Dil gönlü yüzdüren gemidir, toplumun da gönlü var; toplumun gönlünün adı da kültürdür.

Oktay Sinanoğlu

Son kararnamede yer alan evlilik programların kaldırılması, toplum için büyük öneme sahiptir. Avrupa’da üretilen ve piyasa sürülen bu tür programlar, sözde bizim toplumumuza uyarlayarak servis edilmiştir. Ahlak, saygı ve sevgi ile alakası olmayan bu programların günün her saatinde televizyonlarda yayınlanması kültürümüzle bağdaşmayan türden yayınlardı. Bu furya yayılarak genişlemesi ayrıca üzücü olmuştur. Gençlerin bilinçsizce etkisinde kalması, sonraki ilişkilerde büyük bir çöküntü olacağı ilk işaretlerinden biridir. Günümüz dünyasında en etkin etkileşim araçların başında kuşkusuz televizyon ve internet gelmektedir. Okuma konusunda dünya sıralaması açısında yerlerde sürünmekteyiz. Bu haliyle bilinçli nesil olmadığı sürece, yayınlanan ahlaka aykırı programların etkisinden kalması doğal olacaktır.

Birçok isim adı altında yayınlanan programların yapımcısı ve yöneticileri açısında bakıldığında iyilik ve güzellik yaptığını düşünüyorlar. Olaya bakıldığında evlilik sürecinde sıkıntı yaşayanlar, bu programları aracılığıyla birbirini bulma fırsatı doğduğu düşünülmektedir. Haksız ve adaletsiz bir anlayışın ürünü olan evlilik programları bu şekilde toplumda kabul görmesi düşünülemez. Bu yanlış algılar, aynı zamanda kültürü de erozyona uğratmaktadır. Mili ve ahlaki değerlerimize gelişi güzel bakarsak, ileride çok büyük sıkıntılar ve bunalımların yaşacağı açık bürhanı olacaktır. Milletleri millet yapan en önemli unsurların başında kültür ve ahlaki değerleri gelmektedir. Milli ve ahlaki değerlerimize bu anlayışla yaklaşmak ve anlayışın egemen olması demek toplumun temeline dinamit yerleştirmek kadar tehlikeli ve yok olmaya açık adım olacaktır.

İçeriği kadar görsel anlamda hoş bir görünüm vermemektedir. Podyuma çıkar gibi sahnede olması ve aynı evde yaşamaları da hoş olmayan görüntülerdir. Birçok insanın karşısında kavga etmeleri de olayın başka bir boyutudur. Bu süreç içerisinde ayrılık ve beraberliği de olağan dışına çıkması tam manasıyla ahlaksızlıktır. Değerleri hiçe sayan bir yaklaşımla olaya bakması savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Aynı şekilde dizilerin de bu konuda hassas olması gereken diğer bir konudur. Sırf reyting uğruna her eylemi, senaryoyu mubah saymak hem topluma hem de gelenek ve göreneklerine acımasızca katletmektir.

Bu konuda son KHK’da alınan karar çok yerinde ve anlamlı olmuştur. Bu konuda hem televizyon hem de sanal âlemde yayınlanan programlarım yöneticileri ve idarecilerin duyarlı olması elzem olacaktır. Bu bir kişinin meselesi değildir, tüm toplumu ilgilendirenin meselesidir. RTÜK bu konuda kesinlikle acımasız olmalıdır. Daha çok eğitici ve kültürel değerleri sahiplenen, yeni nesille bağlarını sıcak tutacak şekilde tasarlanacak türde olması daha iyi olacağı kanaatindeyim. Çağımızın gereklerini yerine getirirken, toplumsal meseleleri göz ardı edilmemesi de gerekir.

Vesselam!!!