Hiç unutmuyorum; 8 yıllık kesintisiz eğitim sistemi parlamentoda görüşülmeye başladığı andan itibaren Türkiye genelinde olduğu gibi, Adıyaman’da da olağanüstü tepki yağmıştı…

            Kim tutabilirdi muhafazakâr kesimi, kim önünü alabilirdi kanı fokur fokur kaynayan delikanlı mücahitleri…

            Özellikle Cuma günleri namaz çıkışında cami önlerinde toplanan mahşeri kalabalıklar,  dönemin hükümetini, en güçlü sloganlarla, en güçlü sedalarla protesto etmekteydiler.

            Demokratik haklarını kullanan kalabalık kitleler, mecliste görüşülen kesintisiz eğitimle ilgili yasanın çıkmaması için her türlü fedakârlığı gösteriyor, hem de yılmadan, usanmadan sürekli protesto yapmaktaydılar.

            Terör devleti İsrail, namlularını Filistin’e yönlendirince, fevç fevç alanlara dökülenler,  “kahrolsun İsrail” sloganlarıyla yeri göğü inletmekteydiler.

            Öylesine kalabalıklar oluşurdu ki; adeta izdiham yaşanır, mahşeri atmosferi andıran muazzam gösteri sergilenirdi sirkülasyonun yaşandığı her ortamda.

            Hele hele başörtüsüne yönelen anti demokratik söylem ve eylemler öylesine sert protestolara maruz kalırdı ki, adeta yer gök inlerdi.

            Başörtü yasağını sürdüren etkili ve yetkili despotlar, yasağın arkasında duran seküler tayfalar, yasağın uygulanmasını sürdüren jakoben elitler her platformda en acımasız protesto yağmuruna tutulmaktaydılar.

            Oysa günümüzde yok böyle bir anlayış: 

Siyonistler Gazze’ye saldırı düzenliyor, umursayan yok.

Batı’nın merhamet yoksunu Conileri Suriye’de taş üstünde taş bırakmadı, yüreği sızlayan yok.

Ortadoğu coğrafyası kan deryasına dönüşmüş, karşı reaksiyon gösteren yok.

Emperyalist düşünceli vampir odaklar, Müslümanların yaşamış olduğu beldeleri kevgire dönüştürmüş, “bana dokunmayan bin yıl yaşasın” mantığı güdülüyor.

Son zamanlarda sergilenen tek duyarlı davranış; 15 Temmuz FETÖ kalkışmasına karşı oldu. Bunun haricinde hiç bir olumsuzluğa karşı dik duruş sergilenmedi.   

Nereden nereye…

Geçmişte söz konusu olumsuzlukların tümünün karşısında duran, var gücüyle protesto eden o eski mücahitler, yerel ve genel iktidarların bahşettiği nimetlerden nemalanınca olanlar oldu maalesef…

Uzun sözün kısası; dinine, diyanetine, ülkesine, bayrağına duyarlı olan o eski mücahitler günümüzde müteahhit olunca, iktidarların dünyeviliklerinden yararlanınca duyarsızlıkları tavan yaptı ve insani duyguları törpülendi!

Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…

        Bilal KARADAĞ

[email protected]