Medyaya çok inanır bir hale geldik.

Okuduğumuz gazete ve kitapların verdiği mesajlara…

Dinlediğimiz, konuşmacıların verdikleri bilgilere…

Özellikle seyrettiğimiz, izlediğimiz televizyon kanallarına…

Konunun uzmanı olduğunu söyleyenlerin söylediklerine…

İnanın televizyon seyretmenin iyi olan hiçbir esprisi kalmamış.

Fikrimize ve zikrimize uygun olan çeşitli televizyon kanalları var.

Takdirimizi kazanmış bu kanalların söylediklerine şartsız ve koşulsuz kabul eder olduk.

Bu öyle bir teslimiyet haline gelmiş ki…

Âdeta esir olduk, âdeta hipnotize olduk, âdeta uyuşturulduk…

Aşırı bilgi kirliliği, bilgi çeşitliliği, insanları pençesinde kıvrandırmaya başladı.

Gelin de böyle bir ortamda televizyon seyredin bakalım!!

***

Acaba kaldırımlar kimler için yapılmıştır?

Esnaflar için mi?

Araçlar için mi?

İnsanlar için mi?

Hangisi?

Bilen var mı?

***

İnsanın çıktığı yolda, bazen öyle enteresan ve olağanüstü olaylar cereyan ediyor ki, bazen olumlu yönde etkilediği gibi, bazen de olumsuz yönde etkileyebiliyor.

***

Ölenlerin taziyelerinde bile farklılıklar göze çarpıyor.

Zengin fakir ayırımcılığı bariz olarak ortaya çıkıyor.

Halbuki zenginlik, fakirlik kimsenin tekelinde olan bir şey değildir.

Mühim olan ondan sonrasında azığımızı ne kadar topladığınızdır.

***

Onlarca, yüzlerce yüzlü olanlar var.

İblise rahmet okutanlar…

Hatta global olan binlerce…

Hepsinde farklı konular,

Hepsinde farklı söylemler,

Hepsinde farklı eylemler,

Malum sapkınlık derecesinde…

Rezillik, bıkkınlık derecesinde…

Sahtekârlık ve yüzsüzlük, riyakârlık derecesinde…

Çok, ama çokkk var.

Olabilir, elbette olacaktır da…

Olsun, belki onların sayesinde, onlardan ayrı olanlar ortaya çıkar/çıkabilir.

Kerim BAYDAK

[email protected]