Neye evet neye hayır diyoruz başlığıyla bu ikinci yazım. İlkini 2010 referandumunda yazmıştım. O zaman referandumla ilgili defalarca yazmış ve bu evetin tehlikelerine işaret etmiştim.

İktidar o zaman demokrasi bin gelişeceğini, yargının bağımsızlaşacağını iddia ederek evet istemişti. Şimdi de aynı söylemleri yineliyor. O günkü evet ülkenin felakete sürüklenmesine sebep oldu. Benim gibi düşünenler haklı çıktı. Bu günde yine demokrasiden ve yargı bağımsızlığından bahsettiğine göre demek ki o günkü söylemlerinin yalan ve yanlış olduğunu itiraf ediyorlar demektir.

Evet isteyen cenah maddeleri açıklama yerine, hayır diyenleri PKK lı, Fetöcü, Amerikacı diye yaftalıyor. Oysa gelişmelere bakarsak tam tersi olduğu görülüyor. Örneğin, Fethullah Gülen 30 Mart 1997 de Zaman gazetesinde yer alan röportajında başkanlık sistemi için şöyle demişti. "Başkanlık sisteminin alt yapısı hazırlanmalı, insanımız hazırlanmalıdır........ ben şahsen başkanlık sistemine de, selahiyetleri genişletilmiş Cumhurbaşkanlığına da sıcak bakıyorum." 2010 referandumunda "mezardan ölüleri çıkarıp oy kullandırın" diyen yine Fethullah Gülen idi.

Abdullah Öcalan ın konu hakkındaki görüşlerini öğrenmeniz için İmralı tutanaklarını okumanız yeterlidir. "Önümüzdeki günlerde Suriye deki duruma dair MİT ile konuşacağız. Bazı kararlar alacağız. Yeni oluşacak Suriye de bizimkiler başat oynayacaklar. Orada özerk bölgeler olur" ( 3 Nisan 2013 tarihli İmralı tutanakları) 

"Benim çabalarım özellikle Erdoğan ı kurtardı." ( 17 Ağustos 2013 tarihli İmralı tutanakları) 

"Salih Müslim e söyleyin (PYD başkanı) özerklik istesin." (17 Ağustos 2013 tarihli İmralı tutanakları)

Hangi rejim olursa olsun, özerk yönetimler olacak, MİT ile özerkliği planlıyoruz " (4. Metin sayfa 2) 

İmralı tutanaklarını okursanız bunun gibi bir sürü örnek ile karşılaşırsınız. Çukurların açılması, patlayıcıların döşenmesi v.b çalışmalar hep iktidarın desteği ve gözetimi altında olmuştur.

ABD yetkilileri 1996 yılında " Türk ordusu raydan çıktı " demişti. Ergenekon, balyoz süreciyle Ordu hizaya çekildi. Ayrıca 2004 yılında ABD lı Pol HANZE  " Türkiye deki bu sistemle istediklerimizi yaptıramıyoruz. Bu nedenle başkanlık sisteminin desteklenmesi gerekiyor " demişti.

Bu verdiğim örneklerde gösteriyor ki iktidarın argümanları yalan ve yanlıştır.

Biz16 Nisan da bir partiyi ya da kişiyi oylamayacağız. Devletin sistem değişikliğini oylayacağız. Getirilmek istenen bu sistem kimlere yarıyor ona bakmalıyız. Yukarıda verdiğim örneklerden de görüldüğü gibi bu sistem Gülencilere, İmralı ya, PKK ya, Barzani ye, ABD te yarıyor.

16 Nisanda beni hiç bir parti ilgilendirmiyor. Ne AKP ne CHP ne de diğer partiler. Beni hiç bir lider de ilgilendirmiyor. Ne Erdoğan, ne Kılıçtaroğlu ne de bir başkası. Ben ülkemizin ve çocuklarımın geleceği için HAYIR diyorum. Herkesin gönlünde bir parti olabilir. Seçim zamanı gidin partinize oy verin ancak bu oylama ülkemizin bekası ve geleceği oylamasıdır. 2010 referandumunda da çok kalem oynattım ve haklı çıktım. Şimdi de bunun mücadelesini veriyorum. 

Lütfen oy kullanırken elinizi vicdanınıza koyun, kişisel hırslarınızı, menfaatlerin izi, beklentilerinizi bir yana atıp mührü öyle vurun.........aydınlık günlerde buluşmak dileğiyle.....

Asım ÖCAL