Üç çocuklu kadın boy boy çocuklarıyla yolda yürüyordu. Baba yoktu yanlarında. Tıpkı benim çocukluğumda olduğu gibi.Öyle ya, bir zamanlar ben de çocuktum.

Tekir kedi mama yerken çıt çıkarmıyorum, dizlerim kenetli başında duruyorum. Yeter ki yesin. Çıt çıkarsa bırakır yemeği, ne kadar kıpırdamazsam o kadar çok yer. Yemesi benim hareketsizliğime bağlı sanki. Travmalardaki o donma halini anımsatıyor bana.

Bir de oğlum Can’la anneannesinin yanında yaşarken bir gece elektrikler kesilmişti. Yağmur fırtına... Biz şarkı söyledik oyalanmak için. Tesadüf bu ya, elektrikler geldi. Amanın ondan sonra, her elektrik kesilişinde “Hadi anne şarkı söylesene” oldu.

Çaktırmamak adına facede yapılan bir paylaşımda söz yok. Sadece bilenlerin çok dikkatli bakarlarsa fark edecekleri küçük ayrıntılar var.Oğlumunla gelinimin yanıma ilk geldiklerinde doğum günü hediyesi olarak aldıkları yap-boz arkadamda. Aksesuar olarak taktığım küpe, kolye ve yüzük takımı yine oğlumun kendi parasıyla aldığı ilk hediyedir bana.

Çoğaltmak gelmedi içimden. Bu yılki kolâjımı kes yapıştır şeklinde oluşturmadım. Bir öneriden yola çıkarak çiziyorum. Kara kalemle bir şeyler çiziktirmeye çalışıyorum. Düşünün ortaokulda benim resimlerimi annem çizerdi. Meydan okuyucu bir alan benim için. Olacak ama umutluyum. Daha bir içselleşiyor sanki insanın dilekleri. Çünkü ayrıntılara daha çok odaklanıyorsun çizerken.

Son on yıllık kolâj çalışmasını face bugün vermiş.Sunulan çalışma, rahmetli oğlum Can ve torunum dediğim Argos’ la dolu fotoğraflardan oluşuyor. İçim yumuşacık oldu. Evet, güzelliklerimle ilgili fotoğraflar geçmişte kaldı, yeni güzelliklere açılan çizimlerimi de oluşturuyorum yavaş yavaş. Kedi ve köpeklerin nasıl şekilleneceğini bilmiyorum ama hep odağımda. İçimi ısıtıyor onlar benim.

Odaklanmak deyince aklıma yarım kalan işlerim geldi. Bir yandan onları da tamamlamaya çalışıyorum bu yasaklı günlerde. Öbür türlü gözüm dışarılarda. Ayakta yapılacak işler olsa herhalde hem yürür hem yaparım. Renklerle, ipliklerle uğraşmak pek hoşuma gider kalıplara sığdırılmayacaksa. Yoksa sıkılıveririm. Can sıkıntısı ne menem şeydir.

Bu renk takıntımı saçlarımda da uygularım sık sık. Bu aralar annemin de onayından geçen gök kuşağı rengini deneyimlemeye hazırlıyorum kendimi. Kolaylıkla ve sevgiyle uygulanır olsun inşallah. Canlı renkleri seviyorum. Turuncu favori rengim. Genç kızken odamdaki renklerde hâkim olan renkti. Bugün de ruhuma iyi gelen renklerden biri. Kıyafetlerimde de biraz çekinsem de siyah renk dışında her rengi kullanmaya istekliyim. Oğlumun ölümünden sonra içsel olarak bir karar aldım; elimin altındaki siyah giysiler eskiyinceye kadar siyah giyeceğim, fakat siyah yeni bir şey almayacağım. Çünkü siyah benim zihnimde yasla özdeşleşmiş. Oğlumun cenazesine gideceğim gün yatak odasında üstüne siyah bir şey bulmak için çırpınan o şaşkın Özlen hala gözlerimin önünde. Benim bana yaptığım kötülüğü kimse bana yapmıyor. Artık kendime eziyet etmek istemiyorum.