Elli-altmış yıl önce çocukluğumuzda, büyüklerimiz veya ustalarımızın hayat tarzları dışında bir görüş ortaya attığımızda, “İcat çıkarma” diye tepki gösterilirdi. Belki yüz yıllardır devam eden bu geleneksel tepki kısmen günümüze kadar da gelmiştir. Bizler “İcat çıkarma” diye azarlanırken batı ülkelerindeki insanlar, aksine “icat” çıkarmaları için teşvik edilmişlerdir. Teknolojik uygarlık seviyesi açısından batı ile aramızda aleyhimize oluşan farkın sebeplerinden biri olarak bunu görürüm.

İlimizde birçok sosyal amaçlı eserleri de bulunan hayırsever Merinos grubunun, Besni ilçemizde yaptırarak devlete bağışladığı Mimarlık Fakültesine kayıt yaptıracak öğrencilere önemli miktarda karşılıksız burs vermesine rağmen yine de yeterli öğrenci seviyesine ulaşamaması dikkatimi çekiyor, üzülüyordum. Konu ile ilgili bir dostuma nedenini sorduğumda, Besni ilçemizde, hatta Adıyaman il merkezinde bile yapı projelerinin üç aşağı beş yukarı aynı biçimde olduğunu, mimar ve adaylarının ufkunu açacak farklı projelere rastlanmadığını, bu nedenle okulda yeterince gelişemeyeceğini sezinleyen öğrencilerin daha çok büyük kentlerdeki mimarlık fakültelerini tercih ettiğini söylemişti. Kısaca “icatsızlıktan” yakınmıştı…

İlimizde de farklı projeler yapan mimar ve müteahhitler tabii ki vardır. Nitekim geçenlerde Adıyaman’da “MNC ve Hasoğlu İnşaat Şirketi” ortakları ile yaptığımız sohbette; deprem anında binanın daha fazla dengede durmasını sağlamak amacıyla radye temelde ekstradan bırakılan ampatman payını 1,5-2 metreye çıkardıklarını, temel inşaatının tüm aşamalardaki görüntülerini video ile arşivlediklerini, yansıttıkları televizyon ekranında alıcı adaylarına izletip birer CD’sini verdiklerini duydum.

Ayrıca ilde alışılagelmiş dört köşe görünümlü apartman yerine ilde ilk kez dış görünüşü daire(yuvarlak) şeklinde rezidans projesi hazırladıkları, her konutta Yeni Nesil Amerikan Mutfağının yanı sıra müstakil 35-40 m2’lik “kat bahçesi” tasarladıkları anlatıldı. “Ekolojik proje” adını verdikleri bu projeyi hangi mimarla birlikte hazırladıklarını sorduğumda Ece Mimarlık olduğu söylendi. Bu kat bahçelerinin, aynı zamanda geçenlerde 4.11.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7255 sayılı yasa ile tarım arazilerinde kurulması yasaklanan hobi bahçelerinin yokluğunu kısmen de olsa aratmayacağını düşündüm. Çünkü böylece, ara katlardaki konut sakinleri bile en azından balkonu andıran alanlarında ikişer dal da olsa biber, domates gibi sebzeleri öz elleriyle yetiştirebilecek, vücutlarındaki elektrik enerjisini toprağa atıp daha sağlıklı olma imkânına kavuşabileceklerdir. Bu ve benzeri “yeni hayallere” Adıyaman Belediye Başkanı Süleyman Kılınç ve Yardımcısı Mithat Töken başta olmak üzere yetkililerin de katkı sunacağını umuyorum. Nasıl olsa, “Her gerçek bir hayalle başlar.” Çıkarılan her “icat” gibi…

Bu arada, benzer yenilikler var ise kamuoyu ile paylaşmak üzere sütunlarımızın açık olduğunu da belirteyim…

Söz açılmışken inşaat ustalarından çoğundaki hiç hoş olmayan bir alışkanlıktan bahsedeyim; uygulamada genellikle ustalar kendi işinin atığını temizlemeyerek bir sonraki işin ustasına adeta armağan(!) bırakmaktadır. Oysa kendi işini bitirip tesliminden önce kendi atığını kendisi temizler ve özellikle iş sahibi veya müteahhit te, işin ilk pazarlığında bu hususu söylerse ustalar; unutmuş ve atık malzemeler arasına girmiş olabilecek malzeme ve varsa gözden kaçan eksik veya yanlış taraflarını fark etme imkânına da sahip olabilecek, bu uygunsuz alışkanlık ta zamanla son bulacaktır.

Ayrıca, kamuya açık olmasına karşın mezarlık, cami ve parkların etrafı genellikle “kale gibi” taş duvarlarla çevrilmekte, aynı manzaraya sitelerde de sık rastlanmaktadır. Oysa özel mülkiyet te olsa site etrafı duvarla değil de yalnızca demir veya ahşap korkulukla çevrildiğinde doğal veya yapay sarmaşık veya benzeri bitkilerle kapatılabileceğinden aynı zamanda siteye görsellik kazandırılacak, ömrü ve gerektiğinde onarımı daha ekonomik olacaktır.

Konumuz ile ilgili bir anekdot aktarayım: 2014 yılı sonunda terk ederek fiilen de emeklisi olduğum otuz yıllık emlak danışmanlığı mesleğimde, Adıyaman’da yaşayan İsviçre vatandaşı bir aile dışında, satın alacağı dairenin bulunduğu toplu konutun sığınak ve otopark gibi ortak alanlarının da bulunup bulunmadığını önemseyerek kontrol edildiğini hatırlamıyorum.

Son bir söz; yazarlar içerisinde makalesinde kullanılan resmi maskeli olan var mı, bilmiyorum. Toplumda maskenin önemini gündemde tutmak amacıyla salgın sona erinceye kadar bu köşede yayınlanacak resmimin maskeli olmasına dün karar verdim.

Yine eskiden olsa, “İcat çıkarma” denir mi idi acaba?

Mustafa Işıldak

31.12.2020

[email protected] 0532-422 95 28