Bozhüyük köyünde fidan üretim merkezini kuran Güneydoğu Fidancılık Yönetim Kurulu Başkanı Abdurrahman Bilgiç, badem başta olmak üzere yetiştirdiği birçok fidan çeşidini Türkiye'nin tüm illerine gönderiyor.

22 yıldan beri fidancılık yaptığını belirten Bilgiç, "22 yıldır Güneydoğu Fidancılık adı altında fidan üretimi yapmaktayım. Bölgede ilk fidancı olarak ben başladım. Adıyaman’da, Şanlıurfa’da çoğalttık. Şuan da badem üretimi var. Kaliteli badem üretmek için yani bir ürünün daha iyi olabilmesi için çaba sarf etmemiz gerekiyor. Biz yıllardır bu işleri yapıyoruz. Türkiye’nin bir çok yerinde Adıyaman fidanı rağbet görüyor. Bu da kaliteden kaynaklanan bir olay, bizde arkadaşlarımızdan gurur duyuyoruz. Türkiye ve ilimize daha çok badem üretimin de katkımız oluyor. Bu da bizi fazlasıyla memnun ediyor. Bundan haz duyuyoruz. Birilerine yardımcı olmak, onlara yardım edebilmek ve onları bahçe sahibi yapmak için güzel bir olay. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Gayemiz daha iyi ürün, daha iyi fidan, daha iyi çeşitlerimizi memnun etmek. Adıyaman’a bir şeyler sağlamak. Adıyaman mevsimlik işçi deposu. Malatya kayısı, Ordu fındık, Niğde elma toplama olsun bu bizi rahatsız ediyor. Biz istiyoruz, bir şeyler olsun, insanımız kendi ilinde, kendi köyünde, kendi mahallesinde çalışsın, akşam evine gitsin. Çadırlarda kötü şartlarda yaşamasınlar"dedi.

- ADIYAMAN, MEYVECİLİĞE UYGUN BİR YER

Adıyaman'ın meyveciliğe uygun bir yer olduğunu anlatan Bilgiç, şöyle devam etti:

"Adıyaman’da her şeyimiz var. Suyumuz çok, su alamıyoruz. Bu bizim için büyük bir eksiklik, arazimiz çok kuvvetli, çok güzel meyvecilik için. Şuan da başta Kahta ilçemiz olmak üzere çok güzel badem bahçeleri oluştu. Biz bunlardan gurur duyuyoruz ve övünüyoruz. Samsat, Gerger ilçelerimiz de çok sayıda nar bahçelerimiz var. Bunlar dış ülkelere ihraç ediliyor. Tütünümüz var. Türkiye’nin her tarafına gönderiyoruz. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz ama biz de su sıkıntımız var. Adıyaman’da devlet eliyle sulanabilecek arazi yok denecek kadar az. Su meselesini söyleye söyleye artık bozuk plak gibi hep söyledik ama hiç kimseye anlatamadık. İnşallah torunlarımız görür. Bu güzel topraklardan daha güzel ürün elde ederler. Daha iyi standart yaşama kavuşurlar. Biz şuan da onun mücadelesini veriyoruz. Birilerine eğer bir yardımımız dokunmuş ise, Adıyaman ilinde az bir şey bizim de katkımız var ise biz bundan gurur duyuyoruz"

- SULU TARIM İLE SUSUZ TARIM ARASINDA 10 KAT FARK VAR

Sulu tarımın önemine işaret eden Bilgiç, "Sulu tarım tavsiye ediyoruz ama su elimize geçmiyor. Susuz tarım ile sulu tarım arasında en az 10 kat fark var. Biz buğday ekiyoruz. Diyelim 400 kilo buğday alıyoruz dekara, bunun 200 kilosu masraf, 200 kilosunu da 90 kuruştan sattığımız da bin 800 lira yapar. Pamuk ekersek bunun yaklaşık 5-6 katı kaldırıyoruz. Bu badem, elma gibi fidanlar olursa 10-15 katına çıkabiliyor. Bizim hayatımız susuzlukla geçti. İnşallah torunlarımız suya kavuşur. Yıllardır bizim bağ kenarlarında yerli badem dikimi yapılır, daha çok bunlar çağlası için çünkü bunların dış kabuğu kalın seyrek tutar, standart bir çeşit değil. Bunlar seleksiyon meydana gelen çeşitlerdir. Kültür çeşitleri aşılanmış çeşitler. Bunlar feredonal dediğimiz şuan da yabancı çeşitler var. Bölgemize uyum sağlamış bir çeşit, bunlar daha fazla verimli. Arap ülkeleri Türkiye bademi tercih ediyorlar. İnşallah gelecekte vatandaşlarımız bundan kazanç elde eder kazanırlar. Yetişmiş ağaçlarımız da 8-10 kilo kabuklu şekliyle verim alan arkadaşlarımız var. Meyveciliğin olabilmesi için su. Bizim bölgenin iklim yapısı meyvecilikte tat arama konusunda farklı bir iklimimiz var. Ben su kullanıyorum ama sondaj suyu kullanıyorum. Bunların yıllık elektrik tüketimi çok pahalıdır. Baraj suları ile bir cazibeyle bu topraklar sulanması lazım" şeklinde konuştu.

Kaynak : PHA
Haberin Videosu :
Kaynak: pha