İki zıt sözcüğün, bir anlamda hayatımızı şekillendirdiğini söyleyebiliriz. İyi ve kötü. Dünya var oldukça devam edecek iki anlam dolu sözcük. Habil ve Kabil'den kıyamete kadar devam edecek olan uzun soluklu bir süreç. Başka bir açıdan bakıldığında kötünün varlığı, iyiyi anlamlı kılarak ulaşılmaya gayret edilmeyi sağlar. Bu aynı zamanda, Dünyevi ve Uhrevi olarak ödül ve ceza sistemini de oluşturmaktadır.
Coronavirüs salgını nedeniyle ilginç bazı olaylara hep birlikte tanıklık ediyoruz. Çok çirkin örnekler de var. Örnek teşkil edecek fedakârlıklar hatta kahramanlıklar da var. İzninizle kötüden başlayayım ki iyiyi daha doğru ayırt edebilelim.
KÖTÜ
Okumaktan utanç duyduğum bir alıntı yazıyı, üzülerek ancak, ibret olması amacıyla paylaşmak istiyorum.
Bencilce ve ahlâk dışı davranışlar belki kendimizi daha iyi sorgulamaya da fayda sağlayacaktır.
Sağlık kahramanlarını evine gelmeye engel olma, Eba Tv'de görev alan fedakâr öğretmeni alaya alma ya da örtüsüne dil uzatma, güvenlik görevlisine zorluk çıkarma, devleti uçakla alıp vatana-yuvasına getirmiş, tedbir için 14 gün karantinaya alınması nedeniyle iğrenç küfürler edip utanmadan paylaşımlar yapıyor. Üstelik dört yıldızlı bir konfor sağlanmasına rağmen tepkiyi anlamak mümkün değildir. Normal zamanlarda 40-50 TL etmeyen maskeleri 200 TL'ye satan ahlaksız fırsatçıyı ya da sahte dezenfaktan ile vurgunculuk yapmak isteyenleri de bir kenara not etmek gerekir!
Devletini aşağılamak ise, ancak ve ancak ruhunu ve varsa aklını satan hainlerin işi olabilir!
Basına yansıdığı şekliyle ve bizzat orada ve AB ülkelerinde yaşayanların anlattıklarını dinlediğimizde, ne kadar şanslı olduğumuzu anlamamız mümkün olabilecektir. Sigortası olsa bile ciddi ücretler öderken, olmayanlara ise insan muamelesi bile yapılmadığını ibretle ve üzülerek dinliyoruz! Medeni ABD ve AB kendisinin olmayan maske, solunum cihazı, dezenfaktan gibi malzemelere korsanca el koyuyorlar! Yani düpedüz çalıyorlar. Kurdukları medeniyet hırsızlık, hile, sömürgecilik ve emperyalizmin bir sonucu değil miydi? Müzeleri Anadolu ve Dünya'nın pek çok yerinden çalarak getirdikleriyle dolu değil mi? Demokrasi, insan hakları gibi argümanlar ile Afrika başta olmak üzere birçok yerde sömürmeye devam etmiyorlar mı?
Türkiye'ye ağır hakaretler ederek medeni Batı ülkelerine yerleşenler, Türkiye'ye alınmaları için şimdi yalvarmaları da manidardır! Çünkü orada bağırma, hakaret etme, ayrıcalıklı olma isteği ya da şansları olmadığı gibi bir değerleri de yoktur!
PANİK
Asırlar önce İbni Sina'nın yapmış olduğu deney günümüze de ışık tutmaktadır. İki ayrı kafese birer kuzu yerleştiriliyor. Aynı miktarda yem ve su veriliyor. Ancak, bir kuzunun görebileceği şekilde yan tarafa bir kafes daha konuyor ve buraya da bir kurt yerleştiriliyor. Yaklaşık üç ay sonra kurdu gören kuzu zayıflayarak ölüyor.
Bu deneyden de anlaşılacağı üzere önemle ve ısrarla yazılarımda paniğe kapılmak insan sağlığı açısından çok tehlikelidir. Takıntı, kaygı, yalnızlık hissi, ölüm korkusu gibi duygulara yol açabilir. Bunun sonucunda ise bize hizmet eden insanları dahi öcü görme, aşırı gıda stoklama gibi acınası durumlara bizleri düşürebilir!
İYİ
Ülkemiz, kuşkusuz güllük, gülüstanlık değil! Ancak, eksikliklere rağmen insanın bir değeri var ve en önemlisi de hep birlikte daha güzele taşıyabilme imkânımızın olmasıdır. Olumsuz verdiğimiz örneklerin yanında; sevindirici bir taraf var ki o da, kötü örnek ve kişi sayılarının az olmasıdır! Milyonlarca iyiliksever ve erdemli insan olduğunu da belirtmeliyiz. Zira eskiler "su-i misal emsal değildir/kötü örnek, ölçü-baz alınmaz". diye haklı olarak ifade ederler.
Vatan, millet, yani bizler için fedakârca çalışan tüm İSİMSİZ KAHRAMANLARI kutluyor ve saygıyla selamlıyorum.
KAHRAMANLIK
Kahramanlık, kimi zaman ülkesi için silahla mücadele etmek, kimi zaman bir tekstil atölyesinde veya işletmede salgına rağmen üretim yapmaktır. Kahramanlık, kimi zaman herkes evinde kalırken kendini feda ederek görevinin başında hasta kurtarmaktır ya da Celil hoca gibi canıyla bedel ödemektir. Bazen ıssız ve buz gibi bir dağ başı karakolunda yurdu için nöbet tutmak ya da yurduna göz dikenleri etkisiz hale getirmektir. Kahramanlık, milli aşı, milli ilaç, milli savunma, milli tarım ve gıda, milli yazılım gibi ihtiyaç duyulan her şeyi gece, gündüz demeden üretmeye çalışmaktır. Kahramanlık, bazen bir can kurtarmak bazen de cana bir zarar-ziyan gelmesin diye önlem almak, gayret göstermektir. Kahramanlık, bazen ihtiyaç duyulan malzemeyi, ilacı, gıdayı zamanında yetiştirebilmek için gece gündüz direksiyon sallamaktır. Kahramanlık, iş kurup istihdam oluşturmak, çalışanlarını her türlü tehlikeden, söz ve davranıştan (mobbing'ten) koruyarak huzur ve güven içinde daha çok üretim yaptırmaktır. Kahramanlık, istihdam edildiği yere gücü yettiğince üreterek katkı vermektir. Kahramanlık, imkânı olanın, olmayana sahip çıkması ile sosyal barışı sağlamaktır. Kahramanlık, nesli aydınlık yarınlara eksiksiz yetiştirmek için değerleri ile çelişmeden gayret göstermektir. Kahramanlık bir sevdadır! Kahramanlık...!
"Kahramanlar can verir yurdu yaşatmak için".
İsmail Akgün
Mobbing Eğitim Yardım Araştırma Derneği (MEYAD) Genel Başkanı