Her insan yaptığından sorumludur.

Ancak bazen yapılanlar, etrafın da iletişimde ve etkileşimde olduğun insanları rahatsız edebiliyor.

Beraber olduğun insanları huzursuz edebiliyor.

İnsanlar hakkında, çeşitli söylemler olabiliyor.

Tetiği bozulmuş silah gibi, sözler mermiler arka arkaya çıkabiliyor.

Mani olmak istersiniz, imkânı yoktur, ağzı olan her şeyi fütursuzca sözler sarf ediliyordur.

Her ne kadar inanmak istemesen de, beynini kemiren bir kurt, sürekli sizi rahatsız eder durur.

“Acaba, ya doğruysa, olabilir mi?” diyerek iç geçirir, kendi kendinize konuşur, dudak büker, başınızı sağa sola döndürüp, hayret edersiniz.

 İnanmamak adına, başka uğraşlar edinip, unutmaya, düşünmemeye çalışırsınız.

Ancak bir defa içiniz fesatlıkla dolmuştur, gün yüzüne çıkıp, güneşli havada cirit atmak için sabırsızlanıyordur.

Her an, kızgın lavlar gibi, yanardağın yücesinden fışkırmaya can atıyordur.

Her an, can yakmak, yürek acıtmak için huzursuzlanıyordur.

Gün yüzüne çıkanlar, yuvarlandıkça dağlar misali büyüyerek, üstüne üstüne geliyordur.

Artık istesen de mani olamazsın.

İstesen de onun hakkında söylenenlerine beş duyunu kapatamazsın.

Öyle bir hal alır ki söylenenler, kendi söylediğiniz, zaman içerisinde sana döndüğünde, sen bile inanmak zorunda kalırsın, mecbur hissedersin kendini.

Hele bazı insanlar hakkında söylenenlere asla inanmak istemez, yakıştıramaz, toz kondurmazsınız.

Ancak içten içe de şüphelenmekten kendinizi alamazsınız.

Hasbelkader, bir de mevcut ateşi harlandıracak en ufak bir kıvılcımın da farkına varmış, şahit olmuşsanız, işte o zaman her şey gözünde ters düz olmuştur.

Hayal kırıklıkları, cam kırıkları halinde avucunu, yüreğini, kalbini, beynini paramparça edecektir.

Artık kurtuluş yoktur, olacaklardan kaçamazsınız.

An gelir “artık tamam!” dersiniz ve teslim olursunuz,

“Neye mi?”

 Vallahi bilen bilir, bildiklerinden, duyduklarından, bilen bilir yaşadıklarından!..

“Paca olmayan yerden, duman tütmez demişler!”

Eskiler söylemişlerse, muhakkak bir bildikleri vardır.

Unutulmamalıdır ki insanlar beşerdir, şaşar ve şaşırır, ağlar, sızlar, unutur…

Önemli olan ne yaptığının bilincinde olmak ve farkına varmaktır.

Hele hatalardan ders çıkarmak da erdemlerin ve hissiyatların en güzelidir.

Bir de destekleyici özür dilemek, nefsi memnun ettiği gibi, erdemli olmanın da en güzel örneğidir.

Kerim BAYDAK

[email protected]