Avukat Zeynep Saya, PHA muhabirine İstanbul Sözleşmesine ilişkin açıklamalarda bulundu.

İstanbul Sözleşmesi'nin anayasanın 10.maddesinden ve hatta insan hakları beyannamesinden ayrı düşünmenin mümkün olmadığını ileri süren Saya, İstanbul sözleşmesine ilişkin aslında ilk kasti olarak ortaya atılan tartışmaların fitilinin ateşlendiği tarih 2019’lar da başladığını savundu.

"İlk imzacı devlet bizdik ve biz bunlarla övünüyorduk"

Saya, bu durumun biraz rejimle sıkıntısı olanların gerçek beyinlerinin arkasında kini ortaya koymalarından ibaret olduğunu düşündüğünü belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Neden derseniz, yani bugün İstanbul sözleşmesi gerçekten demokrasiyi özememiş kadın, erkek eşitliğine inanmış veya bir şiddeti tamamen dışlayan bir insanın karşı çıkacağı bir sözleşme değil. Bu sözleşme imzalandığı bu tarih irtibatıyla ilk imzacı devlet bizdik ve biz bunlarla övünüyorduk. Şimdi şunun görülmesi lazım, İstanbul sözleşmesi neyi getiriyor ve bu aslında basına da birçok kez işlendi yani bu salt kadın olması da değil aile bireyleri noktasında olaya yaklaştığımız da önleyici kararların devlete hangi hükümlüklerin karara getiriyor. Önleyici kararları almak, korumak ve soruşturmasına bir şekilde müdahil olmak ve en sonda da eş zamanlı toplumsal cinsel eşitliğin sağlanması noktasında gerekli tedbirleri alma görevini devlete veriyor.

Bir kurum ile de aslında her devletin, o imzacı devletlere puan veriliyor, bugün baktığımız zaman bir devletin medeniyet seviyesinin ölçülmesi aslında kadın haklarına ve insan haklarına verdiği önemle ölçülüyor buna aslında gelişmişliğin budur baktığımız zaman, ama ne acıdır ki biz evlerde ki şiddeti protesto etmek, yetkililere sesimizi duyura bilmek adına büyükşehirlerde maalesef bizim şehrimiz gibi küçük illerde girişimimiz dahi olamıyor."

"Güzel bir Türkiye bırakabilmek için İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyoruz"

Büyük şehirlerde kadın örgütlerinin, bu alanda çok etkin olduklarına değinen Saya, hatta kadın örgütlerinin işçi örgütlerine önderlik yaptığını düşündüğünü söyledi.

Pandemi sürecinde de işsizlik ve seyri dikkate alındığı zaman evdeki şiddeti protesto etmek için alanlara çıkarken kamusal şiddete tekrar maruz kaldıklarını vurgulayan Saya, "Bunların hepsini sizlerde basından gördünüz, bütün olay şiddeti hayatımızdan dışarıya atmak. Yani bu nerden gelirse gelsin şiddet kimden gelirse gelsin canlıya, doğaya hatta doğaya baktığımız zamanda aslında bir canlıdır. Gelecek nesillere daha güzel bir dünya bırakabilmek, gelecek nesillere daha güzel bir Türkiye bırakabilmek için İstanbul Sözleşmesi yaşatır diyoruz."dedi.

"AK Parti, kadınlar sayesinde iktidara geldi"

Saya, şunları kaydetti:

"AK Partili kadınların Akit gazetesinin yazarı Abdullah Dilipak hakkındaki suç duyurularıyla nedeniyle her şey den önce onlara teşekkür ediyorum.Fakat şunun görülmesini tekrar istiyorum, bugün AK Parti, kadınların sayesinde iktidara geldi ve AK Parti kendi yönünü ve hatta siyasi algısını eğer kadınlara gidin evinizde oturun ve şeriat kuralları çerçevesi içerisinde davranın dediği zaman AK Parti kaybeder. Yani ben şunu söylemek istiyorum, o sokağa saldığı her bir evin kapısını çaldırdığı kadınlar artık eve girmez. Bunun iyi görülmesi gerekiyor ve bugün AK Partili kadınların bildiğim üzere 81 ilde suç duyurusunda bulundu. Bu bizim için benim gibi düşünen kadınlar için bir umuttur, bunun böyle görülmesi gerekiyor."

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha