Adıyaman’ın tarihi ve kültürel olarak çok önemli değer ve eserlere sahip olduğunu biliyoruz. Bununla birlikte en önemli sorunlarından birinin tanınmama ve bilinmeme olduğunu da biliyoruz.

Biliyoruz diyorum, çünkü on yıllardır dillere pelesenk, sofralara temcit pilavı olan bir konu. Zira Adıyaman’ın sorunları dendiğinde ilk üç sırada mutlaka bu konu vardır. Sempozyumlarda, çalıştay ve panellerde, özel ve genel, resmi ya da sivil benzer her ortamda ve programda var olagelen önemli bir sorun/konudur.

Bunda hemfikiriz.

Hal böyle iken sadra şifa kabilinden il içi ve il dışında faaliyet ve çalışmalar da olmuyor değil tabi. Karınca kararınca bir şeyler yapılıyor. Ne kadar etkili ve ne kadar sonuca/amaca ulaşıp ulaşmadığını sizlerin takdirine bırakıyorum. Aslında bu konuyu ayrı bir başlıkta tartışmak gerekir. Bunu derken samimi olarak yapılan bu çalışmaları özellikle takdir ettiğimi belirtmek isterim.

Sözü fazla dolandırmadan şuraya geleceğim.

Geçtiğimiz hafta sonu şehrimizde iki gün süren bir etkinlik yapıldı. Türkiye Eskrim Federasyonunun Ekim, Kasım ve Aralık ayları içerisinde çeşitli illerde yapılmasını planladığı müsabakalardan biriydi bu. Adı da “Yıldızlar Epe, Flöre, Kılıç Göbeklitepe Eskrim Türkiye Şampiyonası.”

Bu müsabaka kapsamında ülkemizin çeşitli illerinden çok sayıda sporcu geldi. Otellerde kaldılar, lokantalarda yemek yediler. Bu cümleyi özellikle kullanıyorum.

Eyvallah. Devam ediyorum.

Türkiye Eskrim Federasyonunun web sayfasında yayında bulunan müsabaka talimatlarında yer alan ve Ekim Kasım Aralık ayları içerisinde yapılacak olan 8 Şampiyona/turnuva bulunmaktadır.

Bunlar içerisinde sadece birisine isim verilmiştir: Göbeklitepe.

Göbeklitepe Şanlıurfa’da bulunmaktadır. Ancak şampiyona Adıyaman’da yapıldı.

Adıyaman, büyük iller arasında sıkışmış olmakla birlikte gelişme sancısı çeken, kabuğunu kırmak için çabalayan, topraklarında bulunan dünya çapındaki tarihi ve kültürel değerlerini tanıtmak ve ilgi çekmek için çırpınan bir il iken böyle bir duyarsızlığa muhatap olması gerçekten düşündürücüdür.

İlimizde; Dünyanın 8. Harikası olarak kabul edilen ve ‘Turizmin Oscar’ı' olarak değerlendirilen Dünya Turizm Yazarları ve Gazetecileri Federasyonu (FIJET) tarafından Altın Elma ödülünü alan Nemrut Dağı başta olmak üzere, dünya çapında tarihi ve kültürel değere sahip eserler olmasına rağmen ve bunlardan herhangi birinin isminin verilmesi mümkünken başka bir ilde bulunan tarihi değerin isminin verilmesini yanlış buluyorum.

İlimizde yapılan şampiyonanın başka bir ilin tarihi eseri ile anılmış olması, ilimizi, tarihi ve kültürel değerlerimizi gölgede bırakmıştır. Bunun ilimize karşı takınılmış bir duyarsızlık ve ilgisizlik olduğunun bilinmesi gerekir.

Aslında Adıyaman Kent Konseyi olarak müsabakalardan önce bir açıklama yapacak ve bu tavrımızı kamuoyu ile paylaşacaktık. Ancak organizasyona bir halel gelir, başka anlamlar çıkarılır ya da yanlış anlaşılır endişesi ile yapmadık ve bitmesini bekledik. Biz üzüm yemek derdindeyiz. Bu tavrımız da bunun en bariz göstergesidir.

Bu eleştirimize bazı arkadaşlar çıkıp şunu diyebilirler. “Daha ne istiyorsunuz? O kadar insan geldi 2 gün kaldılar, yediler, içtiler, yattılar. Esnafımıza para kazandırdılar.”

Az önce de dedim ya; Eyvallah.

Ama o iki gün geçti gitti. Müsabakalar da harcamalar da bitti.

Ama “Göbeklitepe Eskrim Türkiye Şampiyonası” ismi hâlâ kayıtlarda, hâlâ web sayfalarında, hâlâ haber metinlerinde ve hâlâ afişlerde duruyor…

Siz söyleyin, kârda mıyız yoksa zararda mı?

Adıyaman’ımızın kalıcı menfaati için bu gibi durumların yaşanmaması elbette hepimizin ortak dileği. Bunun için de başta bakanlık ve federasyonlar olmak üzere bu konularda dahli ve etkisi olan herkesin daha dikkatli ve itinalı olması önemli. Bu konuda bizlere ve kamuoyuna düşen görevler de var tabi. Bizler gündeme getireceğiz, bilgilendireceğiz; kamuoyu da sahiplenecek.