Kabiliyetsiz olmak bir kusur değildir.. Ama karaktersiz olmak çok büyük bir kusurdur.

Hz. Mevlana

İnanç olduğu zaman hedefine ulaşılmayacak hiçbir düşünce ya da eylem yarıda kalmaz. Bu çetin ve yorucu olan konuların başında terör belası yatmaktadır. Türkiye’nin gelişmesini hazmedemeyen dış mihraklar, illegal örgütleri kullanarak eylemlerde bulunması, halkı rahatsız ve provokasyona teşvik etmek olacaktır. Yapılan ihanetlerin farkında olan vatandaş gerekli tepkisini koymakta, ama zamanında devletin elini uzatamadığı ya da başka hainler tarafından istismar edilen yerlerin devletin orada olmasıyla birlikte olumsuzlukların bitmeye yakın olduğu herkesçe malumdur. Başta bu yapılanmanın yerleşmesinde önemli rol üstlenen Fetö, sorunların açılması için her türlü ihanetin ve zulmün içinde bulunarak yol almasını kolaylaştırmıştır. 15 Temmuz pisliklerin ve ihanetlerin arındırma bağlamında milat olarak kabul edebiliriz. Dede Korkut’un bu manada çok önemli deyişini belirtmek isterim:

Kahpe içerden olunca

Kapı kilit tutmaz oğul!

Halk içinde bozgunluk yapan

Haindir oğul!”

Bu vecizeden yola çıkarak terör örgütlerin ne denli havada kaldığını görmek açısında yerinde bir sözdür. Hataları hep başka yerde arayınca, burnumuzun dibindeki ihanet şebekelerini görmezden gelmişiz. Her iki terör örgütü birbiriyle koordineli hareket ederek hem beslenmişler hem de Türkiye’nin prangalarından kurtulmasına izin vermemişler. Adeta kronik bir sorun olan terör belası, Avrupa’nın da gözünden kaçmamıştır. Mankurtlaşmış beyinleri satın almada herhangi bir sıkıntı yaşamadılar. Satın alınmış zihinlerin yapılanmasını da Avrupa’da da yaparak hem finansman hem de istişarelerini yapabilme fırsatını elde etmişlerdir. Haliyle bu Siyonist ve Haçlı zihniyet tarafından desteklenen örgütler, işimizi zorlaştırsalar da işin üstesinden gelmeyi başaracağız. Bu inanç ve kararlık olduğu sürece yapılmayacak hiçbir şey yoktur.

İçişleri Bakanı Sayın Soylu, gayreti takdire şayandır. Sözde örgütün kuvvetli olduğunu düşünen yerlere bizzat kendi giderek temaslarda bulunmuş, işin ehemmiyetini göstermiştir. Daha önceki içişleri bakanların emeğini görmezden gelmek haksızlık olur. Tabii onlar ihanet şebekelerin bulunduğu bir dönemde görev almak bile başlı başına bir cesaret olgusudur. Amaç kıyaslamak değildir. Her dönemin içinde bulunduğu zorluğa işaret etmek olacak amacımız. Sayın Soylu ise gecesini gündüzüne katarak terör örgütlerine aman vermeden ensesinde olacağını belirtmiştir. Şimdiye kadar uçak ve helikopter girilmez dedikleri yerlere kahraman ve korkusuz askerlerimiz inlerine inmiş, envanterlerini yakalamıştır. Tüm Avrupa’ya rağmen bu işin sonu gelmeden kimseye huzur yoktur. Yakalanan silahların kim ve kimler tarafında verildiği ve desteklendiğini de biliyoruz. Bumerang gibi çarkın kendilerine döneceğinde kimsenin şüphesi olmasın.

Türkiye’nin tutumu açık ve nettir. Bir terör örgütü başka bir örgütle yok edilmesi kabul edilemez. Tarih er ya da geç Türkiye’nin tezini doğrulayacaktır. Amaçları canileri yok etmekse bu misyonu üstlenmeye en büyük aday Türkiye’dir. Birlikte hareket edilirse çok kısa bir zamanda bertaraf edilecektir. Dışarıdan destek kesildiği zaman sudan çıkmış balığa dönecektir. Eğer amaç buysa sıkıntı yoktur, ama başka kirli zihniyetler varsa da ona bir şey diyemem. Bu unutulmamalıdır ki ister olsun ister olmasın her iki şekilde de bu iş bitecektir.

Vesselam!