Elbette ki MHP’de diğer partiler gibi bir siyasi partidir.

Ama bir siyasi parti olmanın ötesinde ;

İçerisinde binlerce ÜLKÜCÜ’nün “ACI”ısı olan,”ÇİLE”si olan, “GÖZYAŞI” olan ;

Uğrunda 5000 gencini şehit verilmiş "KUTLU" bir davanın adıdır.

Bu gençlerin her biri ülkemizin seçkin Üniversitelerinde öğrenci idi,

Şehit olmayıp yaşasalardı belki de bugün Ülke yönetiminde söz sahibi olacaklardı...

Hayatlarının baharında " Milliyetçi Büyük Türkiye" hayaliyle cennete uçup gittiler...

MHP Ülkücülerin “Kara Sevda”sıdır, “Baba ocağı”dır..

Ayrıca “Adriyatik’ten Çin Seddine” 250 Milyonluk TÜRK dünyasının da umudu olan ve öyle olması da gereken bir “HAREKET”in adıdır.

Kısaca MHP böyle bir partidir.

MHP’yi idare edenler bu hususları asla unutmamalıdır.

Siyasetini, programını,kadrolarını bunları gözeterek oluşturmalıdır..

***********************************************************************

Bu notları düştükten sonra günümüze dönersek ;

Eğer MHP ;

Türk siyasetinde gerçekten söz sahibi olmak istiyorsa ;

Eğer gerçekten “Ülkeyi yönetmek” diye bir hedefi var ise;

Öncelikle kendi içinde, kendi camiasında mutlaka “Birlik-Beraberliği”, "Huzuru" sağlamak zorundadır.

Hiç kimse kendi içerisinde “Kavga" olan bir yere ilgi göstermez, sempati duymaz..

Maalesef geldiğimiz noktada, Türkiye’nin en köklü partilerinden biri olan MHP’nin  “TAVAN”ı tarihinin en çalkantılı dönemini yaşıyor.

TAVAN”ı diyorum; Çünkü “TABAN”da bir sıkıntı yok..

Eğer “TABAN”da ufak tefek bazı sıkıntılar yaşanıyorsa bunun nedeni de “TAVAN”dakilerdir.

*****************************************************************************************************************************************

Hiç kimse kusura bakmasın; dilim varmıyor ama maalesef MHP’de yaşananlar bir “KOLTUK” davasından başka bir şey değildir.

TAVAN”dakiler “Kutlu bir dava”nın temsilcisi olan yılların MHP’sini ne yazık ki var olma yok olma noktasına getirmiştir.

MHP içindeki İktidar(koltuk) savaşı, Camiayı çok zor bir duruma düşürdü. Ne yazık ki ÜLKÜCÜLER “iki arada bir deredekalmış durumdalar..

He geçen gün Camia içerisindeki Sevgi-Saygı azalıyor.. Eskiden beri herkesin imrendiği “BİRLİK-BERABERLİK” , Kardeşlik, Fedakarlık ruhu eriyip gidiyor..

Hiçbir ÜLKÜCÜ son 1,5 yılda yaşanan üzüntü verici , hüzün verici gelişmeleri asla unutmayacaktır.

Hiç kimse şu gerçeği unutmasın ;

Her ÜLKÜCÜ MHP’lidir ama; her MHP’li ÜLKÜCÜ değildir.

Eğer bu parti Ülkücülerin partisi ise söz de , karar da Ülkücülerin olmalıdır.

Ama maalesef olmuyor. ..

Yanlış kadrolaşma, yanlış adaylar, hak etmeyenler,kişisel çekişmeler vs....

Böyle olunca da eleştiri, dedikodu ,küskünler, Fitne-Fesat alıp başını gidiyor.

Sorunu başka yerde aramaya gerek yok; Sorunun kaynağı budur.

******************************************************************************************

Oysa ki sorunun çözümü gayet basit..

Eğer ;

Teşkilatlar ve her mevkideki idareciler-yöneticiler gerçekten “ÜLKÜCÜ İRADE” ile belirlenir ve seçilirse “Birlik-Beraberlik” kendiliğinden sağlanır.

Haliyle bu “Birlik beraberlik” de başarıyı getirir.

Bunun da ispatı 1999 Genel seçimleridir.

Biliyorsunuz o seçimlerde Ülke genelinde M.Vekili adaylarının tamamı;

Bütün ÜLKÜCÜ kuruluş mensuplarının oy kullandığı bir temayül yoklaması ile yani Gerçek “ÜLKÜCÜ İRADE” ile belirlenmişti.

Genel merkez de o günkü “ÜLKÜCÜ İRADE”nin tercihine aynen uymuş ve o tarihi başarı sağlanmıştı..

Çünkü gerçek “ÜLKÜCÜ İRADE” yanlış yapmaz, Hak etmeyene görev vermez..

O gün bu gündür bir daha o başarı sağlanamadı...

Bütün bu gerçekler ortada iken “TAVAN”nımız, büyüklerimiz neden bu yola başvurmaz anlamakta zorluk çekiyoruz.

Bu ara sık sık ; “Millet iradesine güvenin, Millet’ten korkmayın” deniyor…

Evet.. Aynen öyle.. Tabi ki Millet’ten korkmamak lazım..

Ama o korkulmayan Millet’in içinden "Özenle" seçilmiş DELEGElerden de korkmamak gerekmez mi..

Devam edecek…