Sayan, 1916 sürecinden başlayıp uluslararası boyutta bizim bugünlere gelmemize sağlıyan kadınlar olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

‘’Ancak herşey den önce kadın hareketiyle birlikte ve eğer biz bugün Suudi Arabistan gibi değilsek Atatürk`e borcluyuz, bu noktada bir kez daha minetle yad ediyorum ruhu şad olsun. Malesef biz kadınların her 8 Mart’ta bir araya gelip basın açıklaması yapıyoruz. İşbirliği kadın örgütleri arasından 8 Mart’ta kadınlar bir ara geliyor. En azından farkındalık yapma noktasında biz kadınların 8 Mart’ta sesimiz çikiyor ama bu çıkan sesleri birleştirmek ve kalıcı kılmak adına sadece 8 Mart Kadınlar Günü ile yetinilmemeli bu 365 güne yayılabilmeli. Bu hareketlilik bakıldığında bugün kadınlar hala katediliyorsa kadınlar hala cinsiyetlerinden kaynaklı toplumsal eşitliğini yakalıyamıyorsa hala cinsel tacizlere mahruz kalıyorsa hayat hakları ellerinden alınıyorsa sorunlarımız çok büyük.’’

-‘’HER BASIN AÇIKLAMASI SUYA YAZI YAZMAK GİBİ, SİLİNİP GİDİYOR’’

Kadınların sorunlarını konuşarak halledemediklerini, ifade eden Sayan, ‘’Aslında her basın açıklamamız suya yazıyamak gibi bir süre sonra silinip gidiyor, bunun değişebilmesi için kadının ve erkeklerin toplumsal  bir zihniyet dönüşümüne ihtiyacı vardır. Bu noktada farklı bir şeyler yapmak lazım. 2016 tarihinden itibaren uluslararası düzeyde uluslararası kadın hareketi grev hakkını kullanma dediğimiz iş grev hakkı, bizde işciyiz, kadın işciler ayrı bir parça değil ama insan olma noktasında insanlığa evilme noktasında, belki bugun erkek arkadaşımız hakkında atıcağı adım kücük olabilir ama insanlık adına çok büyük olacak’’ dedi.

Sayan, çocuk, hastaların bakımlarından kadınlar sorumluysa, sosyal hukkuk devleti olmak noktasında devletin eksiklerini  tamamlamak sorunda kalıyorsa, çalışma yasasının içinde istedikleri kadar olamıyorsa bunun sorumlusunun devlet ve politikalar olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

‘’Bugün gelinen süreç Türk kadın ve erkeklerinde içerisinde bizim en büyük hadikap olarak görüşlerimiz gerçekten demokrasi inandığını beyan eden tüzüğü ile programı beyan eden siyasi partiler ile biz yokuz varolan mücadelesi de ama böyle ama öyle ötekileştiriliyoruz. Aslında baktığınız zaman demokrasi en çok biz kadınların ihityaci var, bunun görünmesi gerekiyor. Ulu Önder Atatürk kurduğu bu rejime biz kadınların en çok sahip çıkmasını düşüyordur diye düşünüyorum. Demokrasi olmadan insan haklarını hayata gecirilmesi kadın ve insan haklarının ayrılmaz bir parçası ama gelinen nokta süreçte biz hala 2. sınıf kabul ediliyorsak hala TBMM’de temsil edilemiyorsak adeletsizliğe en yakın şekilde yaşıyorsak 31 Mart’ta yerel secimler de adımız cok vitrinsel düzendeyse ve biz bir önceki basın açıklamamız da belirtiğimiz üzere biz hala figüran kabul ediliyoruz, asıl rolleri üstelenmiyorsak gerçekten burada bir sıkıntı var, bunun giderilmesi gerekiyor.’’   

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha