Umudun ve inancın bir muzaffer mücahidi olan o büyük zatı muhterem, en büyük mücadele ve azmin timsaliydi.

Ezilenlere eğilmeden direnmeyi, horlananlara metanetle sabretmeyi, daima dinamik durarak, ayakta kalmayı ve yıkılmamayı mukaddes bir öğreti olarak bir nesle miras bırakan, cumhuriyetimiz yaşındaki bir iman ve dava adamıydı Erbakan Hocamız.

Görünürde Hakk’a yürüdü ama gönüllerimizin en kutsal köşesinde ilelebet yaşayacaktır… 

Umudun ve inancın Anadolu’nun çorak yamaçlarında tomurcuğa durmuş bir inanç papatyasıydı Hocamız.

Milletinin medeniyet değerlerine yaslanarak yaslı yüreğiyle Mevlana Meydanı’ndan bir gayret yolculuğuna çıktığında kendisine istihza ile bakanlara, burun bükenlere ve küçümseyenlere O hiç aldırmadı.

O, suskunların çağlayan sesi, öksüzlerin hıçkırığı ve mahzunların karanlık dünyalarına doğan ışıktı. 

            Birliğin, bütünlüğün ve kardeşliğin beraberlik hamurunu, iman alevinde mayalayan bir Anadolu yıldızı olarak Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız; Mevlanaların, Yunusların, Hacı Bektaşi Velilerin ve bu coğrafyanın nice önderlerinin arasına bir kutup yıldızı gibi yerleşmişti.

Bir çiçekle yazların bile gelebileceğini ve mevsimlerin açan bir papatya ile bile baharlara yönelebileceğini müjdeleyen; inancın, gayretin ve imanın güneş yüzlü dehasını, son devrin bir dava adamını ve kaderine hep milletini ve davasını savunmak düşen değerlerimizin muzaffer mücahidini en yüce dosta yolcu ettik.

Küresel güç, emperyalist dünya, Siyonist toplum ve 28 Şubatçılar kendisine mani bir dinamik potansiyel liderden kurtuldular diye bayram edebilirler. 

Zira şunu bilmeliler ki, onlara rağmen, O büyük dava adamının savunduğu fikirler ilelebet yaşayacaktır.

O’nun açtığı yoldan hep birileri yürüyecektir. Hocam dünyasını değiştirdi ama fikirleri kıyamet sabahına dek hep savunulacaktır.    

Göstermiş olduğu hak dava idealinden taviz verilmeden nice yolların aşınacağından adımız gibi eminiz.     

Yarım asırdır dillendirdiği “Yeniden Büyük Türkiye” idealinin, O’ndan sonrasında sekteye uğrayacağını sananlar, bilsinler ki kesin bir yanılgı içerisindedirler.

Hocamın meziyetlerini, yüreğinin derinliklerinde coşkun çaylar gibi akan insan sevgisini, mega projelerini ve insanüstü zekasını izah etmeye kuşkusuz kelimeler kifayetsiz kalır.

O’nu kaybetmenin derin üzüntüsü içerisindeyiz ama ne çare ki, Cenab-ı Allah’ın buyurduğu gibi; “Her nefis ölümü tadacaktır.”

“İnna Lillah İnna Lleyhi Raciun”         

Aziz Hocam, mekânın cennet olsun. Makamın en sevgiliye yakın olsun. Tüm İslam ve Türk âleminin başı sağ olsun.

Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…

 

     Bilal KARADAĞ

[email protected]