Suratına bakıyorsun, aynı buzdolabının içi gibi,

İçi bilmem neymiş!

Bana ne ya!

Hadi gülmeyi boş verdim, insan biraz tebessüm eder, değil mi ama!

Yoksa doğarken, buzla mı yıkadılar?

***

Danaburnu musun, nesin ya!

Bir yerin altındasın, bir yerin üstündesin!

İyi ki bahçemde değilsin!

***

Yaslı gönlüme yaslandım nafile!

Tahminim uzağa gider kafile..

***

Her çıkışın, bir inişi vardır.

İster arabayla, ister yayan çık.

Yok öyle yağma!

Annnnnadın mı?

Düz yolda yürümek varken...

Diyor!..

***

Evlenecekler, evlendirenler ve evlenenlere mekân sağlayanlar ayrılmaz üçlü olmuşlar.

Evlenenler mutlu,

Evlendirenler (düğün sahipleri yorgun, argın, bu borçları ne yapacağım derdinde) hem mutlu, bir o kadar da maddi zarar etmiş durumda,

Geceden en çok karlı olanlarda mekân-salon tedarik edenler.

Herkes hakkını almış/alıyor yani!

***

Sen kurtulduğum için, dua ederim.

Sonra, olmadık şeylerle beni meşgul ettiğin için, beddua ederim.

İyi düşün.

Artık karar senin!

Ya dua, ya beddua!

Hangisi?..

***

Uzun yola çıkmış, iki sallama,

Hayat kurtarırmış, iki dallama,

Cilalar yapmış, allama pullama,

De hadi git,  maymun gözünü açmış!

Kerim BAYDAK

[email protected]