Kibir kendisini karşısındakinden üstün görmektir. Kibir olması için veri olması lazım ve iki kişiye ihtiyaç vardır. Kendisi bir makamda olacak, karşısındaki de bir makamda, kendini ondan üstün görecek eldeki veriler makam, mevki, mal, mülk, ilim, evlat, bir güzellik, artı bir noktadır. Kibirli insan her haliyle kendini belli eder zaten giyim-kuşamında, yüz ifadesinde, bakışında, başını dikerek kimseye bakmamasında, oturmasında, gerilip yaslanmasında, yürüyüşünde, kendisi otururken insanları ayakta bekletmesinde, ses tonunda…

****************************************************************

Bir kapıyı çalarız…? Kim o ? sorusuna verdiğimiz cevap “BEN” im cevabının altında yatan benlik duygumuzu ön plana çıkaran da kibirdir. Azıcık damarına basılmasın insanoğlunun sen kimsin! Benim kim olduğumu biliyor musun! Belli kim olduğu ENSESİ KALIN birisi ve arkasında ayısı var pardon dayısı var. İstediğini söyleyebilir söz meclisten içeri hak yerini bulsun diye yapılması gereken söz düelloları üstün gelmek için yapılıyor tuhaf değil mi? Her şeyden önce hakka karşı böbürlenmek insana karşı yapılmış en büyük hakarettir. Hepimizin diğer insanlardan alacağı bir öz vardır. Ben bilirim havasına girince o özü alamayız. Maalesef karşımızdakini sırf cevap vermek için dinliyor haklı olduğuna ısrar azim, haksız olduğuna ısrar kibirdir. Bazen doğru olana çok ısrar etmekle kibre giriyor. Nasıl olurda benim dediğimi kabul etmez BEN doğruyu söylüyorum SEN BENİM kadar mı bileceksin diye hiç ama hiç öfkelenmeyelim!!! Peygamber dinlenmemiş – Yüce Yaradan’ a itaat edilmemiş, bizi dinlememişler çok mu…

****************************************************************

Esas ilim bize aczimizi bildiren Allah’a yaklaştıran ilimdir.. bunun dışındaki fen, kimya, fizik, tıp buna bir de hukkuk fakültelerinden mezun olan hakim ve savcılık mesleğini ekleyebiliriz, insanda sadece kibir uyandırır. Çünkü zor ilimlerdir ve bununla ilgilenen de başarılı insanlardır doğal olarak ayrı bir havaya girebilirler bu ilimler uhrevi ilimlerle birleştirirsek o aman bunu yenebiliriz. Çünkü insanda tevazu hissini uyandıran Yüce Yaradan Rabbime kulluk ve ibadet yollarını öğreten uhrevi ilimlerdir. Yine kişi amelleriyle övünmemeli başkasını küçük görmemelidir…

****************************************************************

Bu arada sevindirici diğer bir nokta geçtiğimiz günlerde ziyaretine nail olduğum önemli bir kardeşimizi makamında ziyaret etmek nasip oldu yeni makamında hayırlı olsun dedik ve demek ki makamlar zaman zaman hak eden insanlara veriliyormuş demek geçti içimden her neyse bu kişiden başka bir yazımda uzun uzun bahsedeceğim zaten zenginin de, fakirinde, cahilinde gideceği yer bir karış toprak öyleyse bu kibir niyedir. Toprağı da yaramayız dağı da delemeyiz hepimiz aciz birer beşer değil miyiz biraz da tevazuunun kazanılmasına gayret edelim okurlarım sevgilerimle…