Boynukara, açıklamasında, o gece Türkiye’de ki tüm haber kanallarının yöneticilerini ve gazete yöneticilerini tek tek aradığını söyledi.

Bu toplumsal duyarlılığı arttırmak, konuyu toplumun gündemine getirmeyi düşündüğü için ilk olarak onlara Ankara’dakilerin İstanbul’dakilerin bunun bir darbe girişimi olduğunu anlattığını belirten Bonukara, "Bu bir kalkışmadır, bunu yapanların, jandarmanın ve hava kuvvetlerinin içine yerleşmiş Fetö’cü unsurlardır, ağırlıklı olarak diye onların hepsiyle görüşme yaptım . Hepsine konuyu anlattım, ardından bunun toplumda karşılık bulması için kahrolsun fethullahçı kalkışma diye bir twit atmıştım. Sanırım ilk bu konuya ilişkin tanımlanabilen twitlerden birisiydi bu, ardından sizin halkı sokağa davet etmeniz yetmiyor, sizde sokakta olmanız gerekiyor, sizde bir biçimde halkla birlikte olmanız gerekiyor, bununda yollarından birisi parlemento olmak, meclisin açık olması gerektiğini  arkadaşlarımızla konuştuk, genel meclisdeki arkadaşlarla, genel başkan yardımcılarıyla, öyle bir haberleşme, bir telefon trafiğinin sonra Ankara'da olan milletvekillerinin tümünün meclise gelmelerinin gerektiğine ilişkin genel merkezimiz bir mesaj attı  ve Ankara'daki arkadaşlarımızın hepsini aradılar. Çünkü darbenin temel amacı meclisi kapatmaktır. Meclisi  ortadan kaldırmaktır, meclisin açık olması darbecilerin başarısızlığının en temel göstergelerinden birisidir ve meclis o an çalışma takvimi içinde darbecilerle ilgili gerekli yasal düzenlemeleride yapabilir düşüncesiyle meclise gittik, saat 10.30 civarları falandı, 11'e doğru meclise ilk gittiğimizde 15-20 arkadaş vardı, sonra sayı biraz daha arttı, yaklaşık 100 civarında milletvekilli vardı,  meclis başkanı geldi, meclise meclis açıldı, canlı yayınlar yapıldı"dedi.

- KONU DİRİ TUTULMAYA ÇALIŞILDI

Konunun kamoyunun gündeminde diri tutulmaya çalışıldığını vurgulayan Boynukara, şunları kaydetti:

"Meclisin çalıştığı, burada olduğu ifade edildi. Bu şekilde konuyu bir şekilde toplumun, halkın gündeminde tutarak pozisyon almaya çalıştık, bu şu açıdan da önemliydi; ABD orada gündüz olmasına rağmen saat 2'ye kadar herhangi bir açıklama yapmadılar. Darbenin karşısında mı, yanında mı buna ilişkin hiçbir açıklama yapılmadı, defalarca medya mensuplarının yöneltiği sorulara ABD dışişleri takip ediyoruz, izliyoruz, bekliyoruz gibi geçiştirdiler konuyu.Amerikanın pozisyon alması darbenin önlenmesi açısından da önemliydi, niye çünkü darbenin önlenmesinde darbecilerin bir umuduydu Amerika ve saat sürekli sosyal medyada ya da diğer kanallarda darbenin halkın darbeyi bastırdığını, halkın sokaklara ve egemenliği elinde tutuğu darbecilerin bir kısmının teslim olmaya başladığına ilişkin bilgiler paylaştık. En son MİT kaynaklı bir hesapla da darbe püskürtüldü, nokta operasyonlar yapılmaya başlandı diye bir açıklama yapıldı. Bu saat 02.05 civarlarındaydı. 02.15'de ABD dışişleri darbeye karşı olduğunu, Türkiye'de sivil siyasetin yanında olduğunu açıklamak zorunda olduğunu, bunlar bir düzeyde psikolojik harpti. Bir süreci yönetme çalışmasıydı sonuçta millet sokağa çıktı, hem demokrasiye hem de devletine sahip oldu . Yeniden devletini kurdu, darbelerin bittiği tezi çok doğru, bir tez değil bana göre, elinde silah bulunduran kimi unsurların her türlü yasal düzenlemeye rağmen darbe girişimlerinde bulunmaları, farklı kalkışmalarda bulunmaları, silahlı güç olmanın bir biçimde olması gibi bir savunma kültürünün savunması gibi bir önemi var ama bunlar tek başına yeterli mi derseniz ben yeterli olmayacağı kanaatindeyim. Sahip çıktı, bu çok anlamlıydı, insanlar 1 ay meydanlarda kaldılar, insanlar hem devletlerine hem demokrasiye hem de şehirlerine sahip çıktılar. Kkimsenin burnunu kanatmadan, kimseye zarar vermeden, kendi haklarını demokratik bir biçimde talep ettiler  ve buna sahip çıktılar, bu çok anlamlıydı"

- ADIYAMAN ÇOK GÜÇLÜ DESTEK VERDİ

Adıyaman'a da değinen Boynukara, "Adıyaman'da bu son Cumhurbaşkanımızın yaptığı Yenikapı'daki miting günü hükümet meydanına çıkan yolların hepsi tıkabasa doluydu. İnsanların hepsi meydanlardaydı, içtenlik havasındaydı, tüm şehirlerde olduğu gibi Adıyaman'da da çok güçlüydü ve şu andada bu duygu çok güçlü. Bakın ben yaşadığım bir sahneyi hiç unutamadığım bir sahne var, geçmiş dönemlerde 28 Şubat sürecinde mağdur edilmiş bir arkadaş vardı, 28 şubat dönemine göre  Türkiye Cumhuriyeti açısından tehlikeli birisiydi, fakat o gösteriler sırasında, o nöbetler sırasında, her gece o arkadaş meydandaydı ve elinde tuttuğu sopanın başında bayrak ve benim bayrağım en yüksek olacak diye 5-6 metre direkle alanda geziyodu. Yani diğer arkadaş benimki daha yüksek olacak şeyine girmişti, bu kimi anlayışın tehdit gördüğü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının devletine ve demokrasiye sahip çıkma özelliğine esasen çok önemli bir göstergeydi benim açımdan hala hafızamda canlıdır ve çok takdir edilmesi gereken bir davranış diye düşünüyorum" diye konuştu.

Kaynak : PHA
Kaynak: pha