Suriye'nin toprağında gözlerinin olmadığını açıklayan Boynukara, "Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Savaş kavramını kullananlar var. Bu bir savaş değil. Savaş kavramı iki devlet arasında cereyan eden bir olay. Bu Türkiye'nin terörle mücadele operasyonudur. Bunu ortaya koymakta fayda var, konunun net anlaşılması açısından. Diğer önemli bir konuyun da altını çizmekte fayda var. Türkiye Cumhuriyeti Devleti uzun bir zamandır Amerika Birleşik Devletlerinin bölgemizde oluşturmak istediği yeni terör örgütlenmelerine karşı taşıdığı kaygıları, eleştirilerini uluslararası kamuoyunda, her platformda dile getiriyor. Sadece düşüncelerini dile getirmekle kalmıyor, sürece ilişkin alternatif önerilerini de paylaşıyor"dedi.

- TÜRKİYE OPERASYON YAPMAK ZORUNDA KALDI

Türkiye'nin operasyon yapmak zorunda kaldığını belirten Boynukara, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla bu geldiğimiz nokta operasyon, bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin zorunda kaldığı bir operasyon. Yani siz ikaz ediyorsunuz, hukuk devleti olduğunu söyleyen bir devlet, anayasal anayasasında terör örgütleriyle iş birliği yapmanın suç olduğu bir devletin herhangi bir terör örgütüne silah vermesi, onu bölgede bir kaldıraç olarak kullanmasının doğru olmadığını biz her platformda dile getirdik. Ancak geldiğimiz son nokta, sözden anlamayan ve sürekli aldatmacalarla doğru olmayan bilgilerle kamuoyunu etkilemeye çalışan ve sizi, sizinle var olan işbirliğini bir tarafa bırakıp terör örgütüyle işbirliğine giren bir yapı var. Bu atmosferde de sizin bu terör odaklarına karşı operasyon yapmanız kaçınılmazdır. Yoksa bu çok istenilen böyle bir coşkuyla yapılacak bir şey değil. Bizim temel amacımız Suriye'de ve Irak'ta bir devlet yapısının var olması. Orada bir devlet yapısı söz konusu olursa, bizim sınır güvenliğini sağlama imkanımız daha kuvvetli olur. Kendi vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini daha rahat sağlayabiliriz. Ama oralarda devlet yoksa oralarda sınırlarımız boyunca terör örgütleri yuvalanıyorsa o zaman farklı bir denklem ortaya çıkıyor. Bizim bir fiziki sınırlarımız var, devlet olmadığı için öbür tarafta bir de güvenlik sınırımız ortaya çıkıyor. Yani sizin güvenliğinizi daha geriden karşılamanız lazım, daha geriden konumlandırmamız lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bu operasyonla yapmak istediği budur. Suriye'nin toprağında gözümüz yok" 

- 2 YILDAN BERİ ABD'Yİ UYARIYORUZ

2 yıldan beri ABD'yi uyardıklarını anlatan Boynukara, "Orası Suriye vatandaşlarının toprağıdır. Biz sadece hem kendi vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini korumayı amaçlıyoruz hem de oradaki insanlara yönelik kimi etnik operasyonları, kimi şiddet uygulamalarını önlemeye çalışıyoruz. Operasyon bu amaçla yapılmıştır. Bunu net olarak ortaya koymakta fayda var. Dolayısıyla diğer türlü argümanların hiçbirisi bizim için geçerli değildir. Çünkü biz nereden bakarsanız, iki yıla yakın bir süredir Amerikan Birleşik Devletlerini uyarıyoruz. Karşınızdaki güç kim? Karşınızdaki unsurlar kim? Çünkü tartışmalı alanlardan birisi de burası. Karşınızdaki unsur Türkiye'deki kullanımıyla PKK terör örgütü. PKK terör örgütünün 2005 yılında gittiği farklı bir yapılanma var. KCK örgütlenmesi. KCK örgütlenmesi, bir şemsiye örgüttür. Bu şemsiye örgütün altında Türkiye, İran, Irak ve Suriye topraklarında ayrı devletçikler hedefleyen alt örgütlenmeler vardır. Türkiye'de PKK, İran'da PEJAG, Irak'ta PÇK diye bir şey var, Suriye'de ise PYD. Bu dört bölgede aynı zamanda silahlı terör unsurları da var. Bu örgütlerin altında. İşte Türkiye'de HPG, Irak'ta PJK, Suriye'de YPG diye örgütlenen bir yapı var. Öyle bir organizasyona gidilmiş ki bu dört ayrı coğrafya parçasında yürütme, yasama ve yargı şeklinde örgütleniyor. Burada tüm vatandaşların, hayatın her alanına nüfuz eden, kontrol etmeyi amaçlayan bir örgütlenme söz konusu. Ve buradan bir silahlı terör unsurları aracılığıyla, buralarda ayrı devletçikler kurma fikri var. Dolayısıyla bu anlamda, kurulduğu zaman yanlış hatırlamıyorsam 250'in üzerinde bu tür örgütlenme vardı. Bunların hepsi KCK'nın altındaydı. KCK ana sözleşmesinin temel maddelerinden birisi de KCK örgütü kurulduktan sonra da kurulan tüm vakıf, dernek, sivil toplum kuruluşu, parti, silahlı örgütlenme. Bunların hepsi aynı zamanda bu KCK'nın alt örgütlenmesi olarak devreye giriyor. Dolayısıyla karşımızdaki güç bu. Ve bu dört bölgede terör unsurları arasında çok ciddi bir geçirgenlik var"ifadelerini kullandı.

- KCK'NIN 5 KİŞİLİK YÜRÜTME KONSEYİNDEN 2'Sİ SURİYELİ

KCK'ya da değinen Boynukara, şunları kaydetti:

"KCK'nın 5 kişilik bir yürütme konseyi var. Yürütme konseyindeki bu 5 kişinin ikisi Suriyeli. Yani bunu not olarak bir yere yazmakta fayda var. Bu da bizim Türkiye'de PKK diye bilinen terör örgütü ile bu diğer örgütleri arasındaki bağı ortaya koyan en temel özelliktir. Zaten şey kadrosu da, dediğim gibi terör unsurları da geçirgendir. Yani Hendek Çukur Terörü sürecinde PKK hayatının darbesini yedi Türkiye'de. Hem hayatının darbesini yedi hem de bölge insanı tüm öfkesini PKK'ya kustu, lanet okudu. PKK'nın ve kimi siyasi unsurların yüzlerce kez yaptıkları tüm çağrıları boşa çıkardı. Hiçbirine katılmadı halk. Çünkü yaşadığımız tüm sıkıntıların sorumlusu sizsiniz diye tayin etti. Bu atmosferde PKK hem kendini unutturmak hem de bu yaşadığı hezimeti unutturmak için unsurlarının büyük kısmını Suriye'ye çekti. Çünkü Suriye'de daha geniş bir alan sağlanmıştı kendisine. Orada bir farklı bir atmosferler, Amerika Birleşik Devletleriyle de iş tutarak geldiğimiz bu noktaya kadar süreç devam etti. İşte verilen silahların miktarı belli. PKK ile Amerika Birleşik Devletleri ilişkisi yeni bir ilişki değil. Benim bildiğim kadarıyla 1991 yılında, çekiş gücün bölgemize gelmesinden ne kadar dayanan bir organik ilişki var. O günden bugüne kadar devam eden bir ilişki var. Fakat bu ilişki hiçbir zaman kamuoyuna yansımadı. Hiçbir zaman medyaya yansımadı. Amerika sürekli bunu inkar etti. İlk defa şu an bu ilişki görünür hale geldi"

 

Kaynak : PHA
Kaynak: pha