İnsanlığın başına bela olan korona illeti aldı başını gidiyor.

Dünyada milyonlarca insanın canını aldı.

Bu yetmiyormuş gibi hala can almaya devam ediyor.

Hastalığı geçiren insanların %70 inde ise kalıcı hasarlar bırakıyor.

Ama maalesef biz insan oğlu ise tedbir almamaya devam ediyoruz.

Israr ile kurallara uymamaya devam ediyoruz.

Risk haritasının açıklandığı ilk günden beri kırmızı rengini korumakta inat eden Adıyaman’a kırmızı hiç yakışmıyor.

Ama kırmızı da da inat ediyoruz.

Bu inat nereye kadar?

Kendime soruyorum….

Acaba neden kırmızı da yız.

Kurallara uymadığımızdan mı?

Yeterli denetim olmadığından mı?

Her ikisi de mevcut.

İç işleri bakanı açıklama yapar; yarın 300.000 kişi ile denetim yapacağız.

Sayın bakanım denetim habersiz olur.

İl ve ilçelerin mülkü amirleri yanında kırk kişi ile denetime çıkar.

Tabii ki bu denetimlerde hiç ama hiç eksikliğe rastlanmaz.

Çünkü gelen konvoyu gören vatandaş almadığı tedbirleri anında sıkıca alır hale gelir.

Sonuçta amirler denetimini yapmıştır. Vatandaş da denetlenmiştir.

Denetim böyle olmaz.

Denetim dediğin aniden, gizlice gelinerek yapılır.

Bu gün üç tane fırın, iki tane çiçekçi vs. denetlendiyse hepsine gitmeyin. kalanlarına da yarın gidin. Öbür gün gidin.

Esnaf esnafa haber veriyor.

Kamu kurumlarında HES kodu uygulanıyor.

Ya hastanede, sağlık ocağında maalesef uygulanmıyor.

Hastaneye gelen vatandaşın ateşi ölçülse ve direkt covit birimine sevk edilse bu durum da covit hastaları normal hastalara karışmamış olur.

Hiç duymadım bir valinin, bir sağlık müdürünün gece yarısı tanınmadan bir denetim yaptığını.

Umarım yakın zamanda denetimler sıklaşır ve memleket rahat bir nefes alır.

Velhasıl Adıyaman’a kırmızı hiç yakışmıyor.

En kısa zamanda baharın gelişi ile yemyeşil bir Adıyaman haritası görürüz.