Doğrusu üst üste yaşadığım iki acılı olaydan sonra; Amcam ve akabinde babamın vefatı nedeniyle biraz yazılardan ve ülke meselelerinden uzaklaşayım dedim ama toplumsal sorumluluğu hisseden birinin bunu yapması zor. Hele de üllke meseleleriyle boğuştuğumuz şu günlerde ...
Bir söz vardır , acılar paylaşıldıkça azalır, sevgiler paylaşıldıkça çoğalır diye. Acımızı paylaşan, yanımızda olan, arayan, soran, yazan tüm dostlarımıza çok teşekkür ederim. İnanın şu yalan dünyada ( belki de biz yalanız) ne hırs, ne kin , ne kırmaya ne üzmeye değmez...
En büyük yatırım , en büyük kazanç insanlık, toplum adına yaptıklarınızdır . Gerisi boş...

Günlerdir sevdiklerinin kaybetmenin acısını yaşarken , ülkemde yaşanan doğa katliamı, Çocuk istismarı konusundaki duyarsızlık beni bir o kadar derinden sarstı diyebilirim.

Lise yıllarımda Edebiyat öğretmenimin bize verdiği nasihatı hiç unutmam. Bir kez daha yinelemek isterim. Şöyle diyordu Nuri Öğretmenim, "Hayat bir mücadeledir. İyiler ve kötülerin, haklılar ve haksızların, doğrular ve yanlışların mücadelesi. Bu mücadelede daima birinci grupta yani haklının yanında yer almanızı isterim . Derdi" Bu nasihatı yapabildiğim kadarıyla kendime şiar edindim. Ne alaka diyebilirsiniz, fakat Bunu siz okurlarıma doğru olmayan, yapılan bir haksızlık karşısında duruşunuzu belirlemeniz, doğru ve net olmanız açısından paylaşmak istedim.

Ülkemizin sade bir vatandaşı olarak , vergilerini ödeyen biri olarak temiz hava solumak istiyorum, doğanın katledilmesini, istemiyorum. Bunu istemek benim en doğal hakkım, eee doğru olan da bu.

Şimdi doğaya ve bütün insanlığa bu kötülüğü yapanın karşısında elbette sesimizi yükseltmeliyiz.
Yıllardır peş peşe seçimler, referandumlar yapılır. Hadi bir Referandum da #Kazdağlarını birileri altın bulsun, zengin olsun diye heba ediyoruz desinler bu halk oy verir mi ? Elbette bu halk doğasının kıyımına izin vermez ve Hayır der...
Günlerdir verilen mücadele , yazılanlar, çizelenlere sesiz kalan yöneticiler halkın sesine kulak vermelidir.

Kaz dağlarını gelecek nesillere olduğu gibi bırakmak zorundayiz.Yaşam alanlarımız katledilmemeli...Yaşanilabilir bir dünya,bir ülke ve Gelecek nesiller için doğamızı, ağaçlarımızı, toprağımızı, suyumuzu, hayvanlarımızı korumalıyız.
Dünyada varolan bütün canlılar hem kendilerini hem de diğer canlılar için bir nefes kaynağıdır. Yaşama hakkına sahiptir .
"Kaz Dağları'nın üstü Altın'dan daha değerlidir."

195 bin ağacı kesip bu millete sadece taş taşımayı reva görenler , memleket para kazanıyormuş, madencilik istihdam yaratıyormuş! Diyen zihniyeti bir kez daha kınıyorum.
Hiç bir çıkar hiç bir menfaat doğa tahribatına gerekçe olamaz.
Bu insanlığa yapılan en büyük haksızlıktır, en büyük zulümdür.

Mitolojik bir tarihe sahip olan Kaz Dağları, dünyanın en çok oksijen üreten ikinci dağıdır.Bu kadar hayatı bir önem ve değere sahip olan Kaz Dağları, maalesef rant uğruna talan edilmektedir.
Ayrıca kamu değerleri hiç bir çıkar, rant uğruna heba edilmemelidir.

Buradan yetkililere bir kez da seslenmek istiyorum.Kamu yararı doğa ve doğal yaşamı korumaktan geçer.
Gelin çevremizi koruyalım, bu kıyımı derhal durduralım!

Duyarlı olan herkesi Kaz Dağları ve bütün doğa katliamları için çok geç olmadan sorumluluk amaya davet ediyorum.
#Kazdağları ve Tüm Doğa Katliamlarına Hayır! 08.08.2019
Fatma Ulubey