Her fırsatta Türkiye'nin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini görmek için geldiklerini, her geziden sonra da gezdikleri bütün yerleri, sosyal medya üzerinden dünya kamuoyuna duyurduklarını belirten Lucie Borjon,"Biz dünyayı gezen bir çiftiz. Türkiye gerçekten uygarlıkların beşiği. Tarihin her döneminden tarihî mirasa rastlamak mümkün. Ayni zamanda biz doğaya da aşığız, doğa yürüyüşü için Türkiye çok ideal bir ülke” dedi.
Türkiye’de daha görmedikleri çok az yer kaldığını belirten Lucie Borjon,"Ege, Akdeniz, Karadeniz, Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Kapadokya’yı karış karış gezdik. Halen turizme açılmamış ve çok yüksek turizm potansiyelini barındıran yerleri gezdik, çektik ve dünya kamuoyuna duyuracağız. Örneğin Kars-Iğdır civarında Tuzluca Tuz Mağaraları var ve büyük bir potansiyele sahip" dedi.
"Nemrut bizi büyüledi"
Nemrut'ta güneşle buluşmanın kendilerini büyülediğini ifade eden Lucie Borjon; “Eşim Vincent ile hayalini kurdumuz Nemrut'ta güneşle buluşmayı gerçekleştirirken adeta büyülendik. Mezopotamya’nın bu en yüksek zirvesinde inşa edilmiş bu dev eserleri herkesin görmesini tavsiye ediyoruz" dedi.
"Adıyaman çok şanslı"
Kommagene Uygarlığı’nın en önemli eserlerinin Adıyaman’da olduğunu ifade eden Lucie Borjon, “Nemrut, Arsemia, Eski Kahta Kalesi, Cendere Köprüsü, Karakuş Anıt Mezarı, Perre Antik Kenti muazzam bir turizm çekim merkezi. Avrupa'daki tur operatörlerinin buraya program yapmaları gerekiyor. Biz sosyal medya üzerinden davet ediyoruz. Zirvesinde dev tarihi eserlerin bulunduğu başka Nemrut Dağı yok. Gelin görün diyoruz” dedi.
Lucie Borjon, uzun doğa yürüyüşü için tekrar gelip Nemrut Dağı’na yürüyerek gitmek istediklerini sözlerine ekledi.

 

Depremzede dergi Mutenâ’nın Nisan sayısı çıktı Depremzede dergi Mutenâ’nın Nisan sayısı çıktı
Kaynak: PHA

Kaynak: pha