Adıyaman’da Bugün Gazetesinin 23 Mayıs 2014 tarihli nüshasında örneğine pek rastlanmayan bir haber okudum:

Adıyaman Adliyesinde 38 yıldan beri Hizmetli olarak görev yaptıktan sonra emekliye ayrılan Yusuf Bereket’e, devlet hizmetini başarı ve yüz akı ile tamamlamasından dolayı Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünce Plaket ve Teşekkür Belgesi veriliyor. Adliye Sarayı Konferans Salonunda düzenlenen törene Cumhuriyet Başsavcısı Faruk Büyükkaramuklu, Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İsa Yalı, Hâkimler Serdar Tuna, Bilgin Kızılay, Esra D. Büyükkaramuklu ile Hizmetli Yusuf Bereket’in oğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi Mübaşiri Yaşar Bereket ve çok sayıda personel katılıyor…
Düşündüm de, plâket verilen kişi başka ile atanmış bir savcı, hakim veya bir vali değil, yerleri süpüren, masaları silen, çay getirip götüren, belki bir çoğumuzca yeterince değer verilmeyen sıradan bir Hizmetli. Bir İşçi… Plaketin verilme nedeni verilen kişinin makamı, mevkii, imzası değil, yalnızca emeği, alın teri… Takdir ettim “alan”ı ve “veren”i… 
Verilen bu plâketin manevi etkisi yalnızca Bereket’e olmaz, asıl kalıcı etkisi geride kalan çalışma arkadaşlarına da olur, hatta ailelerine de olur. Personelin kendi görevlerini daha özenli yapmaları için teşvik edici, yönlendirici, motive edici bir güç olur. Sonuçta tüm adliye hizmetlerine ve daha da genelleştirirsek tüm topluma fayda sağlamış olur.
Haberi okuyunca Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülriz Uygur’un ‘Hukuk Etik ve Meslek Etikleri’ dersindeki aşağıdaki cümlelerini hatırladım:
“İnsan dediğimiz değişime açık bir varlıktır ve her zaman değişir. Türkiye’deki en önemli hatalardan biri, hep kötü örneklerin tartışılıp ortaya konulmasıdır. İnsanlarda bu işin bu şekilde gerçekleştiğine dair bir algı ortaya çıkıyor. Hâlbuki çok iyi kararlar veren hâkimler, savcılar var. Çok iyi bir şekilde kararlar verilmesinde rol oynayan avukatlar var. Bunların hep öne çıkarılması lazım ki bunlar ‘rol model’ olabilsin. En kötüsünü göstererek ‘hukuk böyle bir şeymiş, Bu hiç olmazsa daha iyi sonucu ortaya çıkıyor. İtibarsızlaştırma oluyor. İnsanlarda ‘Hukuk bu kadar kötü bir şeymiş’ yanılgısı doğuyor. Hâlbuki iyi hâkimlerin, savcıların, avukatların, mahkeme kararlarının rol modeli yapılması lazımdır. Temel yan ılgımız bu.”
Dileğimiz gerek “veren” ve gerekse “alan” açısından iyi örnek oluşturan bu tür “rol model”lerin toplumda yer almasında diğer kurumların da Adıyaman Adliyesini örnek almaları ve “temel yanılgıları” sonlandırmaları…