Adamın biri New York Central Park’ta yürüyüş yaparken, aniden kuduz bir köpeğin küçük bir kıza saldırdığını görür.
Koşar ve köpekle boğuşmaya başlar. Hayli uzun bir uğraştan sonra üzeri yara bere içinde kaldığı halde köpeği öldürür ve küçük kızın da hayatını kurtarır!
Son anda bu sahneyi gören polis, nefes nefese olay yerine koşar ve adamın yanına gelir. Sarılıp teşekkür ettikten sonra “sen” der “bir kahramansın, yarın bütün gazeteler seni yazacaklar ve göreceksin başlık da şöyle olacak; cesur New Yorklu küçük kızın hayatını kurtardı!”
Adam “iyi ama ben New Yorklu değilim” der.
Polis “fark etmez, bu durumda gazeteler şunu yazacaklar; cesur Amerikalı küçük kızın hayatını kurtardı” cevabını verir!
“Ama ben Amerikalı da değilim” der, adam artık şaşırarak…
Polis “ya, o halde nerelisin?” diye sorunca, adam cevap verir; “ben Iraklıyım!”
Polis adama başka bir şey söylemez. Zira adam ertesi gün gazetelere göz attığında, şöyle bir başlıkla karşılaşır; “Radikal İslamcı, Masum Amerikan Köpeğini Öldürdü!”
Sanırım bu olayla birlikte Amerikalılar gerçek yüzünü her zaman olduğu gibi bir kez daha ortaya koymuşlardır. Belki diyeceksiniz iyi ama bir ABD Polisi böyle düşünmüş diye bunu herkese mi mal edeceksiniz?
Evet, Amerikalıların hatta daha da ileriye gidebilirsiniz, gayrimüslimlerin hepsi değilse bile genel olarak Müslümanlara karşı bakış açıları aynen bu şekildedir.
Yoksa dünyanın ta öbür ucunda bulunan ABD ve AB ülkelerinin Ortadoğu’da ne işleri olabilir? Diyeceğim o ki, bunların bir taraftan bölgede var olan yer altı zenginliklerine hâkim olabilme gibi bir düşünceleri olabilir, ama şu da bir gerçek ki, öbür taraftan da asıl amaçları 1400 küsur yıl evvel İslam’a karşı başlatmış oldukları mücadeleyi devam ettirmektedirler.
Atalarımız, “Gâvurdan dost, domuzdan post olmaz” sözünü boşuna söylememişlerdir herhalde…
“Irak halkına özgürlük getireceğiz” diyerek tüm dünyayı güya kendilerince kandırarak Bağdat’a giren, ülkeyi işgal edip, çıkmamak için türlü desiselere başvuran bunlar değiller midir?
“Irak’a özgürlük getireceğiz” diyen malum ulusun yaptığı işkencelerin ardı arkası kesilmiyor. O nedenle bugün Irak halkı hiç beğenmedikleri Saddam Hüseyin dönemini bile mumla aramaktadır.
Ülke adeta harap olmuş, taş üstünde taş kalmamış… Sünnetsiz Coniler, Antoniler tabiri caiz ise Iraklı Ayşelerin, Fatmaların namuslarını bile bir bir kirlettiler! Topyekûn hepsini insanlık dışı muamelelere tabi tutmaktan zevk almaktadırlar…
Daha bunlara benzeyen nice hadiseler Irak’ta vukuu buldu, bulmaya da devam ediyor!
ABD ve AB’nin bunca yaptıklarından sonra iyi niyet ya da demokrasi gibi söylemlerine nasıl inanılır?
Ülkede “demokrasiyi hâkim kılmaya çalışıyoruz” diyerek, her gün şiddet ve terör estirirlerken, öbür taraftan ülkesini ve milletini savunmaya çalışan mazlum Iraklılara ise, “yapmış olduğunuz eylemin adına terör derler” diyerek, böylece hepsini potansiyel terörist olarak dünyaya ilan etmediler mi?
Keza Irak’la kalmayıp, ‘Arap baharı’nın Arap kışına evirildiği Suriye’ye odaklanan bu küresel teröristler, bugün orada da her türlü olumsuzluğa yeltenmiyorlar mı?
Canilikleriyle, barbarlıklarıyla, gayri insani davranışlarıyla son 5 yıldır Suriye’de taş üstünde taş bırakmadı bu ikiyüzlü küresel teröristler!
Güya terör örgütü DAEŞ unsurlarına karşı koymak için bu ülkede var olduklarını iddia eden malum işgal güçleri, perdenin gerisinde anlaşmış oldukları Moskoflarla ve Moskof yandaşlarıyla birlikte uluslararası meşruiyeti bulunan ılımlı unsurlara bomba yağdırıp duruyorlar.
Hatta savunmasız, mazlum ve biçare Suriye halkının yardımına koşan, onlara şefkatle kucak açan, dertlerine deva olmaya, yaralarını sarmaya çalışan İHH gibi hayır kuruluşuna bile bomba yağdırarak, barbarlıklarını tescillediklerine şahit oluyoruz…
Kısacası, dünyanın öbür ucundan coğrafyamıza gelip mazlum insanları her türlü insanlık dışı muamelelere tabi tutan, en ala barbarlıklarını sergileyen bu küresel emperyal odakların yaptığı ikiyüzlükle birlikte aynı zamanda teröristliğin dik alasıdır!
Selam, sevgi ve gönül dolusu muhabbetlerimle…
Bilal KARADAĞ [email protected]
