Uzun zaman bir diliminden sonra yeniden siz okuyucularımla buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum.
İş yoğunluğumun yanısıra bazı nedenlerden dolayı uzun bir süre köşe yazılarıma ara vermiştim.
Ancak baktım ki, her ben ne kadar köşe yazmasam da bir gün yazacağımı düşünerek, “yeniden okuyucularımla buluşayım” dedim.
En son yazmış olduğum köşemin üzerinden belki aylar, belki de 1 yıla aşkın bir süre geçti.
Ancak geçen zaman içinde yerelde sorunların pekte değişmediğine şahit oldum.
Mesela çevre illerimize göre neden hep geriden sayıyoruz?
Geçmişte yanı başımızda bulunan Şanlıurfa ilimizden daha gelişmemişken, bu ise bu ile gıpta ile bakıyoruz?
Bu konuları hep düşünmüşümdür.
Havalar ısındıkça ısınıyor, “ancak Adıyaman’ın mega projesi” diye adlandırılan “Eğriçay projesinin” esemesi bile okunmuyor.
Adıyaman halkının kavurucu sıcakta gideceği mesire alanı “yok” denilecek kadar az.
Lakin geçen günlerde Şanlıurfa’ya gittiğimde şehrin rakım ve nüfusunsun yazıldığı tabeladan itibaren değişim ve dönüşüm projeleri dikkatimden kaçmadı.
Örneğin bir dönem Şanlıurfa’da Balıklıgöl’ün hemen üst tarafında bulunan atıl alan şuanda devasal bir park olarak halka sunulmuş, şehrin birçok noktasında yapılan battı çıktılar adeta şehre yeni bir görünüm kazandırmış.
Peki Adıyaman’da bu gibi hizmetler neden olmasın!!
Bizim Şanlıurfa’dan neyimiz eksik?
Bugün Türkiye genelinde vergisini ve faturasını zamanında ödeyen illerinde belki de en başında geliyoruz.
Ancak buna rağmen ilimize kazandırılan projelere baktığımız zaman çevre illerimizin ilerisinde sayılmayız herhalde?
Bu halk mesela “devasa mesire alanlarını, bulvarda şehrin bir noktasından bir noktasına ulaşımı sağlayacak olan tramvayı, bir kültür merkezini, şehir trafiğindeki park sorununun son bulduğunu, üst geçitlerin asansörlü ve yürüyen merdivenli olduğunu, yaz mevsiminde suların kesilmediğini görecek mi?” bilemiyorum ama, bizim göremeyeceğimiz kesin.