İnsanın birinci önceliği, ekmek parası kazanmak, çoluk çocuğunun nafakasını çıkarmak ve hayatını idame ettirmektir.

İkincil duruma düşen bir takım şeyleri (her şey), istese de yapamıyor, es geçiyor, zaruriyet ve mecburiyet olsa da.

O yüzden, insan her yere gidemiyor ve her şeye yön veremiyor.

Bazıları için, bunlar geçerli sebepler olmuyor tabi!

Ne yazık ki!..

***

İnsanın kalbinde, yüreğinde ve beyninde ki mevcutları dışarı vurması kadar doğal bir şey yoktur sanırım.

Yoksa o insanın kimliği, kişiliği ve karakteri nasıl ortaya çıkacak, değil mi?

İyi veya kötü!

***

Kimin, kimliğin ve kişiliğin bazılarının hoşuma gitmeyip, rahatsız etse de, hayat devam ediyor.

Kusura bakmayın!

***

Hayat, öyle filmlerde ki gibi ya da görüntülü haberlerle gözümüz içine sokulduğu gibi tozpembe değil.

Hele aşk, hiç değil!

***

Bazen küçücük bir kıvılcım bile insan mutlu, huzurlu ve hayattan zevk almasını sağlayabilir.

Bir kap yemek.

Birazcık içecek.

Vücudu kapatan bir örtü.

Ufacık bir yardım.

Belki hafifi bir gülümseme, tebessüm...

Yaşamdan haz alma vesilesi, yaşam kaynağı olabiliyor.

Mutlu, huzurlu olmak, ne güzeldir

***

Çekemediler bizi.

Halatları koptu.

Biraz ağır geldik galiba.

Kopsun boyunları altında kalsın.

Türemiyesiceler!

***

Bazen gidip öğüt ya da nasihat isterler.

Bilmezler ki kendisinde olmayan bir şeyi başkalarına nasıl versin ki!

Bilmezler, bilemezler işte!

Hele böyle bir zamanda ve böylesi an/larda...

Kerim BAYDAK

[email protected]