Oruç Tutan Alır Ancak Sevabı

Bereket ayıdır Ramazan ayı

Oruç tutan alır ancak sevabı

Sevabına yetmez mevcutlu sayı

Oruç tutan alır ancak sevabı

Diller hep duada eller açılır

Gül kokusu gibi koku saçılır

Sırat korku vermez rahat geçilir

Oruç tutan alır ancak sevabı

Dinde kolaylık var yeter ki iste

Tutmaz olur yolcu zordaysa hasta

Ciddiysen ilgini hiç çekmez pasta

Oruç tutan alır ancak sevabı

Eli beli dili haramdan sakın

Mevlam güzel eyler tavrını takın

Vadedilen günler elbet çok yakın

Oruç tutan alır ancak sevabı

Oruç tutmak sanma aç aç durmaktır

Niyazsız duasız tutan ahmaktır

Ucuz cennet ummak kafa yormaktır

Oruç tutan alır ancak sevabı

Oruçluyken dilin gıybet etmesin

Yalan sözden sakın doğru bitmesin

Kerim der oruçsuz kimse ölmesin

Oruç tutan alır ancak sevabı

Adıyaman-Kerim BAYDAK

***Biraz da tefekkür***

*Söyleyenle Yaşayan Arasında Ne Fark Vardır?*

Ermişlerden birine, sormuşlar:

"Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır?"

"Bakın göstereyim" demiş ermiş...

Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak, onlara bir sofra hazırlamış.

Hepsi oturmuşlar yerlerine, derken, tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş.

Arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.

Ermiş: "Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz." diye de bir şart koşmuş.

"Peki..." demişler ve içmeye teşebbüs etmişler.

Fakat o da ne.!

Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.

En sonunda bakmışlar beceremiyorlar, öylece aç kalkmışlar sofradan.

Bunun üzerine "Şimdi..." demiş ermiş.

"Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe."

Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa. "Buyrun" deyince, her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki arkadaşına uzatarak içirmiş.

Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.

"İşte..." demiş ermiş: "Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse, o aç kalacaktır. Ve kim arkadaşını düşünür de doyurursa, o da arkadaşı tarafından doyurulacaktır...”

Kerim BAYDAK

[email protected]