Son aylarda ve günlerde intihar haberlerini sıklıkla duymaya, hatta şahit olmaya başladık. Doğan her canlı, belli bir süre kendisine bahşedilen ömürden sonra, illaki ölecektir. Buna mâni olmak mümkün değil, kimsenin haddi de değildir. Çeşitli ölüm şekilleri vardır. Her canlının bu fani dünyadan göçü, ebedi âleme irtihâli farklıdır.

Bu ölümlerden bir tanesi de intihardır. Yüce yaratanın ve onun Peygamberinin tasvip etmediği intihar olayının halk arasında da fazla uygun görülmediği, dinimizde inancımız gereği de arzu edilmeyen ve istenilmeyen bir ölüm şeklidir. İntihar olayında, bir bireyin, neticesinin ölüm olacağının bilincinde olarak, kendisinin ölümüne yol açacak bir eylem de bulunması ve yapmasıdır.

İntihar olaylarında, ortaya koyulan risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet, medeni durum fark etmeksizin, travma ya da taciz yaşantısı, daha önce intihar girişiminde bulunulması gibi çeşitli sebeplerle intihara yönelenler, sadece insanlarla sınırlı olmayıp, hayvanlar âleminde de sıkça rastlanan bir durumdur.

İntihar edenlerin yanı sıra, geride kalanların pek anlamlandıramadığı çok karmaşık, acı, elem, ıstırap verici bir olay ve ölüm şekli olarak görülür Öyle ki intihar olayında, insan bilerek ve isteyerek kendini öldürüp, hayatına son vermektedir. Bir an için aklını yitirmek ve artık birtakım duygulara sahiplik edememek neticesinde olsa gerek, insanlar yaş, cinsiyet fark etmeksizin çeşitli şekillerde kendi yaşamlarına son veriyorlar.

İntihar sebepleri çok çeşitlilik arz edebiliyor. Acı, ruhsal gerilimler, suç ve suçluluk duygusu ve kavramı, çeşitli ruhsal hastalıklar, madde bağımlısı olmakla akıl yetisini yitirme, çeşitli finansal kayıplar, anlatılamayan ve çözümlenemeyen çeşitli gizli saklı konular gibi sebepler sayılabilir. Tabi bu sayılanlar yanında, dinsel hassasiyetler, siyasi ve politik sebepler, savaş suçluluğu, anti sosyal sebepler, insanı yaşama bağlayan birtakım sebeplerin ortadan kaldırılmış olması gibi daha çokça sebepler sıralanabilir.

Yaşadığımız çevrede de çok çeşitli yaş, cinsiyet ve konumlarda olan insanlar intihar ediyor. Bunları anlamakta ve anlamlandırmakta doğrusu zorlanıyoruz. Kabul etmek istemiyoruz, toz kondurmak istemiyoruz; ama hayatın yadsınamaz bir gerçeği olarak da bizzat şahitlik ediyoruz.

İllaki dünyanın her tarafında intiharlar oluyor, ancak kendi yaşadığımız çevrede ve ortamda, özellikle ilimizde son zamanlarda yaşanan intihar olaylarıyla sarsılıyoruz. Sanki Adıyaman’ımız üzerimizde kara intihar ettirici bulutlar dolanıp duruyor. Bir türlü kendimizi bunlardan soyutlayamıyoruz. “No olacak bu intiharlar sonu, bu insanlar hali!” demekten de kendimizi alamıyoruz.

Herkesin başına gelme ihtimali olan ve ilimizde peş peşe yaşanan bu intihar olaylarında büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuz bir gerçek. Eminim ve inanıyorum ki yetkililer, etkililer bu işlerle iştigal edenler, neden ve niçinleri üzerinde duruyorlar ve araştırıyorlar.

İnsanların canlarına kıymaları ve yaşamlarına son vermeleri bu kadar kolay/basit olmamalı. İntihar haberlerinin paylaşılmasında, yazılı ve görsel basının-medyanın olumsuz anlamda etkisi/katkısı ne kadar oluyor bilemiyorum; ama haber yapılması babında, bu kadar çok da insanların korku ve endişeye kapılmalarında dikkatli olmaları gerektiği kanaatindeyim.

Muhakkak intihar edenlerin perde arkasında çok farklı hikâyeleri olduğundan eminim. Bu hikâyeler bir an önce belirlenerek gerekli tedbirlerin alınması, inşallah intihar vakalarının azalması belki de yok olmasında etkili olacağını düşünüyorum. Artan hayat pahalılığı, yaşam kalitesi standartlarını düşmesi, insanlar arasındaki ekonomik farklılıklar, karşılanmayan aşırı arzu, istek ve talepler, krediler, aşırı borçlanmalar, iş bulamamak, atanamamak, gelecek kaygısı, aile içindeki görülemeyen ve bilinemeyen şiddet, kıyaslamalar…

Aile içi geçimsizlik, çoluk çocuğunun isteklerini karşılayamayıp suçluluk psikolojisine girme, sıkıntı, stres, depresyon, değersiz görülme gibi daha birçok sebepten dolayı hakkı olmadığı halde yaşamına son veren insanların her türlü hallerini irdelemek gerekiyor.

Ancak her ne olursa olsun, hiçbir şey hayatına son vermeye, hele intihar etmeye değmez, değmemeli. Hayat her haliyle güzel, yaşamak çok çok özel.

Hem dinin, inancın, hem toplumun tasvip etmediği ve geri dönüşü olmayan bir fiilin yapılması, yaşanması sonucunda meydana gelen intihar olayları, inşallah bir an önce azalır ve son bulur.

Kerim BAYDAK

[email protected]