Anayasalar vatandaşların haklarını güvence altına alan toplumsal sözleşme yasalarıdır. O nedenle Anayasalar toplumla tartışılarak hazırlanırlar.

Askerler, 12 Eylül 1980’de darbe yaptılar. Yönetime el kodular.

Darbecilerin başı Kanan Evren’in emriyle, halkla tartışılmadan, halkın görüş ve düşüncesi sorulmadan yeni bir anayasa tasarısı hazırlandı.

Türkiye sıkıyönetimle yönetiliyordu.

Darbeci askerlerin başındaki Kenan Evren’in emriyle hazırlanan yeni anayasa, sıkıyönetim ortamında referanduma götürüldü.

Sıkıyönetim koşulları altında halka dayatılarak kabul ettirildi.   

AKP’liler başta olmak üzere siyasetçiler, hukukçular, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, yazılı ve görsel basın halklı olarak, halkla tartışılmadan kapalı kapılar arkasında hazırlanan, sıkıyönetim koşullarında referandum yapılarak halka dayılan 12 Eylül Anayasasını sürekli eleştirdiler. Eleştirmeye devam ediyorlar.

Sıkıyönetim koşullarında referandum yapılarak halka dayatılan 12 Eylül Anayasası, yalnız Türkiye’de eleştirilmedi.  Uluslararası yüksek mahkemeler, uluslararası demokratik kurum ve kuruluşlar da 12 Eylül Anayasasını sürekli eleştirdiler. Eleştirmeye devam ediyorlar.

 Kasım 2002 seçimlerinde iktidara gelen Recep Tayyip Erdoğan (AKP), 2002-2017 arasında Türkiye’yi tek başına aldığı kararla, ortama ve konuma göre vaziyet alarak, bir gün söylediğinin ertesi gün tersini söyleyerek, bir gün yaptığının ertesi gün tersini yaparak, dün dürdür bugün bugündür anlayışıyla hareket ederek yönetti. AKP’nin 15 yıl süren iktidarında Türkiye’nin geldiği nokta ortada.

 12 Eylül Anayasasının, halkla tartışılmadan kapalı kaplar arkasından hazırlanarak halka dayatılmış olmasını sürekli eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP’ye, rejimi değiştirmeyi, partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmesini sağlayacak bir anayasa değişikliği teklifi hazırlanmasını emretti.

AKP yönetimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dayatması ile:

AKP milletvekilleri,

AKP belediye başkanları,

AKP il ve ilçe başkan ve yöneticileri,

AKP kadın ve gençlik kolları başkan ve yöneticileri,

Parti üyeleri,

Ve halkla tartışılmadan, görüş ve önerileri almadan tıpkı 12 Eylül anayasasının yapılmasında olduğu gibi, kapalı kapılar arkasında anayasa değişiklik taslağı hazırlandı. Kapalı kapılar arkasında hazırlanan anayasa değişikliği TBMM’ne sunuldu.

AKP’li Meclis Başkanı, kapalı kapalar arkasında hazırlanan anayasa değişikliğinin Mecliste görüşülürken Meclis Televizyonu’nda yayınlanmasına, halkın yapılan değişiklikleri öğrenmesine izin vermedi.

12 Eylül Anayasasını hazırlayan irade-güç, halkı yok saymıştı. AKP’de rejimi değiştirmeyi amaçlayan anayasa değişikliğini hazırlarken, aynı şekilde halkı yok saydı.

12 Eylül Anayasasını sıkıyönetim koşullarında referandum yapılarak halka dayatılarak kabul edilmiş olmasını sürekli eleştiren Recep Tayyip Erdoğan ve AKP yönetimi, anayasa değişikliğini, olağanüstü hâl koşulları altında referanduma götürmek istiyorlar.

Eğer anayasa değişikliği referandumu, olağanüstü hâl koşullarında yapılırsa, tıpkı 12 Eylül Anayasası gibi halka dayatılarak yapılmış bir anayasa olacaktır. 

Anayasa da yapılan değişikliğin içeriği bir yana:

BİRİNCİSİ, halkın geleceğine yön verecek olan bu anayasa değişikliği, halka sorulmadan, halkla tartışılmadan, halkın görüş ve önerileri alınmadan, halkı yok sayarak hazırlandığı için,

İKİNCİSİ, ortama ve konuma göre vaziyet alan, bir gün söylediğinin ertesi gün tersini söyleyen, bir gün yaptığının ertesi gün tersini yapan, dün dürdür bugün bugündür anlayışıyla hareket eden bir zihniyetin iradesi ve dayatmasıyla hazırlandığı için,

ÜÇÜNCÜSÜ, bir kişinin dayatmasıyla hazırlanan anayasa değişikliğinin, ülkeyi nereye götüreceği belli olmadığı için, bu anayasa değişikliğine hep birlikte HAYIR dememiz gerekiyor.

Celal Topkan