illerden tütün getirdiler. O pis pasak ne kadar tütünü karıştırdılar ve bunlar özellikle makaronla da birlikte, tabii içinde ne var bilmiyorsun ne var ne yok, bütün bunlar Adıyaman tütünü olarak her tarafa satıldı, satışa sevk edildi."dedi.

"Kayır dışı tütünler, Adıyaman tütününün marka değerini bozdu"

Farklı ülkelerden getirilen tütünleri Adıyaman tütünü olarak satılmasının İçişleri Bakanı’nın dikkatini çektiğini anlatan Aydın, şu ifadelere yer verdi:

"Yani o kadar çok bir taraftan devlet vergi kaybediyor, bir defa kayıt dışı bir de bunun içinde ne var. Yani bunun içinde ne tür tütün var ya da tütün dışında başka zehirli şeyler var mı yok mu. Çünkü tamamen kayıt dışı, sağlıksız ortamlarda üretiliyor ve bunun geliri nereye geliyor, kime gidiyor; bu tütün nereden geliyor, nereye gidiyor. Bütün bunlarla birlikte Sayın İçişleri Bakanımızın dediği 'Adıyaman tütünü diyorsunuz da  Adıyaman’da  arazi miktarı belli, damlara dahi tütün ekseler bu kadar tütün, Adıyaman tütünü çıkmaz' diyor  ve Adıyaman tütünü de marka değerini bozmaya başladı.

Daha sonra bir yasal düzenlemeyle dedik ki bütün Türkiye söyledi yani benim şahsen ismimi de zikrederek üreticiyi koruyacağımıza dair ve bunla ne kadar ilgilendiğimizi de ifade etti. Sonra bu yasal düzenlemeyle birlikte dedik ki ya getirelim üreticiyi koruyalım bir defa. Yani Adıyaman’da gariban, fukara, mağdur olan o küçük parçalı arazilerde geçimini sağlayan üreticilerimiz var. Biz bu üreticilerimizi nasıl koruruz buna ilişkin bir düzenleme yaptık ve bunu yaparken de Adıyaman’daki bütün paydaşları ben o zaman çağırdım Ankara’ya, bütün paydaşları.

Meclis başkanvekiliyim o zaman, ilgili bakanlarla da görüştüm. Açıkçası tütün platformu vardı, onun sözcülüğünü de yapıyordu Sayın Türkel o da geldi, ziraat odaları geldi, tütünle iştigal eden herkes geldi. Götürdüm o zaman Naci Ağbal bu kanunun başındaydı, maliye bakanımız. Götürdük, saatlerce konuştuk. Siz ne istiyorsunuz,  hepimizin talebi şu: Evet artık tütün kaçak olmaktan çıksın, tütünün önü açılsın ve biz bu üretici mağdur etmeyecek düzenlemeler yapalım, bir çerçeve koyalım ortaya. Peki bunun için ne yapmak lazım. Ben dedim; orada bu küçük arazide bunun vergi oranı yüksek, bunu biraz bir defa düşürmemiz lazım, eğer bunu yaparsak bir düzenleme yapılırsa, biz bunu çözeriz dedik. 

Sonra maliye bakanımızla istişareler yaptık. O kanunun ilk hali çok farklıydı. Bizim baskımızla, girişimlerimizle makul gördüler ve gerekli düzenlemeler yapıldı. Ne idi bir defa dedik ya biz bunu üreticilerin kendi aralarında kuracağı kooperatifler üzerinde tamamen kayıt altına alarak yasal hale getirelim, yasal bir zemin üzerine kavuşturalım. Doğru mu bu doğru. Çerçevesi nasıl olmalı, yani daha sonra ticaret bakanlığı tarafından kooperatifle ilgili yönetmelik çıktı ve dedik ya en az 250 üretici olsun, tütün üreticisi olsun. Yani bu işle hakikaten iştigal eden insanlar bir araya gelsin, o kooperatifin hem üyesi hem de ortağı olsun. Kooperatif güçlendikçe üretici de güçlenecek ve üretmiş olduğu tütünü o kooperatif üzerinden, kooperatifinde kuracağı tesisle birlikte tamamen işlesin, piyasaya arz etsin. Rahat bir şekilde, serbest bir şekilde; tütünüm şurada yakalandı, burada yakalandı demesin, yasal hale gelsin, legal hale gelsin ve herkesin de söylediği bu.

