Öztürkçü, yaptığı açıklamada, Kurban kelimesinde bir mana olduğunu, esasında kurban kelimesinin yaklaşmak anlamına geldiğini dile getirdi.

İnsanın kurban kesmekle Hz İbrahim(as) gibi, Allah'a ve Allahın emirlerine, bağlılığını gerekirse Allahın rızasını kazanmak için her türlü fedakarlığa katlanmasını gösteren bir ibadet olduğunu ifade eden Öztürkçü, şunları kaydetti:

"Kurban, Allahın hoşnutluğunu Allahın rızasını kazanmak için yapılan ibadet oluşundan dolayı her şeyde olduğu gibi ibadette de önemli olan iyi niyettir. İyi niyet esastır, kurban da böyledir. İyi niyet ve ihlas ibadetlerin esasıdır. Bu konuda Kur'an-ı Kerim'de Cenab-ı Hak, 'kurbanların ne etleri ne de kanları Allaha ulaşır fakat ona sadece sizin takvanız ulaşır' buyuruyor. Bu bakımdan kurban çok önemli bir ibadettir, dolayısıyla kurban bir gelenek değildir, bir adet değildir. Herkesin bunu böyle bilmesi lazım çünkü kurban bir ibadettir, hem de vacip bir ibadettir. Kitap ve sünnette meşrutiyeti sabit olan bir ibadettir. Kurbanda zekat gibi hicretin 2. yılında meşru kılınmış, Müslümanların yaptığı bir ibadet olarak o günden beri zamanımıza kadar devam etmektedir. Zira Cenab-ı Hak Kura'n-ı- Kerim'de 'Rabbin için namaz kıl ve kurban kes' buyurmaktır. Kurban mukim olan yani yerli olan, yani kendi memleketinde, evinde, ilinde, ilçesinde, köyünde bulunan ve Sadaka-ı Fıkır dediğimiz fitre miktarına malik olan, servetine malik olan, her kadın ve erkek Müslüman vacip olan bir ibadettir"dedi.

- SEFERDE OLANA KURBAN VACİP DEĞİL

Seferde olana kurbanın vacib olmadığını bildiren Öztürkçü, şöyle devam etti:

"Müslüman olmayan, seferde yolculukta bulunan Müslüman ve fakir olana kurban vacip değildir. Koyun, keçi, deve, sığır ve mandadan kurban edilir. Tabi bunların yaşları da söz konusudur. Bunların bir yaşa varması gerek, mutlaka kurban kesilmesi lazım, kurban kesmeyip para olarak bir başkasına vermek kafi gelemez, kifayet etmez. Eğer kurban kesilecekse mutlaka kesilecek olan kurbanın kanının akıtılması, etinin dağıtılması lazım. Kurban eti 3'e bölünür, bir bölümünü kurban sahibi evine, bir bölümünü komşusuna, hısımına, dostuna, akrabasına verebilir. Geriye kalan en önemli kısmını da hiç et yiyemeyen fakir olan, et yüzü görmeyen ihtiyaç sahiplerine verir ki esas kurbanın manası da burada yatmaktadır. Önemli olan et yiyemeyen, et yediremeyen çocuklarına fakir olanlara et yedirmektir. Şimdi onların gönlünü hoş tutmaktır"

- KURBAN EDİLECEK HAYVANA DİKKAT EDİLMELİ

Kurban edilecek hayvana dikkat edilmesi gerektiğini belirten Öztürkçü, "Bir diğer husus bir kere kurban edeceğimiz hayvanın semiz, yani etli, hastalıksız olması gerekir  Dolayısıyla kurban kesilecek yere gidemeyecek kadar zayıf olan, sakat olan hayvanlardan kurban olmaz. Bir de kurban kesmek bizzat kendisinin kesmesi daha uygun olur, eğer kesemiyorsa, buna gücü yetmiyorsa, bu işi bilmiyorsa vekaletini bir başkasına vermek üzere kurbanını kestirmesi mümkün olur. Ancak kurbanı kesen insanı hayvanı yere yatırırken onu keseceği sırada ona eziyet etmemesi, onu incitmemesi esastır. Hatta kurbanı kesecek bıçağı bile hayvana göstermemesi gerekir. Ona eziyet etmemesi gerekir, dolayısıyla Peygamberimizin yaptığı, buyurduğu manada kurban kesmek ve kurban keserken bu şartlara dikkat etmek her Müslümanın görevidir. Dolayısıyla bundan sonra eğer bir insan kendi başına bir küçükbaş hayvan kesebiliyorsa, kurban edebiliyorsa kesebilir, bunun dışında eğer ortak olacaklarsa, büyükbaş hayvan kesilecekse 1-7 kişi arası bu kurbana ortak olabilir. Ortaklar beraber bir kurban büyükbaş hayvanın kurban etme imkanları vardır" ifadelerini kullandı.

- DİYANET VAKFI YURTDIŞINDAKİ FAKİRLER İÇİN KURBAN KESİYOR

Diyanet Vakfının yurtdışında fakirler için kurban kestiğini bildiren Öztürkçü, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Burada çok önemli bir hususu söylemek istiyorum, kendimiz bulunduğumuz yerdeki fakir ve fukaraya, yoksulara kurban kesip etini yedirebileceğimiz için başka ülkerlerde, yurtdışında bulunan belki de ekmek bulamayan efendim çok muhtaç Müslüman kardeşlerimiz var, insanlarımız var. Kızılay gibi Türkiye Diyanet Vakfı gibi başka vakıflar gibi, kurumlar ve kuruluşlar da kurban kesme kampanyası gibi toplamaktadırlar. Ben bizim Türkiye Diyanet Vakfı gibi yurt dışında kestirdiği kurbanların mutlaka kesildiğini, efendim verilen paranın kurban olarak gittiğini, o parayla kurban kesildiğini mutlaka istediği ülkede o kurbanın kesildiği hakkında soran insanlara kesin bir şekilde garanti verebilirim. Bu konuda kimsenin herhangi bir şüphesi olmaması lazım. Şimdi bizim Diyanet Vakfının Yurt içinde kurban kesme bedeli bir kurban bedeli 850 lira, yurt içinde de 600 liradır, böyle bir tespit yapılmıştır. Eğer yurt dışında veya yurt içinde vekalet yoluyla kurban kestirmek isteyenler olursa Diyanet Vakfı şubelerine ve vakfımızın bazı bankalardaki hesaplarını takip ederek, o hesaplara kurban bedeli parası yatırdıkları takdirde onların kurbanları vekalet yoluyla istedikleri ülkede kesilip, oradaki fakir ve fukaralara dağıtılacaktır"

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha