Günden güne geçmişinin ne olduğunu, geleceğinin ne olacağını bilmediğimiz bir topluma doğru sürükleniyoruz. Çoğu zaman soruyorum kendime, acaba toplum psikolojimiz mi bozuldu? Millet insani duygularını mı yitirdi?

Güven duygusunun ne olduğunu unuttuğumuz, çocuklarımızı insanları sevmek ve güvenmek gerekli diye eğiteceğimize, insanlara güvenme, yaklaşma diye öğretiyoruz ve farkındaysanız, korkak, kimseye güvenmeyen, her şeyden ve herkesten çekinen, neredeyse paranoya olacak çocuklar yetiştiriyoruz.

Geçmişe doğru uğurluyorum hafızamı ve o günleri düşünüp yorumluyorum. Bizler sokaklarda atlayıp zıplayan mahallenin çocuklarıydık tek bildiğimizi korku caddeye çıkarsak araba çarpmasıydı. Mahalledeki komşularımızın her biri bizler için birer anne babaydı, herkes herkesin çocuğuyla ilgilenir, sahiplenirdi. Mahallenin çocuklarıyla toplanır, güle oynaya okula giderdik. Öğretmenlerimiz okuldaki anne babalarımızdı. Biz korkuyu görmemişiz demek ki!

Bizim gelenek göreneklerimiz, örf adetlerimiz birer birer yok oldu. Yozlaşmış nerede ne yapacağımızı bilmez insanlar olmuşuz. Hiç mi iyi örnek yok? Aynen hiç iyi örnek yok…

Başta mahalle ilişkilerimizi yok etmeyle başladık… Görüntüye aldandık, lüks binaların içine yerleştik bu da yetmedi tam güvenlikli olsun dedik, sitelere geçtik. Kimsenin kimseyi tanımadığı, selam dahi vermediği ultra lüks korunaklı yarı kapalı cezaevleri mantığıyla yaşar olduk. Komşularımız, yok… Nerede o eskiden bir yere giderken anahtarını verip evini kontrol eden komşular, nerede pazara bakkala giderken çocuklarını emanet ettiğin komşular… Hepsi yok oldu…

Bu yok oluş neyi getirdi…

Korkaklığı,

Güvensizliği,

Yalnızlığı ve akabinde gelişen çağ hastalığı diye adlandırılan panik atak, anksiyete gibi kaçınılmaz hastalıkları…

Kime güveneceğiz onu da bilmiyoruz…

Bir öğretmen olarak meslektaş dahi diyemeyeceğim, insan görünümlü insan dışı yaratıkların her gün iğrenç suçlarını duyarak ikinci anne baba dediğimiz mesleklerin güvenilirlikleri ne oldu?..

Çocuklarımızı emanet ettiğimiz yine insan kılığına bürünmüş şoför kimliği altında duyduğumuz iğrenç suçlar…

Komşu diye adlandırılan, bazen akrabaya dönüşen insan kılıklı yaratıkların iğrenç suçları…

Peki, biz çocuklarımızı bu iğrenç toplumda nasıl sağlıklı bir birey olarak yetiştireceğiz…

Ülkem dönmüş yangın yerine hadi birlik olma zamanı derken kim kiminle birlik olacak…

İyi haberler duymaya ihtiyacımız var artık!