Nedir Bu Çektiğim

Yıllar değişiyor, mevsimler değişiyor.

Canlılar değişiyor, cansızlar değişiyor.

Yollar değişiyor, yolcular değişiyor.

Aşklar değişiyor, âşıklar değişiyor.

Huylar değişiyor, karakterler değişiyor.

Ruhlar değişiyor, bedenler değişiyor.

Yeter be kardeşim!

Bir sen değişmedin/ değiştiremedin kendini.

Haydi, artık be mübarek!

Sen de bir değiştir kendini!

Nedir bu senden çektiğim!

***

Girdiğiniz ortamlarda, söz dönüp dolaşıp illa ki siyasete geliyor.

Maşallah herkes siyaset uzmanı olmuş, güya bilgi, birikim ve tecrübesiyle sanırsınız birer dehalar.

Bir an da herkes hükümet kurup/yıkıyor, memleket kurtarıyor.

Bir türlü sevmediğim/sevemediğim şu siyasete, nedense hiç ısınamadım.

Herkesin elbette bir düşüncesi, siyasi görüşü vardır.

Ancak konuşursanız bazılarının canını sıkıyorsunuz, bazılarının duygularını okşuyorsunuz.

Konuşmasanız, ne öyle ot gibi yaşıyorsunuz, hiçbir duygu, düşünce ve görüşünüz yok diyorlar.

Çoğu zaman siyaset konuşulan ortamları terk etmek, sanırım yapılabilecek en güzel iş/hareket gibi geliyor insana.

***

Çoğu zaman, bilindik konuları anlatıp dururuz.

Belki, “neden aynı şeyleri yazıp duruyorsunuz?” diyenler çıkabilir.

Anlatmak, hem de her zaman anlatmak gerekir.

Belki birileri dinler, anlar, uygular, ders alır, kim bilir!

Maşallah kime sorsanız herkes her şeyi biliyor, her konuda bilgi sahibidir.

Herkes uzman, herkes âlim, herkes bilmiş adamı, herkes siyasetçi, politikacı…

Uygulamaya gelince, herkes kaçar, kimseler ortada kalmaz.

Ukalaca (bilgiçlik) taslanır, söylenenlere itibar edilmez, kabul edilmez.

Herkes her şeyi biliyorsa, o zaman bu olan bitenler neyin nesi!

Biz, yine de bilindik, bilenen şeyleri( her şey) yazalım.

Belki, bir bilmeyen, öğrenmek isteyen, öğrenen çıkar.

***

Yolda giderken...

Bir yerde otururken...

Görmek istemediğin birini görmemenin en güzel ve kolay yolu galiba telefonla uğraşıyor gibi yapmakmış herhalde.

Öyle yapanları görünce...

Vay be!

Sen ne kadar çok yönlüsün!

Kerim BAYDAK

[email protected]