İnsanlar, yaptığı işin hakkını vermelidir. Herhangi bir işe, işin başına getirilen kişi, işinin gereklerini en güzel şekilde yerine getirmelidir. İşin ne olduğu, nasıl yapıldığını, ancak o işle iştigal eden kişi en iyi şekilde bilir/bilebilir. Başarılı olmanın yolu, işin sevmekten geçtiğini herkes bilir. İnsanın sevmediği bir işte çalışmasından başarı bekleyemezsiniz. Bu iş, topyekûn toplumu, hele de gençliği ilgilendiren bir iş ise, daha çok itina gerektirmektedir.

Birkaç gün önce, Gazeteci Yazar Bilal Karadağ, Ressam Yazar Necip Aydın, Gazeteci Yılmaz Çoban ve bendeniz Kâhta’daydık. Aynı gece Kâhta Kültür Merkezinde düzenlenmiş olan, Kâhta Gençlik Merkezi Müzik Kulübünün, Türk Halk müziğindeki maharetlerini ortaya döken gönüllü gençlerin müzik dinletisine katıldık.

Kâhta Gençlik Merkezi Müdürü Nebi BULUT, tamamen gönüllülük esasına dayalı gençlerden müteşekkil, güzel bir Türk Halk Müziği korusu oluşturmuş. Farklı yaş gruplarından oluşan müzik topluluğu, akıllarda kalabilecek güzel bir müzik resitali sundular. Aslında Nebi Bulut Müdürün bu yaptığı çalışmalardan, programlardan sadece bir tanesiydi. Gençlerin rehabilite edilmesinde önemli rol oynayan Gençlik merkezinin, hemen her konuda uygulamaya koyduğu onlarca aktiviteden sadece biriydi. Bu hafta içerisinde, aynı yerde, birçok müzik dinletisi yapılmıştı. Kültür merkezi tıklım tıklımdı. Doğrusu insanların bu derece ilgi göstereceğini beklemiyordum. Bu derece ilgili olmaları insanı memnun ve mutlu ediyordu. Demek ki istenince oluyormuş, demek ki çalışıp çabalayarak, bir şeyler başarmaya odaklanınca, karşılığını alabiliyorsunuz. Demek ki insanların mutlu, huzurlu ve başarılı olmasını, gençlerin bir şeyler yapacağına olan inancının bulunması, farkına varıp pekiştirilmesi başarılı olmaya yetiyor.

Sazın tozunu attıran bir resitalle, Mahir Hoca yönetiminde gönüllülük esasına göre yer alan gençler, fevkalade bir müzik dinletisi sundular. Her biri, profesyonel sanatçıları aratmayacak derecede bir sunum yaptılar. İşini sevmek, böyle bir şey olsa gerek. Müzik ziyafeti aralarında, şiirlere can verenler, inanılmaz derecede bir performans gösterdiler. Şiirleri yorumlamaları, gençlerin şiire olan hâkimiyetleri, sahnede duruşları, şiiri destekler nitelikteki jest, mimik ve beden hareketleri, kulaklardaki tınısıyla olan farklı bir tat veriyorlardı şiire. Yine görme engelli olan bir genç kız kardeşimizin okuduğu türküde ki, mahareti, hâkimiyeti ve billur sesiyle yorumlaması katılımcılardan büyük alkış aldı.

Demek ki gençlere sahip çıkınca, onları dinleyince, anlayınca ve olumlu anlamda, kabiliyetlerine göre yönlendirince, başarı kaçınılmaz oluyor. Sanırım bunu Gençlik Merkezi Müdürü Nebi Bulut, gayet iyi başarmış ve başarıyor. Gençlere olan yaklaşımları,  göstermiş oldukları ilgi ve alakaları, onları arzulanan kıvama getirilmelerine vesile oluyor. İnsanların geleceklerinin şekillenmesinde, Gençlik Merkezlerinin önemi bir kez ortaya çıkıyor ve tescillenmiş oluyor. Aksi takdirde, bu derece yetenekli ve kabiliyetli gençler ortaya çıkmazdı/çıkarılamazdı. Neyi, nasıl yapacağının bilincinde ve farkında olmak, hem gençlerimizi kazanmaya hem de topluma faydalı birer birey olmalarına vesile oluyor.

Kâhta Gençlik Merkezi Müdürü Nebi BULUT, birbirinden güzel etkinliklerle adından sıkça söz ettirecek görünüyor.

“Marifet iltifata tabidir” kabilince, varsa bir olumlu iş, oluş, hareket, destek vermek gerekir. Aksi takdirde, hem yetenekli, kabiliyetli gençlerimizi yitirir, hem de toplumsal sıkıntılar kaçınılmaz olur.

Atalarımız boşuna demmişler; “ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de fazladan ver.”

Herhalde Kâhtalılar, Gençlik merkezi Müdürü Nebi Bulut’a ne kadar teşekkür etseler azdır.

Teşekkürler, gençlerimize sahip çıkmaya çalıştığınız için,

Teşekkürler, engelli, engelsiz gençlerde farkındalık ve pozitif ayrımcılık yaptığınız için,

Teşekkürler, genç yeteneklerin ortaya çıkmasına vesile olduğunuz için,

Teşekkürler Nebi Bulut Bey, teşekkürler.

Kerim BAYDAK

[email protected]