Atatürk, Türk Kurtuluş Savaşı’nı kurguladı ve planladı.

Halkı kendisine inandırdı ve halkı örgütledi.

Atatürk’ün Başkomutanlığında Kurtuluş Savaşı, büyük bir zaferle sonuçlandı.

İşgal güçleri geldikleri gibi gittiler.

Atatürk’ün Başkanlığında CHP tarafından Osmanlı Devleti’nin enkazı üzerine 20. Yüzyılın en büyük yenilik, değişim ve dönüşüm projesi olan Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.

Devirmeleri yapıldı. Devrimlerle hedeflenen toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel yenilik, değişim ve dönüşümleri gerçekleştirildi.

15 yıl Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten Atatürk, hiç yurt dışına çıkmadı.

ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, İran, Irak, Pakistan, Afganistan, Hindistan başta olmak üzere dünyanın önde gelen devletlerinin başkanları ve üst düzey yöneticileri Türkiye’ye geldiler, Atatürk’ü ziyaret ettiler.

Yaptıklarını yerinde gördüler.

15 yıl Türkiye Cumhuriyeti’ni yöneten Atatürk zengin olma peşinde koşmadı.

Saraylarda lüks hayat yaşama peşinde koşmadı.

Halkın verdiği vergilerle aldığı maaşını yine halk için harcadı.

5 kimsesiz kız çocuğunu evlatlık olarak aldı.

Onları büyüttü ve okuttu.

Cumhuriyet kurulduğunda toplu iğne üretecek bir sanayi yoktu.

Yerli müteşebbisin yetişmesine ve sanayinin oluşmasına kaynak sağlamak ve destek olmak için İş Bankası’nın kurulmasını sağladı.

İş Bankası’nın güven vermesi için yüzde 28.1 hisse ile bankaya ortak oldu.

İş Bankası, yerli sanayiciye finans sağladı, destek oldu.

Yerli sanayinin gelişmesine yardımcı oldu.

Osmanlı Devleti bir tarım toplumuydu.

Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti’nin enkazı üzerine bir tarım toplumu olarak kuruldu.

Kurucu lider Atatürk, Atatürk Orman Çiftliği arazisini satın aldı.

Çiftçiye örnek olacak şekilde Atatürk Orman Çiftliği’nde modern çiftçilik yapıldı.

Anadolu’da çiftçiler çağrıldı.

Atatürk Orman Çiftliğinde yapılan modern tarım usulleri gösterildi.

Türk tarihinin ve Türk dilinin araştırılması ve geliştirilmesi alanında çalışmalar yapmak üzere Türk Tarih Kurumunu ve Türk Dil Kurumunu kurdu.

Bu iki kurumun giderlerini, kendi gelirleri ile karşıladı.

Ölümünden önce yazılı olarak hazırladığı vasiyetinde, İş Bankası’ndaki hissesinin kâr payı ile:

  • Kız evlatlıklarının eğitim giderlerinin ve yaşadıkları sürece ihtiyaçlarının karşılanmasını,
  • Türk Tarih Kurumunun ve Türk Dil Kurumunun bağımsız araştırma yapmaları için giderlerinin karşılanmasını vasiyet etti.

Ekonominin yapılanma ve işleyişi, denk bütçe üzerine planladı.

Türkiye’yi içeride ve dışarıda pazarlamadı.

Dışarıdan hiç borç para alınmadı.

Bir taraftan ülke imar edildi. Şeker Fabrikaları, Sümerbank, Tekel İşletmeleri, Süt Kurumu, Etibank, Maden Tetkik Araştırma Enstitüsü gibi İktisadi devlet teşekkülleri kuruldu.

İnsanlara aş ve iş ihtiyaçları sağlandı.

Osmanlı Devleti’nden devir alınan borçlar ödendi. Diğer taraftan da Atatürk’ün yönetiminde 1923-1935 arasında ortalama yüzde 6.5 büyüme gerçekleştirildi.

Yırttık ayakkabı giyerek okulla gittiğini, simit satarak okul haçlığını kazandığını söyleyen Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk’ün aile saltanatına dayanan Osmanlı Devleti’nin enkazı üzerine kurduğu halk egemenliğine dayanan Türkiye Cumhuriyeti’nin yurttaşlarına; renk, dil, din, ırk, cinsiyet ayırımı yapmaksızın bilgi, beceri ve yeteneklerine göre sunduğu yükselme fırsatı sayesinde belediye başkanı, milletvekili, başbakan ve Cumhurbaşkanı oldu.

Erdoğan, 15 yıldır ülkeyi tek başına aldığı kararlarla yönetiyor.

Bu süreçte kendi deyimi ile Türkiye’yi içeride ve dışarıda pazarladı.

Atatürk’ün döneminde vatandaşların verdiği vergilerle kurulan İktisadi Devlet Kuruluşları özelleştirildi.

69 milyar dolar gelir elde edildi.

Atatürk’ün döneminde 15 yılda bir taraftan ülke imar edilip, Osmanlıdan devir alınan borçlar ödenip, diğer taraftan da ortalama yüzde 6.5 büyü gerçekleştirilmiş olunmasına karşın

Erdoğan’ın yönetiminde 2002-2017 arasında Atatürk’ün kurduğu KİT’le özelleştirilerek elde edilen 69 milyar dolar gelire karşın, ortalama yüzde 4.3 büyüme ancak gerçekleştirilebildi.

Yurt içinde ve yurt dışında yayınlanan gazete ve dergilerde yer alan haberlere göre yırtık çorapla okula giden, simit satarak harçlığını kazanan Erdoğan, dünyanın 4. büyük zengin devlet başkanı.  Oğlu kızları, damatları başta olmak üzere kedisinin ve eşinin yakınları zenginleşmeyen kimse kalmadı.

2002-2017 arasında başbakan ve cumhurbaşkanı olarak gören yapan, vatandaşların verdiği vergilerden en yüksek maaşı alan, tüm giderleri vatandaşların verdiği vergilerle karşılanan Erdoğan’ın, bu süreçte kendi gelirlerinden, ülkenin kalkınması ve gelişmesi için bir katkı ve yardım yapmadı. Böyle bir yardım ve katkıda bulunduğuna dair haber, basına yansımadı. 

Cumhuriyeti kuran, 15 yıl cumhurbaşkanlığı yapan Atatürk, kendini değil ülkeyi zenginleştirme ve kalkındırma peşinde koşarken,

Sabah Atatürk’ü eleştirerek işe başlayan, öğlen Atatürk’ü eleştiren, akşam yatmadan önce Atatürk’ü eleştirmeye devam eden Erdoğan, ülkeyi değil kendisini ve çevresini zenginleştirmenin peşinde koştu.

Atatürk, Türkiye için, Türkiye’nin ve Türk halkının gelişmesi, kalkınması ve zenginleşmesi için çalışmış bir lider ve devlet adamıdır.

Erdoğan kendisi için, iktidarını güçlendirmek için, kendisini ve çevresini zenginleştirmek için çalışan bir genel başkan ve siyasetçidir.

Atatürk’le Erdoğan arasında bu kadar büyük bir liderlik ve devlet adamlığı fark vardır.

Erdoğan'ın Atatürk’ün liderliği, devlet adamlığı hakkında bir şey söylemesi için 10 kere düşünüp bir kere konuşması gerekiyor.