"İstenilen ne varsa yaptık"

 Sonra, o kanun da tabii yeni makine, yeni teknoloji şartı vardı. Sonra, bir sonraki sene bu ağır olur dediler, bu kooperatifler bu yeni teknolojiyi eğer kurarlarsa o tesisin kurulma şartları ağır olur, onun mali yüklü fazla olur. Ne yapalım, yeni teknoloji, yeni makine tabirini kanunlaştıralım dedik. Bir sonraki yıl, gene benim önergemdir, onu da çıkarttık. Sonra kooperatiflerdeki hizmet bedellerini düşürelim. Onda bire düşürdük, normal kooperatiflere göre biz bu tütün üreticilerinin koruyucu kooperatiflerdeki hizmet bedellerini tam bir bölü on oranında yani onda bir oranında düşürdük. Sonra ya dedim kusura bakmayın, maliye bakanlığımıza gittik, gelir idaresi başkanlığı, epey çabaladık, ya dedik bunun vergisini düşürmemiz lazım. Gariban üreticiyi korumak için vergiyi düşürelim diye. Sonra, bizim bu kadar gayretimiz neticesinde ÖTV yüzde 63lerden, sadece ÖTV’si, yüzde 40’lara düşürdük ki o aynı kararname ile yüzde 40 ÖTV’si olan diğer tütün mamulleri yüzde 80’e çıktı. Göreceksiniz kararnamede var. Onu da düşürdük, yani istenilen ne varsa yaptık.

"Kooparatifleşmenin önünü açtık"

Şimdi son olarak şuna geldi. Yönetmelik hazırlık aşamasında ve bu yönetmelikle ilgili bütün kurumların, bütün ilgili kurumların bütün düşüncesi alınıyor, bunlar gelir gelmez tütün kurumu tarafından Tütün ve Alkol İdaresi tarafından bu yönetmelik yayınlanacak. Bu yönetmeliğin yayınlanmasıyla birlikte üretim merkezleri belirlenecek. Mesela Adıyaman’da tabii ki Adıyaman Çelikhan gibi inşallah Sincik’te tütün üretimi olduğu yerlerde bunlar hep bir üretim merkezi haline gelecek, bu üretim merkezlerinde kurulacak üretici kooperatifleri ve onların açacakları tesisler üzerinden tamamen legal hale gelecek ve buna ilişkin malum ciddi bir hapis cezası vardı ve bu hapis cezasını da bu sistem oturana kadar onu da 2021 Temmuz’a erteledik ve gerçekten herkesin de arzu ettiği bir sonuca doğru gidiyoruz. Biraz sabredeceğiz ama bir an önce bu kooperatifleşmenin önünü açtık, bunun yolunu açacağız, kooperatifleri kuracağız ve kooperatifler de kendi markalarını oluşturarak, inşallah tamamen yasal bir zeminde şey yapılacak.

"Üretim merkezleri ilçe ilçe belirlenecek"

Şu anda her üretim merkezinde bir kooperatif kurulma yani Çelikhan’da olacak Adıyaman’da diyelim ki Kahta’da; üretim merkezleri ilçe ilçe belirlenecek ama buna ilişkin hala görüşler devam ediyor. Tabii burada halkın şey yapacağı görüş neyse, uygun görüş neyse vatandaştan gelen, ilgili kurumlardan gelen görüşler nezdinde yönetmelikler ufak birtakım değişikliklerle de yayınlanabilir. Yani bu şu anda hala çalışma devam ediyor. Hayırlı olsun, bu Adıyaman için gerçekten Adıyaman tütünü için son derece önemli.

"Sigarada kullanılan tütünün en az yüzde 30'u yerli tütün olacak"

Bir de normal Ova tütünü de o da çok çok önemli, önünü açtık. Yani biz mesela 2011 yılındaki rakamlara baktım Adıyaman’da bir buçuk milyon kilogram sözleşmeli üretim yapılıyor, bir buçuk milyon kilogram. Biz farklı ürünleri getirdik, denedik ve tutturduk. 2019 sonuna baktığımızda bir buçuk milyon kilogramdan sekiz buçuk milyon kilograma sözleşmeli üretim yapmışız ve şimdi sigarada kullanılan tütünün en az yüzde 30’unun hatta Cumhurbaşkanını kararıyla da bunun yüzde 45’e çıkacak oranda olan bir kanuni düzenleme yapıyoruz ve ki bunu tarım komisyonundan da geçirdik. Bu çok çok önemli, yani Ova tütünü de ciddi bir gelişme gösterecek. Şu anda sigarada yerli tütün zorunluluğu hiç yok. İsterseler hiç kullanmayabilirler ki çok az kullanıyorlar. Yüzde 0 civarında şu anda kullanıyorlar. O da zorunlu değil. Biz yasal bir zorunluluk getiriyoruz. Sigarada kullandığın tütünün en az yüzde 30’u yerli tütün olacak diyoruz. Yani kim yerli tütünü koruyor, kim yerli tütüne karşı bunu kamuoyu takdirine sunuyorum. Bu da Adıyaman tütünün önünü açacak olan çok önemli bir gelişme. Hayırlı, uğurlu olsun."

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha