Eskiden onlarca kişi tarafından eğer ve saraçlık mesleği icra edilirken, özellikle son yıllarda semerlercilik mesleğine olan ilgi azaldı. Gelişen teknoloji ve at kullanımının azalmasıyla semerlercilik mesleği de unutulmaya yüz tuttu.

Teknolojik gelişmelerden dolayı bitme noktasına gelen semercilik mesleğinin son temsilcilerinden olan Adıyaman’daki son ustalarından 55 yaşındaki Mehmet Ulucan, yaptığı açıklamada, "40 yıldır semercilik işi yapıyorum. Babamızın mesleği, babamızdan kalan günden bu yana bu işi yapıyoruz. Babam evvelatiyandan bu yana yaptı, bende 40 yıldır bu işi yapıyorum. Kimse kalmadı, sadece biz kaldık. Eskiden araba, taksi, traktör birşey yokken çok kıymetli bir meslekti, biz o zamanlar işlerimizi yetiştiremezdik. Şimdi herşey makineleşince bizde geride kaldık. Son zamanlarda tam geri kaldık. Eskinden mesleğimizde biz kışın yapardık, istif ederdik, yazında satardık, şimdi öyle birşey yok, şimdi satılırsa yerine bir tane yapıyorum, yoksa oturuyorum" dedi.

- ÇIRAK BULAMIYORUZ

Çırak bulamadıklarına da değinen Ulucan, şöyle devam etti:

"Çırak bulamıyoruz. Kimse artık bu işi yapmak istemiyor ki senin elinden gelir, sen ellinden geldiği kadar yaparsın, zaten bizim sokağın hepsi nalbanttı, semerciydi, kim gittiyse oranın yeri kapandı. Eskiden vatandaş semer alır, bunu hayvana takar, tarlasında, bağında, bahçesinde işini görür, bununla odununu, kömürünü, tütünü çeker, sabah şehir merkezine gelirlerdi. Bizim burası hep semerci dükkanıydı, buralar hep dolardı, köylü hayvanını bir yere bağlardı, giderdi, alışverişini yapardı, birde bunun üzerine heybe gibi bişey takardı, eşyasını gideceği zaman hayvana yükler, köyüne giderdi. O zamanlar gündüz giderlerdi, gece gitselerdi köyünü kavuşamazlardı. Gidip geldiği yol 7-8 saatlik yoldu, şimdi araba ile benden önce gidiyor, benden önce geliyor. Çocuklarım benden sonra bu işi öğrenmek istemiyor, benim ellimden geliyor, ben yapıyorum. Bunun fiyatı eskiden olsa 500 lira, eskiden bunu satmak için sıra beklerlerdi, yetiştiremezdik, şimdi 200 lira diyorum, yüzüme bakıyorlar. Ben bunu üç günde dikerim, ben günlüğüme çalışıyorum. Artık şimdi diyorum benim günlüğümü ver, malzeme sizin olsun, para etmiyor artık, ben bir semeri üç günden aşağı dikemem, o da benim üç günlük kazancım. Eskiden bize semerci dediğinde kıymetliydik, öyle insanlar bize baktığında bize değer vardı, eskiden bizi beklerdi, hadi usta malzemem tarlada kaldı, acele ederlerdi. Varsa hazırda verirdik ama yoksa beklerdi. Şimdi ellimizde var, satamıyoruz. Eskiden beklerdi, sıraları gelmek için, eskiden 25 tane semerci dükkanı vardı, şimdi kala kala 3 kişi kaldık, nalbantta bir tane kaldı, o da ayda yılda bir hayvan gelede nallaya, o da göstermelik. Biz hep bundan ekmek yedik, başka gelirimiz yoktu ki burası dedemin dükkanı, karşı tarafta babamın dükkanı vardı. Dedemin yanında çalışırdık, şimdide biz bu işi yapıyoruz. Gittiği yere kadar mesleğimizi yapmaya çalışacağız. Gücümün yettiği yere kadar yapmaya çalışacağım"


Kaynak : PHA

Editör: Adıyaman Haber