Mustafa Kemal Paşa'nın Giresunlulardan oluşan muhafız kıtasının komutanı. 1883 Giresun doğumlu… Balkan Harbi'nde Osmanlı ordusuna katıldı; Çatalca cephesinde savaşırken sağ diz kapağından yaralandığı için topal kaldı.

Birinci Dünya Savaşı sırasında ordudan aldığı buğdayları Panço adlı bir Rum ile birlikte 100 bin liralık sahte bir tutanakla Giresun Nokta Kumandanlığı'na satarak halkı ve devleti dolandırmış, Rum ve Müslümanların arazilerini kendi ve akrabaları arasında pay etmiş, Koçgiri'den ganimet olarak alınan 60 bin lira değerindeki sığır ve koyunu gasp ederek Giresun'a getirmiş, başkasının kente kasaplık hayvan sokmasını da engelleyerek fahiş fiyattan para kazanmış, kardeşiyle birlikte hükümetin kentte banka kurmasını engellemiş, 30 bin liraya mal olan bir kereste fabrikasını 1500 liranın altında satın almıştır. 

Giresun Belediye Başkanı Dizdarzâde Eşref Bey'in yaşlılık gerekçesiyle istifa etmesinin ardından kendisini belediye reisi ilan etmiştir.

19 Mayıs 1919'da Osmanlı Devleti'nin 9. Ordu müfettişi olarak Samsun'a gelen Mustafa Kemal Paşa'nın görevlerinden birisi, Topal Osman'ı ve çetesini yakalayıp etkisiz hale getirmekti. Topal Osman, Mustafa Kemal Paşa ile 29 Mayıs 1919’da Havza’da gizlice görüşmüş, Mustafa Kemal onu serbest bırakmış ve bu gizli buluşmadan sonra Topal Osman Ağa, Mustafa Kemal Paşa'dan aldığı emirler doğrultusunda hareket etmiştir.

 Mustafa Kemal'in daveti üzerine 12 Kasım 1920'de adamları ile birlikte Ankara'ya geldi. Başta Mustafa Kemal olmak üzere Çankaya'yı ve Büyük Millet Meclisini korumakla görevlendirildi. Komutanlığını üstlendiği muhafız birliğine meclise silah ve mühimmatlarıyla birlikte girme ve oturumları dinleme yetkisi verildi. Trabzon mebusu Ali Şükrü Bey’i yemek bahanesiyle Samanpazarı'ndaki evine götürüp sekiz adamı tarafından kementle boğarak öldürmüştür. Ali Şükrü Bey’in cesedi Çankaya sırtlarında Mühle Köyü civarında bulunmuş, bunun üzerine hakkında yakalama emri çıkarılmıştır. Bunun üzerine adamları ile Çankaya Köşkü'nü basmıştır. Mustafa Kemal'i köşkte bulamayan Topal Osman öfke ile kapıyı kırıp içeri girmiş ve önüne gelen her şeyi parçalamıştır.

Yeni kurulan muhafız birliği tarafından 1 Nisan 1923 gecesi Papaz’ın Bağı’ndaki evinde kıstırılan Topal Osman Ağa ve adamları, bütün gece çatıştıktan sonra Topal Osman, yaralı olarak ele geçirilmiş, İsmail Hakkı Tekçe'nin emri ile kafasına kurşun yağdırılarak öldürülmüştür. Çankaya yakınlarına gömülen Topal Osman’ın cesedi daha sonra mezardan çıkarılarak TBMM kapısına ayağından asılarak teşhir edilmiştir.

 Kardeşleri tarafından Giresun’a götürülerek defnedilen cesedi 1925 yılında Atatürk’ün Giresun’u ziyareti sırasında kalenin en yüksek yerine taşınmış ve Atatürk’ün emriyle yaptırılan anıt mezara gömülmüştür. Atatürk’ün önce muhafız alayı komutanlığını yapan Topal Osman’ın çok acımasız biri olduğunu insanları kömür yerine gemi ocaklarına attığını, bir kaymakama bir çukur kazdırarak kaymakamı diri diri o çukura gömdüğünü Falih Rıfkı Atay, “Çankaya” isimli eserinde anlatılmaktadır.  Topal Osman’ın Çankaya Köşkünü basarak Atatürk’ü öldürmek istemesi olayını "Latife Hanım" kitabında anlatırken "Atatürk’ün Çankaya'yı çarşaf giyerek terk etti." Diye yazması yüzünden yazar İpek Çalışlar hakkında 4,5 yıl hapis istemiyle "Atatürk'e hakaret" davası açılmış, mahkemece suçun yasal unsurlarının oluşmadığı belirtilerek berat kararı verilmiştir.