Hiç unutmam sabahın erken saatlerinde annemin kalkın bugün Kurban Bayramı sesleriyle ortalık yankılanırdı. O gün sadece Kurbanlar kesilirdi. Akrabalar ,komşular ziyaret edilirdi. Sağlamdı dostluklar, güven zirve yapmıştı.Kimse kimseyi kurban etmezdi! ...
Çocuk olarak güvenle kapıları çalardık. Hiç kormazdık, kimse bizi kaçırır diye bir endişemiz yoktu. Şeker Bayramı olmasa da şeker toplardık.
O dönem her şey bambaşkaydı, bir Kurban Bayramı sabahında nedense yazmak istedim tüm bunları!...
Yaşamın her alanı bir başkaydı . Sadece Kurbanlar verililirdi. İnsanlık böylesine kurban verilmemişti.
Her şey şeffaf ve beraktı. Evet belki yoksulduk ama gururluyduk.Küçük şeylerle Mutlu olmasını bilirdik. Kır çiçekleri toplardık, dağlar,ovalar, yaylalar böylesine tahrip olmamıştı.
Tüm aile bir aradaydık. Baba şefkati, Anne şefkati bu yeterdi bize. Şimdi geçmişe bakıyorum da Neyi Kurban Etmedik ki?...
Kadınları kurban ettik, Kadına yönelik şiddet ,kadın cinayetleri başını almış gidiyor.
Ya çocuklar ?....Şiddetin,istismarın kurbanı!...
Üniversite bitiren iş bulamayan gençleri kurban ettik.
Geçim sıkıntısı yüzünden canına kast eden babaları kurban ettik!...
Sadece kadınları ve çocukları kurban etmedik, dört mevsimi bir arada yaşayan güzel ülkemin doğasını kurban verdik, güzel olan her şeyi yok ettik.
Sanatı yok ettik.
Şimdi niye eskilere özlem duyduğumu ve sizi de o günlere niye götürdüğümü anladınız.
Resimdeki kızımız gibi her şeye rağmen zoraki bir gülümseme de olsa inatla hayata karşı direnin. O çocukluğumuzda başımızı koyduğumuz sert yastığın mutluluğunu unutmayınız, arkadaşlığın,dostlukların ve en önemlisi de insanlığın kurban edilmediği nice güzel bayramlar diliyorum. 20.07.2021
Fatma Ulubey