Ben çocukken köyümüzde Mulla Dede (Mulla Bilgin) adında ak sakallı, başında kırem rengi sarığı olan, tonton, sevecen ve çocukla çocuk olan bir dede vardı.
Bazen At'a binmiş gibi bastonuna biner, deh deh deyip seke seke koştururdu, koşarkende at kişneme sesi çıkarırdı. Birileri Mulla Dede nereye gidiyorsun diye sorduğunda ise atımla gezmeye çıkmışım derdi. Duracağı zaman ise orada kim varsa atımın başını tut, atımın başını tut ineceğim derdi, orada bulunan kişi bastonun başını tutardı, Mulla Dede, attan iner gibi bastondan inerdi.
Mulla Dedeye kimisi deli kimisi divane derdi.
Bazen büyük insanları bazen de biz çocukları etrafına toplar nasihatlar ederdi.
Bizi İslam alimlerini anlatırdı, büyük bir zevkle dinlerdik.
Bazen de Peygamberlerimizin yaptığı cenkleri (savaşları) anlatırdı, öyle bir anlatırdı ki, o cenkler gözümüzde canlanırdı, sanki bizde o anlatılan cengin içinde yaşıyormuşuz, Peygamberimizle birlikte savaşıyormuşuz gibi gelirdi bize...
Bir gün yine hiç unutmam, bütün köylüler harman yerinde toplanmış sohbet ediyorlardı. Mulla Dede, oturduğu yerden birden sıçrayıp ayağa kalktı, heybetli bir şekilde susun beni dinleyin diye haykırarak söz aldı. Sağ elinin işaret parmağını havaya kaldırarak üç defa Allahuekber dedikten sonra;
"Ahiret alametleri çoktur. Ama ben en önemli olan dört tanesini size anlatacağım.
1. Namus kavramı zayıflayacak, kadın-erkek bazı insanlar çıplak gezecek, namussuzluk ve fuhuş artacak, bu durum yeni kanuna göre normal sayılacak ve hiçbir cezası olmayacak.
2. Deccal Meti, her eve girecek, çocuk-büyük, bay-bayan herkesle arkadaş olacak, sürekli onların yanında gezecek ve onları kötü yola düşürmek için çaba sarf edecek.
3. Mağrip (batı) ile Maşrık (doğu) arasında insanlar biribirlerini görerek konuşup, sohbet edecekler. (Yani mesafeler ne kadar uzak olursa olsun, insanlar birbirleri ile canlı görüşüp, konuşacaklar.)
4. Güneş Mağripten (Batıdan) doğup, Maşrıktan ( Doğudan) batacaktır. İşte o vakit bilin ki, kıyamet günü gelmiş, gelmek üzere veya çok yakındır." dedikten sonra sustu ve yerine geçip oturdu.
Bunun üzerine köyümüzde söz sahibi olan kanaat önderleri, Molla yine delirdi, kafayı yemiş, söylediği şeylerin olması imkansız demeye başladılar, o gün hiç kimse Molla Dedeye inanmamıştı. Ancak bu gün baktığımızda 4. Madde ne zaman gerçekleşir bilemem ama ilk üç maddenin gerçekleştiğini hepimiz görmekteyiz ve şahit oluyoruz.
Bana göre Molla Dede deli değil bir divaneydi. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun, İnşallah...
Fadlı DOĞAN