Bir mozaik sevdasıdır Adıyaman ‘da sürüp gidiyor. Hangi mozaik demeyin ya hu şu meşhur Besni ve Gölbaşı’nda çiftçiler ve define avcıları tarafından gün yüzüne çıkarılan mozaiklerden söz ediyorum. Şimdi bizim iş güz ar çiftçiler ve kendini bilmez iş güz ar define avcıları hiç başka işleri yokmuş gibi gidip yer altında 5000yıldır sessiz sedasız yatan mozaikleri gün yüzüne çıkardılar. Ya hu kardeşim sizin başka işiniz güzünüz yok mu? Neden bu memleketin başına iş açarsınız. Memlekette onca sorun var iken birde bu mozaikler ile mi uğraşalım. Allah Allah. Bela mısınız kardeşim. Bu mozaikler gün yüzüne çıkınca memlekette bir bayram sevinci yaşandı. Artık bütün sorunlarımız bitecek ve memleket turist kaynayacaktı. Bunlar biz garibanların hayalleri ve düşünceleri idi. Yani biz görmemişlerin düşüncesi bu şekilde idi. Belki memlekete faydası olur düşüncesi ile sevinmiştik. Velhasıl kelam düşünemediğimiz bir şey var mış onu da sonradan öğrendik. Yıllardır Adıyaman ‘da müze müdürlüğü yapan zat-ı muhterem efendinin koyacak yeri yokmuş. Depoları da ağzına kadar dolu imiş. Bu eserleri sergilemek için de acilen bir müzeye ihtiyacımız varmış. Ya hu adama sormazlar mı depoların ağzına kadar dolu tarihi eser ama müzede sergilenen üç beş tane sikke ve heykelcik. Diğerleri içinde yerin yok. Senin işin onları sergilemek, saklamak değil. Sergilemek içinde gerekirse milletvekillerinin, bakanlığın kapısında gidip nöbet tutacaksın ve o müzeyi koparacaksın. Eserlerini de adam gibi sergileyeceksin. Bugün de memleketin başına iş açmayacaksın. Ama nerde sende memleket sevdası. Yok işte bir adamda memleket sevdası yoksa ne yapacaksın. Neyse konuya dönelim. Bu meşhur mozaiklerin sergilenmesi için bizim ısı, nem falan fistan gibi özellikleri olan bir müzemiz yok. Ama onlarca saklanacak eserimiz var. Hepsine yer bulundu ama bu iki devasa mozaiğe yer bulunamadı. Nasıl yer bulundu hemen açıklayayım. Perre de gün yüzüne çıkarılan mozaikler müzemiz olmadığı için perre antik kentte üzerleri toprak ile örtülerek zarar görmeden saklandı. Ancak ve ancak ne hikmet ise bu iki devasa eserimiz için böyle bir karar alınamadı. Bulunduğu yerde üzerleri kapatılarak muhafaza edilseydi bu dedikodular olmayacak, TBMM başkanvekilimiz ve valimiz gecenin bir saatinde basın açıklaması yapmak zorunda bırakılmayacaklardı. Kararın alındığı gün tesadüfen(mi) Besni’ye gelen Gaziantep Büyükşehir Belediye başkanı ve milletvekilinin bu mozaikler için geldiği dedikodusu bile yapıldı. Ayıp değil mi böyle asılsız dedikodular çıkarıyoruz. Gecenin bir saatinde kalkıp twitter da eserime dokunma diye hastang açıyoruz. Bu hareketler hiç hoş değil. Yakıştıramıyorum. Yani sayın büyüklerimiz üç sene önce bu şehre bir panaromik ve etnografya müzesi kazandırdıklarının müjdesini vermişlerdi. Adamlara inanmadınız bakın üç sene sonra ödeneği de tahsis edildi diye açıklama yapıldı. Her ne kadar nereye ne zaman yapılacağını bilmesek te o müze bu şehre yapılacak. Kesin ve kat’i karardır. Dönüşü yok müze müdürüne rağmen o müze bu şehre yapılacak. Büyüklerimiz öyle dedilerse öyledir. Ne taşmış ya hu ne kadar da boşu boşuna başımız ağrıttı. O taş lar kadar başımıza taş yağsa da kurtulsak.