Ahlak, değer kavramı ile  birlikte ele alınır ve ikisi birlikte "ahlaki değerler olarak tamamlanır.Tüm toplumlarda ortak değerler aynıdır, bu değişmez bir ölçü ve kuraldır.(Biribirine saygılı olmak, kimsenin hakkını yememek, çalmamak, yalan söylememek vs)

Ne yazik ki bazı insanlar, bu kişi ya da kişilere insan denilebilir mi bunu ayrıca tartışmak gerekir. Fakat ahlaki değerlerini unutmuş, vicdanını yitirmiş ve davranışlarında pervasız bir şekilde ölçüyü kaçırmış durumdalar.  Dolayısıyla bu değerler çöküntüye uğramamalı bilakis korunmalı ve gelecek kuşaklara doğru bir şekilde öğretilmelidir ve de aktarılmalıdır. Bugün yaşadığımız yozlaşmanın, hoşgörüsüzlüğün en büyük sebebi de bu ahlâki çöküntüdür.

Yazılarımda sık sık birlikte yaşama kültüründen bahsederim. Bunun açılımı şudur: Farklılıklarımızla bir arada yaşamak. Farklı inancımız olabilir, farklı siyasi görüşümüz,  kültürel farklılıklarımızla bir arada yaşamanın ne kadar önemli olduğunu ve tüm bunların demokrasinin olmazsa olmazı vurgusunu hep yapmışımdır . Ve insanım diyebilen herkesin ortak paydası bu olmalıdır.

Bu konuda Ünlü yazar Ahmet Ümit'in güzel bir vurgusu var, şöyle der, "Hepimizin bir tek ortak özelliği vardı: İnsan olmak. Farklı inançlara, farklı etnik kökenlere, farklı cinsiyetlere, farklı dünya görüşlerine sahip olsak da hepimiz insandık."
Evet asıl mesele insan olabilmek!...

Bakın yine bu konuda Ataol Behramoğlu şöyle söylemiş:
 "Oysa insan olmak, çoğalabilmektir başkalarıyla. İnsansın; birinin canı yanarken, senin de canın yanıyorsa."
İşte burada Empati kurmak çok önemli. Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi , sen de başkasına yapma!...

İnsanlık Coronavirüs belasıyla  yaşayabilmenin telaşına düşmüşken, yaşam koşullarımız değişmişken, insanlar insan olmak için niçin değişmezler ? ...

Bakın  ekonomik koşulların çaresizliği, yoksulluk kadınlarımızı vuruyorken, Kadına yönelik şiddet, ölüm, tacizler de tıpkı Corona salgını gibi büyüyor!....

Bu nasıl bir kin, bu nasıl bir hırs, bu nasıl bir nefret ki, sırf aynı görüşte, aynı düşüncede olmadığı için, bir başkasının eşine, ailesine, namusuna ve  bir anneye dil uzatabiliyor?...
Bu cesareti Kim yada kimlerden alıyorlar?

Biz dün, Sn. Binali Yıldırım'ın eşine karşı yapılan  hadsiz  söylemlerin karşısında olduğumuz gibi bugün de  Sn. Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'a karşı sosyal medya üzerinden yapılan ahlaksız saldırıya karşıyız. 
Siyasi görüşlerimizin ayrılığı, bir başkasının onuruna dil uzatmayı asla gerektirmez. 

İnsanlıktan nasibini almayanlara bir kez daha sesleniyoruz ve diyoruz ki ,Kadına yönelik tacizi ve her saldırıyı, 
bu tür ahlaksızlıklarla toplumu ayrıştıran, provake edenleri, insanın gururunu, onurunu çiğneyenleri bir kez daha nefretle kınıyoruz.

Mesele insan olabilmekte!.... 15.06.2020
Fatma Ulubey