ŞENER ŞEN’in yeni filmi”YOL AYRIMI” vizyona yeni girmişti. İlk günler sinema bu film sayesinde salonlarını dolduruyordu. Sırf ŞENER ŞEN  var diye hemen bilet alıp filmin gösterim saatini beklemeye koyuldum. sinemaların şu aralar gösterime aldığı filmleri düşününce hakikaten bir nefes olur diye YOL AYRIMI’nı  daha fazla heyecanla bekledim. 

Filme 10 dakika kalınca, salona doğru yola çıktım. Biletime bakıp yerime doğru hamle yapınca,  yerime birinin kız arkadaşının oturduğunu gördüm. Pardon yeriniz burası diye sorunca O da bizim yerimize de biri oturmuş dedi. Salonda hır çıkarmanın alemi yok, çaresiz bende arka sıraya geçtim. Bir kaç dakika sonra yine birileri oturduğum yere doğru ışık tutup geldi. Beni görünce kendi aralarında fısıldayıp onlarda bir arka sıraya oturdular. Evet en başta oturan kişinin yaptığı bir yanlış hepimizin ortak yanlışı oldu. Nasıl olsa bir film izleyecek çıkacaktık! 

Türkiye siyasetinin en büyük kaybı bugün nedir diye sorulacak olursa büyük ihtimalle çoğunluk muhalefetin olmadığı yolunda görüş bildirir. Yıllardır iktidarı elinde tutan gücü, daha fazla oy ile ödüllendiren bu Kadük muhalefet anlayışının değişme ihtimali şu an mümkün değil. Bir el sanki elindeki sihirli değnek ile muhalefete şöyle bir dokunmuş da muhalefetin tepesine en olmadık, en silik ve en yeteneksiz birini oturmuş gibi. Kimin elidir bilinmez ama nerdeyse yüzyıllık bir partinin bu kadar maskara haline getirildiği hiç olmadı. 

Tıpkı sinema salonu gibi en tepede yanlış biri oturunca arkasından gelen yönetim üyeleri de  tabi ki yanlış kişiler oldu. Bugün kemal kılıçdaroğlu  ve ekip diye partiye monte ettiği şahsiyetleri düşündüğümüz zaman neden sürekli kaybedildiğinin cevabı net şekilde ortaya çıkıyor. Donanımsız, bilgisiz, günlük söylemlerle siyaset yaptığını zanneden şahsiyetler ile yolun yürünmediği  açıkça meydanda iken,  hala nasıl bir hesap ile gelecek seçimlere hazırlık yapılıyor anlamak mümkün değil. 

Sinemada yanlış yere oturunca farklı filmi izlemiyoruz, yine farklı açıyla, aynı filmi izliyoruz. Bugün iktidar cenahı siyasetçi iken, yargının koltuğuna oturuyor karar veriyor. Siyasetçi iken İnsanların aidiyetlerini ırkını dinini mezhebini kendi meşrebine göre yorumlayıp kendi istediği koltuklara oturtuyor. Herkesi aynı düşünmeye zorluyor benim fikrimdeysen terörist değilsin yoksa falanca ülkenin yada bilmem ne örgütünün bir üyesisin. Tüm bunlar olurken muhalefetin başındaki zat ne yapıyor? İktidarın gösterdiği koltuğa oturup çekirdek yiyip olanları izliyor ! Haftalık grup toplantısında koltukta oturup gördüklerini millete anlatıyor. Bomba patlayacak deyip milletin beklenti seviyesini Nirvana çıkaran, sonra tam olarak ne anlattığını dahi anlatamayıp millette zaten var olan soru işaretlerine yeni soru işaretleri ekliyor. Bir muhalefet lideri ortada olan bir yolsuzluğu yada REZA-let  rüşvet çarkını anlattığında soru sorar mı? Burda yapacağı milletin anlayacağı şekilde net olarak ortada olan rezaletleri anlatması gerekirken çıkmış bu nedir şu nedir diye soru soruyor. Yeni konuşmaya başlayan çocuk misali siyaset tarzıyla,  CHP gibi köklü bir partiyi sinema salonlarındaki yanlış gibi en başta yaptığı yanlış ile bu partiye gönül verenleri de yanlışın bir unsuru haline getiriyor. Bu yaptığı yanlış ile bugün siyasette olan biteni yanlış bir zatın liderliği neticesin de dram izler gibi izliyoruz malesef. Biz dram izlerken partinin başında komedi türünün duayen ismi kılıçdaroğlu CHP’nin ciddi kurumsal kimliğini yerle bir etmekle meşgul. Bu nereye kadar sürecek! Bu kadar denenmiş, partiye külfet biri ile milleti CHP ye ne kadar güldüreceksiniz? CHP’nin myk üyelerine baktığımız zaman kazara iktidar olursa hangi bakanlığa hangi yeteneksiz gelecek insan merak ediyor. Bir parti bu hale nasıl gelir?    Bu kadar başarısız insan nasıl bir araya gelir bunun tek cevabı var. CHP’nin en tepedeki koltuğuna kılıçdaroğlu’nun oturtulmasıdır. Koltuk yanlış değil, oturan yanlış olunca Türkiye’de oynanan dramı komedi diye izletirler. FARKINDA MISIN  kılıçdaroğlu ? 

Evet ŞENER ŞEN’in filmi yol ayrımı. Türkiye şimdi yol ayrımında. Yanlış koltuklarda yer işgal eden tüm vasıfsız zatlardan kurtulmanın en elzem olduğu bir dönemden geçiyoruz. Yolsuzluk, rüşvet çarkına çomak sokmanın tam zamanı. İktidarı demokrasi ile hizaya getirmenin en verimli dönemi. Halkın bunu başarmasına öncülük edecek, daha doğrusu kelebek etkisini harekete geçirecek taze bir kan şart. CHP bunu şu anki yönetimle asla başaramaz. CHP bu şekilde devam ederse hareket edecek ne varsa zaten sihirli değnekle donar kalır. Zaten partinin başında en ön koltukta oturan şahıs vizyondaki iktidar  oyunlarını kahkaha ile izliyor. lafı çok uzatmaya gerek yok aslında: kılıçdaroğlu’nun  CHP ile ilişiği kesilmelidir.