Nafile, Hangisi?

Söylediklerimizden ve yaptıklarımızdan dolayı, bize deli, diyorlar.

Hatta kendi aralarında, dalga geçiyor, deli muamelesi bile yapıyorlar.

Olsun, yapsınlar, canları sağ olsun.

Ancak, bizim kör kuyuya attığımız bir değil, binlerce taştan birini çıkaramıyorlar.

Şimdi, söyler misiniz?

Kör kuyuya taşı atanlar mı deli, yoksa kör kuyudan bir taş bile çıkaramayanlar mı deli?

De hadi, söyleyin bakalım?

Hangisi?..

***

Ah Eylül ayı, ah!

Kışlık yakacak odun, kömür alımıyla başlar.

Kurutmalıklarla devam eder.

(Domates, biber, patlıcan)

Domates, biber salçası, çeşitli turşu ve salamuralar.

Ev temizliğiyle kışa hazırlanılır.

(Boya, badana, çevre temizliği, halı vs yıkanması)

Arabası olanların bakım ve temizlik telâşı olur.

Okullar açılmadan, söz, nişan, kına, düğün, ne varsa alelacele yapılır.

Her yılın vazgeçilmezi, okullar.

Üniversite paraları, il dışına yolculuklar…

İlk, orta ve liseye başlayan öğrencilere, elbise, servis gibi birçok hazırlık ve harcanana paralar.

Ve tabi Eylül ayında ki kazanımlar ve kaybedişler!

Sonra, tabi evli evine, yolcu yoluna!

Her Eylül ayı, başkalarını bilmem de benim için sıkıntı, stres, bazen mutluluk ve huzur ayı.

Ah Eylül ayı, ah!..

***

Temiz, dürüst, ahlâklı ve inançlı bir çevrede yetişmişti.

Günü geldi, o da kötü olmayı düşündü.

Uğraştı, zorladı kendini.

Ancak bir türlü beceremiyordu.

Bazıları gibi, duygusuz, vicdansız, merhametsiz olmak için çok uğraştı.

Olmuyordu, yapamıyordu.

İçinden bir ses sürekli “yapma, sen bunları yapacak kapasitede bir insan değilsin, olamazsın!” diyordu.

Bazen görmezden geliyordu, o sesi, hatta kendini soyutlamak için, birçok yola başvuruyordu.

Nafile, olmuyordu.

İnancı, imanı, ahlâkı, yetişme tarzı, aldığı terbiye, yetiştiği çevresi bir türlü buna müsaade etmiyordu.

Yine iyi oldu, iyi kaldı, iyi olarak hayatını idame etti.

Kerim BAYDAK

[email protected]