Bu dünyada yaşayıp, hayalleri olmayan insan olabilir mi?

Sanmıyorum olabileceğini.

Öyle veya böyle, her insanın büyük, küçük bir hayali vardır mutlaka.

Kimi, iş, mevki, makam, kariyer ister.

Kimi, para, kimi ev, araba, başarı veya sağlık...

Kimi, evlenip mutlu, huzurlu bir yuva kurarak, çoluk çocuk sahibi olmak ister.

Aslında hayal kurmayı vazgeçilmezlerimiz arasında sayabiliriz.

Hayal kuranlar çaba gösterdiklerinde, hedeflerinin tamamına ulaşamasalar da bir kısmına mutlaka ulaşırlar.

Olumlu yönde gayret ve çaba gösterdiklerinde, hedefledikleri hayallerin hepsine ulaşanlar da yok değildir.

Önemli olan makul, mantıklı hayalleri, hedefe çevirmek, hedefe doğru ve hedefe varmada çaba göstermek.

Bu konuyla ilgili eli kalem tutanlar ve bu işe kafa yoranlar sayfalarca kitaplar olan, olabilecek yazılar yazmışlardır.

Hayaller de herkese göre değişir.

Kimi, küçük hayal eder, küçük düşünür ve küçük hedeflere varmayı arzular.

Kimi, büyük hayal eder, büyük düşünür, büyük hedeflere varmayı arzular.

Kimi, küçük, büyük hayal etmek nedir bilmezler, sürekli bulunduğu yerde dolanıp dururlar.

Büyük hayal etmeyi gerektiren  ve bilimsel olan aşağıdaki örnek bu konuyu destekleyecek ve kavrayacak niteliktedir.

“...Bilim adamları, pirelerin farklı yükseklikte zıplayabildiklerini görürler.

Birkaçını toplayıp, 30 cm yüksekliğindeki bir cam fanusun içine koyarlar.

Metal zemin ısıtılır.

Sıcaktan rahatsız olan pireler, zıplayarak kaçmaya çalışırlar; ama başlarını tavandaki cama çarparak düşerler.

Zemin de sıcak olduğu için, tekrar zıplarlar, tekrar başlarını cama vururlar.

Pireler camın ne olduğunu bilmediklerinden, kendilerini neyin engellediğini anlamakta zorluk çekerler.

Defalarca kafalarını cama vuran pireler, sonunda o zeminde 30 santimden fazla zıpla(ya)mamayı öğrenirler.

Artık hepsinin 30 cm zıpladığı görülünce, deneyin ikinci aşamasına geçilir ve tavandaki cam kaldırılır.

Zemin tekrar ısıtılır.

Tüm pireler eşit yükseklikte, 30 cm zıplarlar!

 Üzerlerinde cam engeli yoktur, daha yükseğe zıplama imkânları vardır; ama buna hiç cesaret edemezler...”

Pireler kafalarını cama vura vura öğrendikleri bu alışkanlıklarla ve sınırlayıcı hayat dersine sadık halde yaşamaktadırlar.

Halbuki pirelerin isterlerse kaçma imkânları vardır; ama kaçamazlar, kaçmaya yeltenmezler.

Çünkü engel artık zihinlerindedir, kendilerini öyle şartlandırmışlardır.

Onları sınırlayan dış engel (cam) kalkmıştır; ama kafalarındaki iç engel  hala (burada 30cm'den fazla zıplanamaz inancı) varlığını sürdürmektedir. Bu engel büyük düşünmeleri gerektiğini hayal etmelerini ortadan kaldırmıştır.

Belki bu deney canlıların neyi başardıklarını değil, neyi başaramayacaklarını, nasıl öğrendiklerini göstermek açısından çok önemlidir.

Aslında bir insanın gelebileceğine inandığı en üst nokta muhakkak vardır, işte bu onun için  cam tavanıdır.

Hayalleriniz cam tavanı ve tavan yüksekliğini gösterir desek doğru olur sanırım.

Ne kadar yükseğe sıçrarsanız, çalışıp çabalarsanız, hayalleriniz, varmak istediğimiz nihaî hedeflerimiz o kadar büyük demektir.

Onun için sakın unutmayalım!

Büyük hayal kuramayanlar, büyük işler başaramaz.

İnsanlar, ancak hayal ettikleri kadar hedeflere ulaşırlar.

Bence hayallerinizin büyük olsun ki; hedefleriniz de büyük olsun.