Devlet kurumlarında çalışmak sadece bir iş değil. Vatandır. Millettir. Devlettir. Sevgi, saygı ve adilce yönetilmelidir. Ya işimizi gerektiği gibi yaparız. Yada bizden daha nitelikli biri yapsın diye bir kenara çekiliriz.

Bir devlet çalışanı bulunduğu pozisyon, konum, mevki ve makamın kendisine miras kalmadığını bilerek ve anlayarak çalışmalı.

Hiç kimse sadece kendini gören, kibirli bir amirle çalışmak istemez. Başarılı yönetici alçakgönüllü, hata yaparken hatalarını kabul eden, ekibin hatalarını azarlamak yerine meseleleri kibarca çözebilen başarılı bir liderdir.

Çünkü yöneticiler yani liderler hataların doğal bir şey olduğunu ve kimsenin yanılmaz olmadığını kabul etmekten korkmayan liderdir.

Çalıştığımız iş yerlerinin kendine göre zorlukları vardır. Bazen haksız tutum ve davranışlara da maruz kalabiliriz. Bu durumda kendinizi hüsrana uğramış, aşağılanmış ve ötekileştirilmiş olarak hissettiğinizde yaptığınız işi neden ve niçin yaptığınızı düşünmeye çalışıp, bu durumdan etkilenen insanları hatırlayın.

Kendine güven bir kişinin kişiliğindeki içsel anahtardır. Hiç kimse çalıştığı personeline hakaret edemez.

İş yerinde sadık arkadaşlara sahip olmak da ayrıca hayatın büyük nimetlerinden biridir. Çünkü günün en verimli saatini beraber geçirir, bazıları ile samimi, bazıları ile daha az samimi oluruz.

Bu durum biraz da yıldızların uyuşması meselesi, ama iyi geçinmek lazım aksi takdirde hayat zehir olur.

Profesyonel yaşam, fırsatçılıktan uzak sadık ittifaklar kurmamızı gerektiren zorlu bir dünyadır. Bu nedenle duygularımızı, endişelerimizi, korkularımızı ve sevinçlerimizi arkadaşlarımızla birlikte ifade ederiz.

İş yerinde arkadaşlıklar arasında doğal sempatiden çok karşılıklı nezaket veya bir iletişim ilişkisi sonucunda iki taraf arasında bir arkadaşlık gelişebilir.

İş arkadaşlıkları stres, başarı, başarılar gibi her şeylerini bir birleriyle paylaşırlar. Sağlam temellere dayalı iş arkadaşlıkları zamanlarının çoğunu iş yerlerinde geçirdikleri için zorunlu arkadaşlıkları da samimiyete dönüşür.

Ayrıca iş hayatı fırsatçılıktan uzak sadık ittifaklar kurmamızı gerektiren sert bir dünyadır. İş arkadaşlıkları çalışanın profesyonel bir ortamda rahat hissetmesine ve işine giderek daha fazla sarılmasına katkıda bulunur.

İş yerinde sadık arkadaşlarla bir bardak çayın ya da bir fincan kahvenin veya atıştırmanın yerini hiçbir şey tutamaz. Mola zamanlarında kendinizin ve arkadaşınız için önemli olan kişisel konuları tartışmak ve paylaşarak özel an’lar oluşturmalıyız.

İş yerlerinde gelişen dostluklar profesyonel çerçeve ile sınırlı değildir. Bana göre daha fazlasıdır. Dostça bir ilişkiye de katkıda bulunabilir. Derinleşebilir. Zaman geçtikçe bu arkadaşlıklar ailenizin güvenebileceği bir parçası olabilir.

Özellikle iş arkadaşlarımızla uzun saatler geçirdiğimiz için bu da aramızdaki sevginin güçlenmesine katkıda bulunur.

Bir arkadaşlıkta samimiyet, dürüstlük, dayanışma ve mizah duygusu gibi çok önemli niteliklere sahip olmalıdır.

Uzun lafın kısası işimiz hayatımızın bir parçasıdır. İş arkadaşlarınızı sevin ya da sevmeyin onlara karşı saygılı olmanız gerektiğini asla unutmayın.