Önümüz bayram, bu nedenle sizlere bugün siyasi, iç karartıcı şeyler değil geçmiş anılarımdan eğlenceli! Şeyler yazayım dedim.

Çekişmeli ve zorlu bir seçimden sonra Adıyaman ÇUKOBİRLİK yönetimini arkadaşlarımla devraldık. Biz yönetime geldiğimizde kooperatif ile çiftçi arasındaki bağda kopukluklar vardı. Kooperatif sadece pamuk alınan bir yer olarak biliniyor, çiftçi ihtiyaçlarının karşılanmasında yetersiz kalıyordu. Yaptığımız çalışmalarla yüzlerce ton gübre, tohum, ilaç ile çiftçiyi buluşturduk.

ÇUKOBİRLİK binası şehir içine sıkışmış ve alımda sorunlar oluşuyor du. Bu nedenle daha geniş, modern bir yer yapalım dedik ve bulunduğumuz yeri satarak faaliyette olmayan Koç un fabrikasına geçici olarak taşındık.

Hikâyesi uzun bu nedenle kısa geçeceğim. Yoğun çalışmalardan sonra Börgenek mevkiindeki şimdiki yerimizi satın aldık. Ama yer satın almakla iş bitmiyor inşaat için ruhsat almak gerekiyor. Bunun içinde orman müdürlüğünden tutun turizm müdürlüğüne kadar yaklaşık 14 yerden onay gerekiyor.

İşlemleri hızlandırmak için dönemin valisi Sayın Hikmet Tan ile çok sık görüşüyoruz. Hikmet bey renkli bir vali, sorumluluk almayı seviyor ve bize sıfır bürokrasi sözü ile destek veriyor. NOT: Sayın Hikmet Tan A haber spikeri fırıldak Erkan Tan'ın babası.

Adıyaman'da işlemleri tamamladık projenin Ankara’da GAP idaresinden onayı gerekiyor. İşlemleri hızlandırmak için Bayındırlık müdürlüğünden projeyi elden alıp Şahin Sümer ile birlikte Ankara’ya gittik.

Siyasi referanslarımız var bu nedenle işlerimizin çabuk biteceğine inanıyoruz. Şahin Sümer ile birlikte GAP idaresine gittik. Bizi bir bayana yönlendirdiler. Hanımefendi projeyi aldı, önüne bakıyor-arkasına bakıyor, açıyor-kapatıyor, eviriyor-çeviriyor yüzünde olumsuz bir ifade! Sakin bir ifade ile ben bunu imzalamam dedi. Aman hanımefendi etmeyin tutmayın eksik evrak yok her yerden olur aldık bu bir kamu malı ve hızlı bir şekilde bitirmek istiyoruz diye dil dökmeye başladım. Kadın aynı ciddiyetle olmaz diyor. Hanımefendi eksiğimiz yok neden olmaz onu söyleyin bari dedim. Kadın durdu, düşündü bir bahane bulması lazım. Projenin üstündeki mühürleri kastederek bu mühür belli olmuyor nerden bileyim müdürlüğün mührü olduğunu demez mi…………………………..

Bende şalter attı. Zaten sinirlenince gözüm hiçbir şeyi görmez. Ben büyük bir hışımla bir yandan kadının önündeki evrakları topluyorum, bir yandan da bağırarak çabuk telefon aç polis çağır, burayı sahtekârlar bastı de zaten ben bu mühürü patatesten yaptım sahte mühür bu çabuk polis çağır diye odayı inletiyor um. Neredeyse hırsımdan kadını boğacağım.

Kadın şaşkın, yüzünde nerden çattık bu deliye ifadesi, ben çılgın. O ana kadar olaya karışmayan Şahin Sümer büyük bir sükûnetle, kibarlıkla araya girdi ve Asım abi sen bi dur diye beni kenara çekip tansiyonu düşürmeye çalıştı. Zaten Şahin Sümer’in özelliği budur. Dünya yansa, yıkılsa umurunda olmaz, sakinliğini bozmaz.

Benim öfkem dinmiyor ama Şahin Sümer araya girince kadın ben buraya geçici olarak bakıyorum asıl görevli izinli ben de bu konulardan anlamam siz sonra gelin demez mi………………………..E kadın bunu baştan söylesene biz de sonra gelelim bu kadar gerilmeyelim.

Odadan çıktık merdivenlerden iniyoruz ben hala saydırıyorum. Binadan çıkıp yakındaki taksi durağına gittik taksiye bindik. Şoför bana dönerek abi GAP idaresinden mi geliyorsun demez mi? Ben hala sinirliyim benim bildiğim şoför nereye gidiyorsun diye sorar bunun bana dediğine bak sen hele. Nerden biliyorsun lan diye adama çıkıştım.

Şoför güldü bunu bilmeyecek ne var abi, oradan gelenlerin hepsi senin gibi oluyor demez mi. Ben şok dondum kaldım. Şoför gayet sakin bir şekilde boşuna kendini helak etme ağabeycim buradaki memurların çoğunluğu işten anlamaz burası torpillilerin tayin yeri. Buraya gülerek, umutla girenlerin çoğunluğu senin gibi kıpkırmızı küfür ederek çıkıyor. Yani yalnız değilsin üzülme……………………

Bu sözlerin üzerine ben sus pus oldum gideceğimiz yere kadar ağzımı açmadım. Ben de şaşırdım yalnız olmadığıma mı sevineyim, vatandaşın haline mi üzüleyim.

Neyse…..

Bayramınız mübarek olsun neşeniz bu yazı olsun.